Bugün, 14 Kasım 2012: “TIP 60 BİN HUKUK 40 BİN EURO” FETÖ'cü hainlerin bu tür haberlerini gördükçe, biz de sanıyorduk ki, adamlar gerçekten hukuksuzluğun, yolsuzluğun peşinde… Meğer ya birilerine kumpas kuruyorlarmış, ya suçlunun yanında 10 tane de suçsuzu içeri tıkıyorlarmış, ya da rakipleri azaltıyorlarmış! Soruları çalmak yerine kesin kazanacak adamı başkasının yerine sınava sokma fikrini görünce kesin şöyle demişlerdi: “Ulan bizim niye aklımıza gelmedi!”

Cumhuriyet, 14 Kasım 2012: “BU İŞTE BİR TERSLİK VAR” Suçu işleyen PKK’lılar, suçu örten FETÖ’cüler… Kemalist Cumhuriyet gazetesinin yöneticilerinde azıcık vicdan olsa, “Hem bu işten şikayet edip, hem de bu haltı yiyen FETÖ’cülerle el ele tutuşursak, okur yüzümüze tükürür” diye utanmaları gerekez miydi? Ama yanı gazetenin sağ üst köşesine bakın.. TSK'da o güne kadar, askeri liselerde peygamberin hayatı ve Kuran dersi yok iken, yeni konulmuş olmasına bile itiraz edeceklermiş ama. Biraz çekinmiş olmalılar, haberi siyah zemine basarak, memnuniyetsizliklerini ifşa etmişler..

Sözcü, 14 Kasım 2012: “MÜJDAT GEZEN'E KOMPLOYU ÖZEL ÖRGÜT MÜ KURDU?” Kemalist Sözcü'deki başlık da, ana konu da önemli değil, Uğur Dündar o yazının bir yerinde bakın ne diyor: “Gü­ya ben, na­maz kı­lan il­köğ­re­tim öğ­ren­ci­le­ri­ne ‘te­rö­ris­t’ de­mi­şim! Ya­lan, hem de kuy­ruk­lu ya­lan. Söz­de ge­rek­çe­le­ri de şu: Bir ta­rih­te özel bir il­köğ­re­tim oku­lun­da­ki öğ­ren­ci­le­rin, üzer­le­rin­de üni­for­ma­la­rı ol­du­ğu hal­de öğ­ret­men­le­ri ta­ra­fın­dan top­lu­ca na­ma­za gö­tü­rül­me­le­ri­ni ha­ber yap­mı­şız. Ha­ber­de de hiç­bir yo­rum­da bu­lun­ma­dan Mil­li Eği­tim Mü­dü­rü'ne bu uy­gu­la­ma­nın müf­re­da­ta uy­gun olup ol­ma­dı­ğı­nı sor­mu­şuz. Mü­dür de ya­sal bir sa­kın­ca­nın ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­miş. Hep­si bu…” İşte böyle yüzüne tükürülecek bir adamdır bunlar… “Burası T.C.’nin okulu” alt başlığıyla o haberi defalarca döndüren başkasıydı değil mi Dündar efendi! Çık da söyle, madem rahatsız değildin, niye haber haptın, “Aferin gençlere” demek için mi? Bir halt yedin, bari azıcık onurlu ol da, dansöz gibi kıvırma!

BUGÜN, 14 Kasım 2013: "MECLİS'TE DERSHANE TARTIŞMASI"O tarihde CHP milletvekili olan, sonrasında Bolu Belediye Başkanı seçilen Tanju Özcan'ın FETÖ'ye bu hizmetini görünce, kendi kendime sordum, "Yıllarca AK Parti'de olan bir belediyenin CHP tarafından kazanılmasının sebebi sakın bu olmasın!" Öyle ya, AK Parti, FETÖ'nün dershanelerini kapatırken, CHP'li Tanju Özcan, bakın nasıl ölümüne FETÖnün dershanelerine savunma getirmiş.. Görün, tanıyın bunları..

Sözcü, 14 Kasım 2013: “TAYYİP, ATAMIZ'A DOKUNMA, DOKNDURTMA, MİLLETİ ÇİLEDEN ÇIKARMA” Atatürk’ü koruma kanununa göre suç işleniyor, ona da müdahale ettirmiyor adamlar… Hayır, derdimiz şeytana iş öğretmek değil, yapanı da kınarız da, yarın öbür gün başka biri de “Çok seviyorum” diyerek araba kaportasına değil de mesela üzerine basılan fayanslara veya benzeri ürünlere Atatürk’ün resmini basarsa, yine “Kaldırtmayız” diye toplanacak mısınız? Bir de işin hukuki boyutunu söyleyelim.. Araçların üzerine sadece Atatürk değil, hiç kimsenin resmi çıkartma veya boya usulü ile bulundurulamaz.. Bu Atatürk için de geçerli, Tayyip Erdoğan için de.. AK parti iktidarında değil, yıllar öncesinden beri böyle.. Ama ne yapıyorlar, seçim döneminde kısıtlı bir süreliğine, reklam olarak CHP'lilerin de Atatürk resmini otobüslerde bulundurduğunda itiraz edilmeyen bir AK parti otobüsü üzerinden kendilerine savunma geliştiriyorlar. Şu an seçim falan yok. Haydi bakalım, aynı araca Tayyip Erdoğan'ın resmini yapıştırın, bakalım polis çevirecek mi, çevirmeyecek mi?

