Swigley ve Lupyan'ın deneyinde; 20 kişiye süpermarkette bulabilmeleri için bir malzemenin ismi söylenmiş ve bu malzemeyi bulmaları istenmiş. Daha sonra aynı kişilere farklı bir malzeme ismi verilmiş ve malzemenin adını tekrarlayarak aramaları istenmiş.

İsim tekrarlanınca, malzemenin çok daha kolay bulunduğu ortaya çıkmış. Çünkü tekrarlamak hafızayı tetikliyormuş.Bir ismi tekrarlayarak arama deneyinde tekrarın beynimizdeki kayıtlı görsel nesneleri bulmamıza fayda sağladığını gördük.

Fakat Lupyan'a göre ismi tekrarlamak, her zaman fayda sağlamıyor. Eğer nesnenin görüntüsüyle ilgili bir bilgimiz yoksa, isim tekrarlamak işe yaramıyor. Mesela muz denildiğinde sarı ve biçimli bir şey olduğunu hemen gözümüzün önüne getirebiliriz.

Ama görüntüsünü bilmiyorsak sadece ismiyle bu nesneyi bulabilmemiz zor.

Düşüncelerimizi düzenlememize yardımcı olur - Kendi kendine konuşmanın en büyük faydası aklımızdan geçen bir yığın karmaşık düşüncenin kelimelerle bir düzene girmesi. Düşündüğümüz konuları sesli olarak duymak, bir telkin gibi sinirlerimize iyi geliyor.

Psikolog Linda Sapadin'e göre, kendi kendine yüksek sesle konuşmak önemli ve zor kararları almamıza yardımcı oluyor. Çünkü bir sorunu çözmenin en iyi yolu, sorunu yüksek sesle dile getirmek.

Hedefimize ulaşmamıza yardımcı olur - Hedeflerin bir listesini yapmak ve onlara ulaşmak zor görünebilir. Bu hedefleri düşünerek kendi kendimize konuştuğumuzda onlara ulaşmak daha kolay hale geliyor.

Sapadin'in dediği gibi "Yüksek sesle dile getirmek, dikkatinizi yoğunlaştırmanızı sağlar. Duygularınızı düzenler, odaklanmanızı sağlar." Bu bakış açısı ile hedefe giden yoldaki ileri aşamaları daha net görmeye başlarız.

Kendi kendine konuşmak, özgüven göstergesi. Albert Einstein da neye yeteneği olduğunu çok erken yaşta fark etmiş. Kendi kendine konuşan insanlar, yeteneklidir ve neye ihtiyaç duydukları konusunda kendi sağduyularına güvenirler.