Kent merkezine rastlayan bölgesinin adı Adalar... Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nin kurulmasından sonra 'öğrenci kenti' olarak anılmaya başlanıyor Eskişehir...

İşlenebilir lületaşı sadece burada çıkarılıyor. Bu yüzden 'Eskişehir taşı' olarak da biliniyor. Şehrin en önemli camisi olan ve kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı bu isimle anılan Kurşunlu Camii ve Külliyesi...

1525 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın veziri Çoban Mustafa Paşa tarafından Acem Ali'ye yaptırılan külliye, Odunpazarı'nda yer alıyor.

Yine Odunpazarı'nda 1267 yılında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde inşa edilen Alaaddin Camii ve 1916'da Sultan Reşad tarafından yaptırılan Reşadiye Camii...

Eskişehir' de tarihi Odunpazarı evlerinin bulunduğu bölge tam bir müzeler cenneti. Burası Odunpazarı evleri kent müzesi kompleksi.

Yılmaz Büyükerşen Balmumu heykeller müzesi, lületaşı müzesi, Kurtuluş müzesi, Arkeoloji müzesi, ahşap eserler müzesi, eğitim karikatürleri müzesi, Tayfun Talipoğlu daktilo müzesi, ticaret ve sanayi müzesi ve daha birçoğu...

Türkiye’nin ilk cam sanatları müzesi ve cam sanatları atölyesi de burada bulunuyor.

Ve Tepebaşı... Çekirdek çitleyen eşek heykeli. Kentpark. Esminyatürk. Yine müzeler. Havacılık müzesi. TCDD müzesi. Dünya müzeleri müzesi.

Yine Tepebaşı'nda özellikle çocukların çok ilgisini çekecek olan Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı.

Korsan gemisiyle, masal kahramanlarıyla bezenmiş masal şatosuyla ve hayvanat bahçesiyle tam bir uğrak yeri... Gelelim meşhur yemeklerine...

Tabii ki her yer adım başı çiğ börek. Haşhaşlı çörek. Balaban kebabı. Met helvası, nuga helvası, kalabak suyu.

İşte kısaca tarihiyle, müzeleriyle, mutfak kültürüyle Eskişehir. 'Yolumuz düşerse' demeyin. Birgün mutlaka gidin.