Bugün, 14 Kasım 2014: “AK PARTİ YASAKLADI, CHP AYM’YE GÖTÜRDÜ” Bu sürmanşetleri hatırlayalım, CHP'nin de, nurcu geçinip AK Parti'ye çamur sıçratanların da maskelerini indirelim.. Bediüzzaman’ın eserleri için vasiyeti var, “Diyanet sahip çıksın” diye… Aslına uygun basana da bugün karışan görüşen yok ama… AK Parti iktidarı Risale-i Nur'ları, Diyanet çatısı altında organize edince. Nurcuların içindeki Yeni Asya grubu itiraz ediyor. Kendi istismarları önlenmesin diye, isyan ediyor.. Bediüzzaman'ın mezarına bile tahammül edemeyen CHP ile Yeni Asya kolkola girip, iş kotarıyorlar.. Risale-i Nurlar için yeni düzenlemenin amacı da yasak değil, istismarın önlenmesi… Peki FETÖ’cülerin peşine takılıp, Anayasa Mahkemesi'ne giden CHP’li Akif Hamzaçebi, “Yanılmışız, özür dileriz” dedi mi? demedi. Not edin. "Maskeli balo"ya dikkat edin..

Zaman, 14 Kasım 2014: “MEB, MAHKEMEYE GÖNDERDİĞİ FORMDA 'EVET'LERİ 'HAYIR' YAPTI” FETÖ'cü Zaman'ın bu haberi yalan çıktı.. MEB, “Evrakları buyrun inceleyin” deyince, sustu kaldılar… Da, mesela bu habere konu olan Zeynel Özgün hakkında ne yapıldı? Bakıyoruz o tarihten bu zamana kadar FETÖ’ye desteği sürdürmüş… Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı ya savcılıklar bu adam hakkında da soruşturma yürütmediyse ya da bu haber ortadayken “FETÖ’cülüğüne kanıt bulamadık” diyorsa, nasıl inanacağız bu terör örgütüne karşı etkin mücadele yürütüldüğüne?

Sözcü, 14 Kasım 2014: "PKK AMED'E METRO YAPTI!"Çözüm süreci döneminde, HDP'li belediyeler o dönemi istismar ederek, PKK'lılara kol kanat gererken, bu tahrikkar haberleri yapan kemalist Sözcü, şimdi o hendekler PKK'lılara mezar yapılır iken, HDP'li belediyelere de kayyım atanırken, O HDP'lilere sahip çıkıyorlar.. HDP ile CHP'nin hatta İyi Parti'nin ittifakı bozulmasın diye, akla karayı seciyorlar.. Gazetedeki diğer manşet de ilginç.. “Saraya turlar düzenleyip devletin nasıl soyulduğunu vatandaşımıza göstereceğiz” Yahu, girdiği seçimlerde yüzde 25’ten fazla oy görememiş partisinin genel merkez binası bile 2006 fiyatları ile, arsa hariç 25 milyon TL'ye mal oldu. "Akıllı parti binası" diye de övünüyorlardı o tarihde.. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin, kendi partisi kadar kıymeti yok ki, bu lafları ediyor, Kılıçdaroğlu.. Ne diyelim, bir gün bir seçim kazanırsan, o turları da düzenlersin… Emin Çölaşan, Saygı Öztürk, Enis Berberoğlu'nu da yanına alırsın artık.

Cumhuriyet, 14 Kasım 2015: “BİZİ TARADINIZ” İşte ülkedeki gazeteciliğin hali… Bir partinin eşbaşkanının, "Bizi taradınız" yalanı birinci sayfaya giriyor.. O kadına bir kişi de çıkıp “Emniyete ateş açan teröristin yanında senin ne işin var” demedi… Terörist ateş açarken hiç ölümden korkmayan kadın, sıra emniyetin kendini korumak için havaya ateş açmasına gelince böyle söylüyor… Kılına da zarar gelmediği halde, "bizi taradınız" diye yalan söylüyor..

Cumhuriyet, 14 Kasım 2016: “KALDIRIN BAŞLARINIZI” Gazetenin logosunun yanındaki fotoğraftakilere bir bakın… Akın Atalay'dan başlayın, Kadri Gürsel'den çıkın. Cumhuriyet Vakfı bile, “Biz gazeteyi FETÖ’cülerin eline bırakmışız” dedi, bütün yönetimi değiştirdi… Şimdi onlara, birinci sayfanın göbeğinden, “Kaldırın başlarınızı” diyenler nerede?