Yapılan birçok bilimsel çalışma sonucunda süt içerisinde bulunan laktozun kansere yakalanma riskini azaltabildiğini göstermiş. Laktoz, yararlı bakterilerin sayısını arttırarak kansere neden olan bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlamakta. Yapılan bir bilimsel çalışmada süt tüketimini gerçekleştiren bireylerde yumurtalık kanseri riskinin %48 azaldığı gözlenmiş.

Anti-kanser olarak bilinen sarımsağın en önemli özelliği güçlü bir bağışıklık sistemi destekleyici olmasıdır. Haftada 2-3 adet çiğ sarımsak tüketimi kansere karşı koruyucu özelliği bulunmakta.

Birçok insanın severek tükettiği nar, kiraz, çilek gibi kırmızı meyvelerin içerisinde bulunan ellagik asit vücutta kanser hücrelerinin çoğalmasını engeller. Özellikle kirli hava ortamlarında yaşayan veya sigara içen bireylerin her gün beslenme programlarında kırmızı meyve bulundurması önemlidir. Çünkü çevre kirliliği ve nikotinin vücutta oluşturduğu hasarı kırmızı meyve içerisinde bulunan ellagik asit önlemekte.

İçerisinde bulunan glutamin sayesinde bazı kanser türlerine karşı önleyici etkisi bulunmaktadır. Özellikle mide kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu yapılan bilimsel çalışmalar ile gösterilmiş

Kapsaisin adı verilen fitokimyasalın sadece biber yerken sıcak hisini oluşturmakla kalmadığı aynı zamanda kansere karşı da koruma sağladığı bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış.

Beta-karoten ve C vitamini içeriği ile antioksidan kapasitesi yüksek olan yer elması kanser riskini azaltıcı etki gösterir. Haftada bir veya iki kere zeytinyağlı olarak sofralarımızı zenginleştirebilir.

Yapılan birçok bilimsel çalışma domates içerisinde bulunan laykopenin prostat kanserine karşı önleyici etkisi olduğunu kanıtlamış. Yüksek antioksidan içeriği sayesinde birçok kanser çeşidine karşı koruyucu olan domates aynı zamanda bağışıklık sistemi güçlendirici. Özellikle pişmiş domatesteki lakopen kullanılabilirliği çiğ domatestekine göre daha fazla olduğu unutulmamalı.