Şeyda Yoldaş, "1 Ekim gibi safranlarımızı odaya aldık, kasım ortası gibi hasat yapmaya başladık. Hasatta elle tek tek çiçekler koparılıyor. Yeşil yapraklar konusunda topraktakine nispeten çok avantajlıyız. Yeşil yapraklarımız çok önemli. Gelecek sene soğan alabilmek adına çok önemli. Onlara zarar vermeden biz burada daha kolay çalışabiliyoruz. Tarlada bu çok mümkün olmuyor. O yüzden tarlada soğan gelişimi biraz yavaş oluyor. Biz her sene burada soğan alıp, soğan satışından ek gelir elde edebiliyoruz. Safran çiçeği, bir gecede açıyor. Ve açtığında yapraklarını iyice açılmadan toplamak bitkinin içeriği açısından, safran stigmalarının içeriği açısından çok önemli. Tarlada, burada, bu noktada da ayrılıyoruz. Burayı ben tarlaya ekseydim; 1,5 dönümden fazlaydı, gün ışımadan toplamak gerekiyordu. Arılar gelmeden, erkek organ polenlerini dağıtmadan safranı toplamak ciddi bir emek maliyeti, işçi maliyeti. Burada biz bu süreci çok daha rahat atlattık. Yine çok çalıştık ama tarladakilere nispeten çok daha rahattık. En azından içeriği kontrol edebiliyoruz, ışıklarımızı kapatabiliyoruz ya da çiçeklenme döneminde bitkinin istediği sıcaklığı, nemi, karbondioksiti ayarlayabiliyoruz. Doğada maalesef bunlar, çok mümkün olmuyor. Risklerle karşı karşıyasınız. Bu şekilde safran çiçeği tam açılmadan çıktığında kopartıp, el ile tek tek, burada 30 bin adet soğan var. Tek tek el ile kopartıp, tek tek el ile içindeki 3 stigmayı kopartıyoruz. Safranı kıymetli yapan aslında bu el işçiliği" diye konuştu.