Artık savaş geliyor hazır olmamız lazım Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi’ndeki olası deprem tehlikesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıllardır kamuoyuna yansıyan “Adalar Fayı kırılacak” söylemine itiraz eden Üşümezsoy, harita üzerinde gösterdiği hat boyunca büyük bir depremi tetikleyecek stres birikimi olmadığını ifade etti. Üşümezsoy, Marmara’da esas riskin sınırlı bir segmentte olduğunu, bu hattın da son depremlerle büyük ölçüde kırıldığını dile getirdi. MARMARA’DA RİSK TARTIŞMASI VE ADALAR FAYI POLEMİĞİ Üşümezsoy, özellikle Yalova–Çınarcık–Esenköy hattına ilişkin uzun süredir dile getirilen uyarıları hatırlatarak, “99 depreminden sonra Yalova–Esenköy–Çınarcık hattında bir stres birikimi olduğu söyleniyor ama ben orada fayın deprem üretebilecek birikmiş enerjisi olmadığını söylüyorum.” dedi. Fayın boyuna bakıldığında teknik olarak maksimum 6,5 büyüklüğünde deprem üretebileceğini belirten Üşümezsoy, buna rağmen bu büyüklükte bir deprem için gerekli enerjinin o bölgede bulunmadığını vurguladı. 1894 depreminin söz konusu kesimdeki birikmiş enerjiyi tükettiğini ifade eden Üşümezsoy, medya tarafından yıllarca dile getirilen “6,5’luk deprem olacak” söylemine 25 yıldır itiraz ettiğini söyledi. “ADALAR DEPREMİ SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL” Prof. Dr. Üşümezsoy, Esenköy’den Bozburun’a uzanan bir fay hattı bulunduğunu ancak buradan Adalar’a giden aktif bir devamlılığın olmadığını dile getirerek, “Esenköy’den Bozburun’a doğru bir fay hattı var; ama Adalar’a giden bir fay yok. Bu nedenle Adalar depremi söylemi doğru değil.” ifadelerini kullandı. Silivri’den Büyükçekmece’ye kadar deniz içinde uzanan hattı işaret eden Üşümezsoy, Marmara’da risk oluşturan tek aktif fayın bu segment olduğunu söyledi. 23 Nisan’da kırılan fayın da bu hat üzerinde yer aldığını belirten Üşümezsoy, Marmara’nın büyük bölümünün geçmiş depremlerle kırıldığını, geride sadece bu küçük bölümün kalmış olduğunu savundu. MARMARA’DA KIRILACAK HAT KALMADI İDDİASI Üşümezsoy, Marmara’daki tarihsel depremlere atıf yaparak 1912’de Saros’a kadar olan kısmın, 1894’te başka bir segmentin, 1999’da ise Yalova–Çınarcık–Esenköy kesiminin kırıldığını hatırlattı. Tüm bu depremlerle bölgede enerji boşalmasının gerçekleştiğini öne sürdü.