Felaketin yaşandığı bölgedeki izlenimlerini aktaran Mete Yarar, bölgede tanık olduğu ve kendisini sinirlendiren bir olayı kamuoyu ile paylaştı. İşte Yarar'ın Ne Var Ne Yok kanalında aktardıkları...

Saatlerce toplantılara tanık oldum. Bakanlar ülke için ne kavgalar ediyorlar. 'Yapılacak, edilecek kardeşim' diye. Bakanlar inanılmaz bir mücadele veriyorlar. Tüm bakanların koordinasyonu var.

Bölgeye gönderilen çadır sayısı 200 bin adet. Bunlar nasıl bulundu? 'Bu ülke yalnız' diyorlar. Öyle kendi yerinden birebir takip ettiğim olaylar var ki. Güney Kore ve Japonya, geçmişteki yardımlarımızın karşılığı olarak bölgeye gelmeyi bir zorunluluk ilke edindiler.

Yine Hırvatistan aynı şekilde. Katar'ı beğenmiyordunuz. 10 bin tane konteyner yolluyorlar. Batı ülkelerinden çadırlar gelmiş olsa yıkarlardı ülkeyi. Adamlar Dünya Kupası gelirini bize yolluyor. Yine Pakistan yardıma koşuyor. İtalyanlar bile unutmuyor. İşin aslı burada.

Büyük bir dram var. Bu kolay bir dram değil. Bu insanların bütün varlıkları gitmiş durumda. İletişim şirketleri bence bitmişler. Çok ilginçtir.

Bir arkadaşım 'Bana bu olay çok kolay mı?' diye sitem etti. Bize bir reklam gösterdiler. O reklamı İstanbul depremi için yaptılar. Dronelar ile çözüm bulacaklarını söylemişlerdi. Reklam bir taahhüttür. Ben hala kalkan dronelardayım.

Vallahi zamanı gelecek. Memleket birbirine hesabını sorar. Deprem bölgesinde telefon her şeydir. Enkaz altındaki kişiler derdini telefonla iletmeye çalışıyor. Bu depremin fiyaskosunu telekomünikasyon anlamında gördük. Peki İstanbul depreminde ne olacak?