Merhum Necmettin Erbakan’ın dava arkadaşlarından Süleyman Arif Emre, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erbakan’ın büyük davaların ve hamlelerin adamı olduğunu belirten Emre, Erbakan’ın en büyük icraatlarının ise ağır sanayi hamlesi ve D-8’ler olduğunu ifade etti.
RÖPORTAJ: MEHMET ÖZMEN / FOTOĞRAFLAR: KORAY TAŞDEMİR - Milli Görüş Lideri merhum Başbakan Necmettin Erbakan Hoca’nın dava arkadaşlarından Süleyman Arif Emre, Erbakan ile nasıl tanıştığını, Süleyman Demirel’in camilere yönelik bütün projeleri nasıl önlemeye çalıştığını, D-8’lerin kuruluş serüvenini ve ağır sanayi hamlesinin nasıl başlatıldığını gazetemize anlattı. İşte, Süleyman Arif Emre’nin, “Büyük davaların ve hamlelerin adamıydı” dediği Erbakan ile ilgili düşünceleri ve sorularımıza verdiği cevaplar:
- Sizin Erbakan Hoca ile ilk tanışmanız nasıl oldu?
- 1965 senesinde Türkiye Partisi’nden meclise girmiştim. Ama baktık ki bizim istediğimiz gibi İslami şartlara uygun bir parti yok ortada. Çeşitli partilerden 101 insan topladık ve onların katılımıyla bir parti kurmak istedik. Ben başkan olarak Osman Bölükbaşı’nı düşünmüştüm. Fakat Osman Bölükbaşı bu birlikteliği tarumar etti. Sonra bu birliktelikten 50 kişi kadar kaldı çevremizde. Başkan olması için Ali Fuat Başgil’e gittik. O da kabul etti. Fakat birkaç ay sonra vefat etti. Osman Turan’a gittik. O da bizi oyaladı. Sonra vazgeçti. Daha sonrasında Turan Güngen Bey’i ziyarete gittim. Hoca ile ortak tanıdığımızdı. Onu ziyaretim sırasında Hoca da o ortama geldi ve orada tanışmış olduk. O siyasi bakış açısından bahsetti. Sonraki günlerde onu ziyarete gittim ve başkanlık teklif ettim.
“DEMİREL, CAMİLERE YARDIMI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORDU”
- Necmettin Erbakan Hocamızla ilgili ne gibi hatıralarınız var?
- Erbakan Hoca büyük davaların ve hamlelerin adamıydı. Devletimizin gelişmesi için uzun vadeli önemli girişimlerde bulunmuştur. Milli Görüş’ün ve Erbakan Hocamızın birinci hedefi; ahlak reformu idi. Bu anlamda koalisyon ortaklarıyla halkın, bilhassa gençlerin dini ihtiyaçlarının giderilmesi için çaba sarfetmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi zamanında din eğitimi yasaklanmış, ilahiyat fakülteleri kapatılmış, büyük bir fetret dönemi yaşanmıştı denebilir. Hocamız CHP ile bir koalisyon oluşturarak imam hatip liselerinin açılmasını sağlamıştı. Yaptığımız çalışmalara Ecevit onay verdi, ancak daha sonra Süleyman Demirel camilere yardım yapılmasını bile engellemeye çalıştı.
- Ama Demirel o dönem Kur’an-ı Kerim’lerle halkın karşısına çıkarak kendini farklı göstermeye çalışıyordu. Bunu nasıl değerlendirmek gerekir?
- Süleyman Demirel, o dönemde camilerin onarılması için vakıfların parasını çözmedi. İl ve ilçelere müftü tayin etmek istedim ama kararnameyi imzalamadı.
ÖNDER SAV KOCATEPE’DEKİ DUAYA NİYE GİTMEDİ
Erbakan’ın Kıbrıs’a çıkarma yapılması talimatı vermesi sonrası başarı sağlanabilmesi adına Kocatepe Camisi’ne dua için gidilecekken Halk Partisi’nden o dönem bakan olan Önder Sav abdestinin olmadığı gerekçesiyle gitmekten vazgeçmiş, onun ardından tüm parti üyeleri aynı mazereti ileri sürerek camiye gitmemişlerdir. Bunun sonucunda sadece 7 kişi biz gittik.
HOCA’NIN EN ÖNEMLİ İCRAATI AĞIR SANAYİ HAMLESİDİR
- Erbakan Hoca’nın en önemli adımları hangi konularda olmuştur?
- Hocamızın ortaya koyduğu en önemli icraatlardan biri de ağır sanayi hamlesinin başlatılmasıdır. Bu hamlenin temelinde ağır sanayinin gerek teknik gerek ilmi kadrolarını yetiştirip bizim milletimizin çabalarıyla hayata geçmesini sağlamak vardı. Hocamızın bir girişimi de faizsiz ekonomi üzerineydi. Koalisyon hükümetinin kısıtlı şartlarında bu durumu hızlandırmış ve bir ölçüde de başarmıştır. Sonra dış politika konusunda şahsiyetli bir dış politika izleyeceğimiz kanaatini koalisyon ortaklarımızla paylaştık. Kıbrıs Harekatı noktasında da bu gerçekleştirilmiştir. Ecevit Kıbrıs’a bir çıkarma yapılmasını onaylamamış, fakat Hocamızın talimatıyla harekat başlamıştır.
MİLLİ NİZAM’DAN SİYONİST DEVLETLER RAHATSIZ OLDU
- D-8’lerin kuruluşu hakkında da bize bilgi verir misiniz?
- D-8’ler İslam devletlerinin bir çatı altında toplanması niyetiyle kuruldu. Eğer gelişip devam edebilseydi, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi ortaya çıkamayacaktı. Dünya üzerindeki İslam coğrafyalarına yapılan zulümler hiç gerçekleşmeyecekti.
Siyonizmin bir tehlike, Demirel’in de mason olduğunun tespit edilmesi ve bu anlamda insanların bilinçlendirilmesi Hocamız sayesinde olmuştur. O dönemlerde kurulmuş olan Milli Nizam Partisi siyonizmin gerçek yüzünü göstermek gayretiyle çalışırken bundan siyonist devletler rahatsız oldu ve Milli Nizam Partisi’nin kapatılması için mahkemeye başvurdular. Böyle bir yargı darbesine maruz kalmıştı, Milli Nizam Partisi.
