Memleket meselesi
Ben de çoğu insan gibi, İstanbul’dan memleketine yıldan yıla gidenlerdenim. Bazıları zamanını daha tasarruflu kullanmak için hava yolculuğunu tercih etse de, uzun otobüs seyahatiyle çevreyi doya doya izleyerek gitmek benim için ayrı bir önem kazanıyor. Uçağa binenler birkaç saat içerisinde memleketine inerken siz daha yeni yeni köprü gişelerinden geçmektesinizdir bu da ayrı bir konu.
İstanbul’u çıkana kadar sağlı sollu gördüğünüz yeni yapılaşmalar sizi kah “Ne kadar da hızlı gelişiyoruz” düşüncesine sevk ederken kah, “ İstanbul’da yeşil alan kalmadı” düşüncesine kapı aralıyor. Asıl macera ise İstanbul’u çıkınca başlıyor. Sıkışık trafikten kurtulan sürücülerin suratlarındaki gülümsemeyi görebiliyorsunuz. Vızır vızır yanınızdan akıp giden araçların sesi size belli süre sonra huzur vermeye başlıyor. Asıl dikkatinizi çeken ise şehirlerarası yolların daha düzgün ve daha güvenli hale gelmiş olması.
Bugün Anadolu’nun en ücra kentlerine kadar uzanan otoyollar Türkiye’nin ekonomik anlamda ne derece yol aldığının göstergesi. Sahil kentlerini yüzlerce kilometreyle birbirine bağlayan duble yollar büyük takdir topluyor. Memleketlerinden dönenlerin köy yollarına kadar yapılan çalışmaları övgüyle dile getirmesi de halkın bu icraatlardan ne derece memnun olduğunun işareti.
Ülkemiz hızla gelişiyor. Buna paralel kişilerin yaşam standardı da yükseliyor. Ekonomik imkanlar genişlerken insanlar başta ev ve otomobil olmak üzere yatırımlarını çeşitlendirmek için kolları sıvıyor. İstanbul’da gördüğünüz son model otomobilin aynısını Tokat’ta da, Hakkari’de de, Mardin’de de, Batman’da da görebilmek mümkün. Vatandaşın harcama çeşitliliğinin artması ekonomideki dinamizmin yansıması. Ulaşım alanında sürdürülen faaliyetlerin kalitesi de o ülkenin hangi aşamada bir kalkınma içerisinde olduğunun emaresi.
Yüksek Hızlı Tren projesinin devreye girmesiyle İstanbul- Ankara arası 3 saate kadar indi. İstanbul - İzmir arası karayolu ulaşımını 3,5 saate düşürecek İzmit Körfezi geçiş projesindeki çalışmalar son sürat devam ediyor. Üçüncü köprünün ayakları da yavaş yavaş yükselmekte. Kısacası; İstanbul kalkındıkça, Anadolu da kalkınıyor. Köprü trafiği açıldıkça köy yolları da açılıyor. Altyapı çalışmaları hız kazandıkça memlekete olan hasret de azalıyor. Artık köyünüz size daha yakın çünkü.