• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Artık Türkiye’de de hâkimler var!

Yeniakit Publisher
2020-08-08 10:03:00 -
Artık Türkiye’de de hâkimler var!

Gazetemiz okurlarından Kubilay Ertekin, "Artık Türkiye’de de hâkimler var!" başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Bugünlerde milletçe çok mutlu ve bahtiyârız… Bize ve milletimize bu güzel günleri gösteren Allâh’a(CC)sayısız şükürler olsun. 9 yıl sonra Türk yargısı ikinci defâ “Artık Türkiye ’de de Hâkimler var!” dedirten çok güzel bir karâra vardı ve milletine (inşallah ebedî )olarak böylesine çok mutlu bir olayı yaşattı. “İslâm’da ümitsizlik, küfre yakın bir günahtır.” Ama inançlı kesimler olarak bizler öylesine örselendik, ötelendik, itelendik hor ve hakîr görülerek dışlandık ki, sanki zamanla bu inancımızın zaafa uğradığı veh mine ve hissine kapıldık. Evet hiç umulmadık bir dönemde sâde İstanbul’un değil dünyânın gıpta ile baktığı Ayasofya, Türk yargısının karârı ve Cumhurbaşkanının onayı ile açıldı ve ülkemiz halkı da unutulmaz târihî bir gün yaşadı. Bu konuda mezhebî bir taassup içinde olan ve ülkemize karşı hep mesâfeli davranan İRAN bile milletimizin bu mutluluğunu paylaşarak, en yüksek seviyede; Ali Ekber Velâyeti tarafından tebrikte bulunup; “Ayasofya, kıyâmete kadar CÂMİ kalacaktır” deme erdeminde bulunmuştur. (2/8/ 2020 basından) Ayrıca ordumuz ve genelkurmayımız millî irâdeyle uyum içinde ve millete had bildirmeyen, halkı tehdit görmeyen bir şekilde çalışmaktadır. Bu konuda sayın Hulûsi Akar paşamıza minnet ve şükran borçluyuz. Buna rağmen içimizdeki müfsitler hiç yoktan hır çıkarıyor ve “Öküzün altında buzağı değil, öküz arıyorlar.” En geri ve beyinsiz adamların bile bildiği ve nerde ise ezberlediği ‘Vakıf senedini’ okuyan ve hiç kimseyi hedef almayan bir metinden yola çıkarak Diyânet İşleri Başkanına iğrenç bir şekilde saldırıya geçtiler. Aslında; bunların maksatları, câmi, cemaat ve namaz, niyaz değildir. Her zamanki gibi ülkeyi karıştırıp insanlar arasına fitne, fesat sokarak tefrika çıkarmak ve M. Kemal üzerinden inanç ve millî irâde düşmanlığı yapıp, siyâsi emelleri için onun sömürüsünü yapmaktır. Oysa milletin M. Kemalle bir derdi hiç olmamıştır. Onlar M. Kemal üzerinden insanların mukaddeslerine saldırdıkça millette savunma mahiyetinde karşılık vermektedir. İşin aslı; artık demode olmuş bu numaraları mâhut zihniyetten başka hiç kimse yutmuyor. Yaklaşık yüz yıldan beri bütün sermâyeleri; “Hilâfetin, tarikatın, şeriatın ve irticâın gelmesi, getirilmesi hikâyeleriyle milleti ve iktidârını suçlamakta, dışlamakta ve töhmet altında bırakmaktadırlar... Bre vicdansızlar! “Ben 18 milyon Türk vatandaşlarından biriyim” diyen bir komutanı, olağan üstü bir varlık hâline getirip siyâsi çıkarlarınız için ilahlaştırdığınız M. Kemâl’i sizler 16 yıl Etnoğrafya müzesinde tuttunuz ve Atatürk düşmanlığı (!) ile itham ettiğiniz bir iktidar; ülkemiz halkının en yoksul, en derbeder ve bir lokma ekmeğe muhtaçken, sırtına elbiseyi, ayağına çarığı zor bulurken ve bin türlü sefâletle boğuşurken üstelik sıtma, tifüs, tifo, verem gibi hastalıklarla ve bit, yavşak sirke ile mücâdele ederken ve millet fakru-zarûret içinde kıvranırken sizin yıllarca müzede bıraktığınız M. Kemâl’e çok muhteşem bir anıt mezar yapan iktidârı M. Kemal düşmanlığı(!) ile mahkum ederek katlettiniz. Bugün tek parti iktidârından bin kere fazla ihtişamla Cumhûriyet ve Atatürk festivalleri yapılmaktadır. O yıllarda fakir ve yoksulluğu, hırpâni kıyâfetleri yüzünden Ankara’ya sokulmayan insanlara, bugün Anıtkabir dar geliyor. Bütün bunları, siyâsi ve ideolojik bir düşman olarak görüp-gösterdiğiz ve bunu siyâsi araç olarak yıllarca kullanarak, iğrenç sloganlarınızla bir kısım eblehlerin beynini yıkadığınız halde, işte o hasım olduğunuz öncekiler ve mevcut iktidar sâyesinde olmaktadır. Elbette geçmişini unutan, inkâr ve nankörlük içinde bulunan, acı ve yoksulluk çekmeyip her şeyi hazır bulan bir topluluğa bunca nimetleri anlatamazsınız. O yüzden (çekmeyen bilmez) demiş atalar..

 Her şey bir tarafa. Bunlar bile onur ve haysiyetini yitirmeyen kimseler için yeterli bir örnektir. Ama sizler İzmir câmilerinde komünist marşı Çavbella’nın okunmasından ve okutulmasından, 15 Temmuz’da salâ verip ezan okuyan din görevlileri linç edenlerden utanmıyor, onları lânetlemiyorsunuz! Aslında bu konularda yazılıp, söylenecek o kadar çok şeyler var ama “Gâfile kelâm, nâfile kelâmdır” denmiştir...

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23