Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Malatya'da 3 kızıyla yaşam mücadelesini sürdüren Melek Gezici, çadırda yaptığı yufka ve gözlemeleri satarak ailesinin geçimini temin ediyor.

Erken yaşta evlenen, 4 kız çocuğu ve 2 torun sahibi 38 yaşındaki Melek Gezici, depreme Battalgazi ilçesindeki 8 katlı binanın üçüncü katındaki evinde çocukları ile yakalandı. Duvarların yıkılması üzerine çocuklarıyla dışarı çıkan Gezici, sığındığı Malatya Otogarı'nda ikinci depreme yakalandıktan sonra aynı kentteki eniştesinin yanına gitti.

Eniştesinin kendi imkanlarıyla yaptığı çadırda 3 gün geçiren Gezici ve çocukları, daha sonra Samsun'a giderek bir süre yurtlarda kaldı. Evi ağır hasar gördüğü için konteyner başvurusu olumlu sonuçlanan aile, kente dönerek kendilerine tahsis edilen konteynere yerleşti.

Ağabeyi, dükkanları yıkılan esnafın çadırlarının bulunduğu alana, depremin etkilerinden kurtulması ve gelir sağlayabilmesi amacıyla Gezici için 3 metrekarelik çadır kurdu. Gezici, çevre yolu üzerinde alt geçit mevkisindeki çadırda açtığı yufka ekmek ve gözlemeleri sacda pişirerek satıyor.

Kızlarından biri evli olan Melek Gezici, eşinden ayrıldığını, çocuklarına bakabilmek için çalışması gerektiğini söyledi.

Kızlarından biri evli olan Melek Gezici, eşinden ayrıldığını, çocuklarına bakabilmek için çalışması gerektiğini söyledi.

Yaklaşık 6 yıl farklı yerlerdeki mantı evi ve yufkacıda çalıştığını anlatan Gezici, "Depremden sonra iş bulmak için önceden çalıştığım yerleri aradım. Kimisi köyde, kimisi Samsun'da olduğunu, kimisi de yurt dışına çıkacağını söyledi. 'Ne olacak?' diye düşünmeye başladım. Oturdukça deprem hep aklımdaydı, başka bir şey yoktu. 'Ne yapayım?' derken, burası aklıma geldi." dedi.

Gezici, ağabeyi ile görüşüp bir yer açmaya karar verdiklerini belirterek, "Sonuçta yaptığım işti. Allah razı olsun, abim de pratik olarak böyle bir yer yaptı. Bana ocak ve tahta aldı. Ben de geldim ekmek yerimi açtım." diye konuştu. Günlük 150 yufka ekmeğin yanı sıra gözleme yaptığını ifade eden Gezici, günlerinin bu şekilde geçtiğini kaydetti.

Gezici, sabah önce hamur yoğurduğunu, ardından da gözleme içi hazırladığını dile getirerek, temizlik ve düzeni sağladıktan sonra da sacda pişirdiği ürünleri sattığını söyledi. Depremden sonra çok zorluklar yaşadıklarını ancak devletin kendilerine çok iyi baktığını vurgulayan Gezici, şöyle devam etti: "Bunu kesinlikle inkar edemem. Devlet çok iyi baktı ve her şeyimizi çok iyi karşıladı ama dedim ki 'Benim elimden iyi kötü gelen bir şeyler var. Orada durup beklemektense kendim ekmeğimi açayım, mücadelemi vereyim.' Çok şükür Rabb'ime, güç kuvvet verdi. Geldim işte burada ekmeğimi açıyorum, kendi geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz." Gezici, kızlarının da kendisine yardım ettiğini belirterek, "Üç metrekare küçük dükkanımızda milletimize elimizden geldiği kadarıyla yufka ve gözleme sunmaya çalışıyoruz. Kızlarımla birlikte biz de hayata bu şekilde tutunduk. Kazandığım bana ve çocuklarıma yetiyor. Kazandığım para ve devletin verdiği çocuk parası ile geçiniyoruz." ifadelerini kullandı.