DEM’in barış konferansında Öcalan şoku: PKK terörü Kürtlerin onur savaşı!
Türkiye’nin ‘Terörsüz Türkiye’ projesi ile terörü tamamen ortadan kaldırma girişimi tüm hassasiyeti ile sürerken DEM Parti’nin İstanbul’da düzenlediği “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı”nda okunan PKK elebaşı Öcalan’ın mektubu şok etkisine neden oldu. Öcalan mektubunda “Kürtler olarak 52 yıllık PKK mücadelesiyle varlık ve onur savaşımını tamamladık ve artık demokratik cumhuriyetin ve demokratik toplumun yeniden inşa edileceği bir döneme girdik” ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından İstanbul Bakırköy’de düzenlenen ve 2 gün sürecek olan “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” başladı.
Konferansta, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajı da okundu. 10 yıl boyunca İmralı Cezaevi'nde kaldıktan sonra temmuz ayında tahliye edilen Veysi Aktaş tarafından okunan "Barış ve Demokratik Toplum İnşasıyla Sosyalizmi Yeniden Kazanalım" başlıklı mesaj özetle şöyle:
52 YILLIK VARLIK VE ONUR SAVAŞINI TAMAMLADIK
"Saygıdeğer düşünürler, değerli yoldaşlar, kıymetli delegeler ve sosyalizmin hala mümkün olacağına inanan tüm insanlar; İmralı Adasında, 26 yılını tamamlayan tecrit koşulları altında Türkiye’de Kürt sorunu üzerinden bir barış ve demokratik toplum arayışıyla devletle yeniden görüşmelerin başladığı bir süreçte sizlere sesleniyorum. Sizlerle bugün, burada sosyalizmin yeniden inşası yolunda Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansında konuşmak kıymetli ve anlamlıdır.
Kürtler olarak 52 yıllık PKK mücadelesiyle varlık ve onur savaşımını tamamladık ve artık demokratik cumhuriyetin ve demokratik toplumun yeniden inşa edileceği bir döneme girdik.
KÜRT VARLIĞI PKK İLE GÜVENCEYE KAVUŞTU
PKK, Kürt halkının ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak, tarihsel misyonunu doldurmuş, aynı zamanda ulus-devlet sosyalizminin tıkanıklığını da açığa çıkarmıştır. 20. yüzyıl sosyalizmi negatif devrim hamlesi olarak ortaya çıktı ama yerine yenisini koyamadı. 1990’lara gelindiğinde çoğu kesimin sosyalizmden kaçtığı bir dönemde 'Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır' diyerek, tüm yaşamımı bu umudu yeniden kurmaya adadım. Büyük bedellere rağmen yürütülen mücadele bugün teorik ve pratik eleştirilerle yoğrulmuş bir mirasa dönüşmüştür. Bu mirası doğru sahiplenmek, sosyalizmi bir anı olmaktan çıkarıp halkın nabzında canlı bir toplumsal güç haline getirmeyi gerektirir.
DEVLET YERİNE DEMOKRATİK CUMHURİYET
Konferansınızın, sunduğum teorik çözümlemelere dayanarak yeni bir siyasi program ve örgütlenme anlayışına katkı sunacak önemli tartışmalar yürüteceğine inanıyorum. Ulusların kaderini tayin hakkını ulus devlete bağlayarak da burjuva politikalarının sınırlarına sıkışmıştır. Bugün demokratik toplum sosyalizmi temelinde demokratik kurtuluşa yürüme zamanıdır. Bu yolda devlet yerine, demokratik cumhuriyet, demokratik ulus perspektifiyle kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik toplum paradigmasıyla yeniden inşayı başaracağımıza inanarak yol almaktayım.
Başlattığım ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ süreci bir diyalog sürecidir. Ortadoğu gibi karmaşık etnisiteler, dinler, mezhepler bölgesinde diyalog ve demokratik müzakere ile başarılacak çok şey vardır. Bu düşünce ve inançla tekrar toplantımızın başarılı geçmesini diler, bitmeyen yoldaşça selam ve sevgilerimi sunarım.”