Onlar, yaşadıkları döneme maddi manevi anlamda damga vurarak iz bırakıp gittiler. Bugün, Ebu Abdurrahman Es Sülemi’nin vefatı'nı hayırla ve rahmetle yâd ediyoruz.
Ebû Abdurrahman es-Sülemî, 936 yılının Cemaziyelahir ayının 10. gününde doğmuştur. Babası zahid, vera sahibi, devamlı mücahede eden ve muamelat ilmiyle ilgilenen bir şeyhtir.
Bütün ilimlerde âlim, hadis ilminde hafız olup tasavvufun inceliklerine hakkıyla vâkıftır. Bu yolun büyüklerinin hallerini, yollarını, tarihlerini anlatan çok kıymetli eserler tasnif eder. İlim öğrenmek üzere oldukça fazla sıkıntıyı göğüsleyerek hadis-i şerif yazmak için Nişâbur, Merv, Irak ve Hicaz’ı dolaşır. Kendisi hakkındaki en güzel anekdotları kendi döneminde yaşayanlar ve derslerinde bulunanlar aktarırlar.
Ebû Abdurrahman es-Sülemî, 350 dolaylarında kitap yazmıştır. Ez-Zehebî şöyle der: “Tasavvuf ilimlerinde 107 cilt kitap yazmıştır. Ehadîs-i zebevî bablarını bir araya toplamıştır. Bunların dışında 300 cilt kitabı vardır. Bütün eserleri makuldür. En önemli eserlerinden biri de ilk dönem sufilerini anlatan ‘Tabakatı Sufiye’ isimli eserdir.”
“Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen bir talebeye şu iki şey mutlaka lazımdır: Her halinde doğruluk ve bütün işlerinde edeb üzere bulunmak” diyen Sülemî Hazretleri, erken dönem tasavvufunun ilkelerini ortaya koyarak sistematikleştiren isimdir. Bu nedenle hem tasavvuf tarihi araştırmalarında hem de tasavvufî silsilelerde çok önemli bir yeri vardır. Bu çalışmalarıyla da tasavvufun ayrı bir kulvar değil, İslam içinde bir yönelim olduğunu göstermiştir. Ayrıca Abdülkerim Kuşeyrî gibi âlimleri ve mutasavvıfları yetiştirmiştir. (http://celikyayinevi.com.tr)