The WarZone’da yayımlanan ve Türk hayalet SİHA ANKA-3’ün analiz edildiği bir yazıda çok konuşulacak detaylar paylaşıldı.

Osintturk'ün haberine göre, Türkiye’nin kendi ürettiği gizli SİHA’nın resmi olarak kamuoyuna tanıtılmasından sadece bir gün önce, bir başka iddialı Türk hava muharebe uçağı gündem olmuştu.

Turkish Aircraft Industries (TAI) ANKA-3 MİUS (Milli İnsansız Uçuş Sistemi), düşük radar alanına sahip, “uçan kanat” modelinde bir SİHA olduğunu söyledi. ANKA-3, kabaca bir hafif avcı uçağı boyutunda ve dayanıklı, nispeten uzun ömürlü, saldırı, gözetleme ve elektronik harp platformu olarak tasarlandı.

Düşman hava savunmasının yok edilmesinin ANKA-3 için amaçlanan kilit rollerden biri olduğu söyleniyor. ANKA-3’ün, belirli görev uygulamaları için Türkiye’nin 5. nesil MMU hayalet avcı uçağı ile birlikte çalışması öngörülüyor.

Artık ünlü olan Bayraktar TB2 ailesi de dahil olmak üzere, giderek çeşitlenen ve gelişen Türk SİHA’ları zincirinin son halkası olan ANKA-3, cephane ve yakıt için harici noktaların yanı sıra dahili silah yuvalarına da sahip. Gücünü ise tek bir turbofan motordan alıyor.

Uçan Kanat tipindeki bu yeni SİHA, Türk Hava Kuvvetleri’ne gelişmiş insansız hava muharebe yeteneklerinin ilgi çekici bir karışımını sağlayabilir.

Eğer ANKA-3’ün amaçlanan yeteneklerini testlerde kanıtlayabilirlerse, potansiyel olarak müşterilere ihracat yapabilir. Bu, radara yakalanmama özelliğine sahip daha yüksek performanslı bir konsept.

Şu anda, Çin ve Rusya’nın her ikisi de aktif uçan kanat SİHA programları olduğunu kabul etti. Çin’in geliştirilmekte olan birden fazla tip SİHA’sı var. Amerika Birleşik Devletleri’nin ise uçan kanat SİHA geliştirdiği bir programı yok.

Gerçek şu ki, uçan kanat şeklindeki SİHA’ların önemi, 20 yıl önce kanıtlandı. Radara yakalanmama teknolojisi, jet motorundan bu yana hava savaşında en büyük devrim gibi görünüyor.”