“Hakan Atilla’nın ömrü cezaevinde geçecek”ten “kara kutuyu açtı”ya!
Nasıl ilkesiz, nasıl riyakar, nasıl yanar döner bir medya var, bu ülkede?
Düne kadar, Halkbank genel müdür yardımcısı olduğu dönemdeki uygulamaları sebebi ile ABD tarafından tutuklanıp yargılanan Hakan Atilla aleyhine yüzlerce haber yapan Cumhuriyet gazetesi..
ABD’nin eşkıyalığa soyunarak, Türkiye’nin bir kamu bankasının genel müdür yardımcısını tutuklamasını, “emperyalizmin bir güç gösterisi” olarak tanımlaması gereken Cumhuriyet ve avanesi..
“ABD’de tutuklandı. Cezayı yedi, ailesine hasret kaldı” türünden yüzlerce haber yapıp, Hakan Atilla’yı itibarsızlaştırmasının üzerinden daha birkaç yıl geçmiş iken..
“125 yıl ceza alabilir. Ömrü, cezasını çekmeye yetmez” diye, ahlaksızca yayınlar yaptıktan sonra..
Rıza Sarraf bile, eşkıya ABD tarafından cezaevinden abudik-gubudik ilişkilerle çıkarılıp, özel muamelelere tutulduğu dönemde dahi, “İşte eşkıyalık” demesi gereken Cumhuriyet gazetesi ve benzeri CHP yandaşı gazeteler, internet siteleri, televizyon kanalları..
Tam aksine, yine bel altı vuruşlarla, “Yanan Hakan Atilla oldu. Rıza Sarraf serbest” türünden haberlerle, vicdanları karalamaya devam ettiler..
2 yıllık haksız yere tutulduğu cezaevi döneminin sonrasında, Hakan Atilla Türkiye’ye döndüğünde, AK Parti iktidarı, tüm emperyallere posta koyarak, onu Borsa İstanbul’un başına getirdiğinde..
“Bir mahkumu borsanın başına getirerek, Türkiye’yi rezil ediyorlar” diye ahlaksız mı ahlaksız, hain mi hain başlıklar atanlar..
Lafa gelince, dindar insanları, İngiliz mandası istiyorlar, ABD mandası istiyorlar diye suçlarlarken..
Kendileri, 2010’lu yılların sonunda, ABD uşaklığı yapan sol görüşlü sözümona gazeteciler, siyasetçiler..
Açık söyleyelim..
CHP’li yöneticiler..
ABD emperyalizminin karşısında duracaklarına, onun uşaklığını yapanlar..
Sadece Hakan Atilla’nın şahsı değil..
Kamu bankasının 10 milyar dolardan az olmamak üzere, ABD yargısı tarafından ceza yiyeceğini ileri sürerek, Türkiye’nin ekonomisini baltalamaya çalışanlar..
Şimdi..
Hakan Atilla’nın karşısına geçip..
Mafya babasının iftiraları üzerinden, kendisinin görüşlerini almışlar..
Hakan Atilla da, yazık ki yazık..
“Siz kimsiniz, siz düne kadar beni bir suçlu olarak ilan etmiyor muydunuz? Beni liyakatsiz, AK Parti’nin kölesi bir bürokrat olarak tanıtmıyor muydunuz. Hani ben suç şebekelerinin elemanı idim.. Şimdi kıymete mi bindim? Beni, onlarca isim arasından, seçip Halkbank genel müdür yardımcılığına getirenler aleyhine konuşmamı mı istiyorsunuz. Benim sözlerimi çarpıtarak, beni eşkıya ABD mahkum ettikten sonra bile arkamda durup, Borsa İstanbul’un başına getiren iradeyi ortaya koyan, hem de sizin gibi hainlere rağman bu iradeyi gösteren Tayyip Erdoğan’ın aleyhine laflar söylememi mi istiyorsunuz” demiyor..
Oturup, düne kadar kendisine küfreden Cumhuriyet’in muhabiri ile sohbet ediyor..
“Şu adamın kamu bankasına bir katkısı olmamış” da..
“Öyle bir katkıyı kendisi görmemiş” de..
“O kişinin niçin genel müdür yapıldığını anlayamamış” da..
Şunu söylese, anlarım:
“Kamu bankası olan Halkbank, bizden sonraki şu kişinin genel müdürlüğü döneminde, şu yanlış kredileri verdi. O krediler geri dönmedi. Burda bir usulsüzlük vardı. Bizim dönemimizde olmayan işlemler yapıldı.. Biz, bizden önceki döneme göre görev yaptığımız kamu bankasını ileriye götürdük. Bizden sonra gelen yönetim ise, bizden önceki dönemler, hatta AK Parti iktidarından önceki dönemlere götürdü.”
Evet kıstas, AK Parti iktidarından önceki dönemlerdeki yolsuzluklar olmalı değil mi?
AK Parti’nin ilk yıllarında, öncesindeki yıllarda yapılan yolsuzluklar bir derece, sonraki yıllarda da hep bir derece daha ileriye gidecek şekilde önlendi ise..
Bu süreklilik arz edecek şekilde, hep yolsuzlukların sıfırlanma hedefine doğru emin adımlarla gidilme şeklinde oldu ise..
Bu sürece sekte vurmadan..
Destek vermesi gereken ve 2 yıl boyunca eşkıya ABD’nin cezaevinde tutulduğu için, bunu en iyi gören, yaşayan da Hakan Atilla olduğuna göre, bunu onun ifade etmesi gerekirken..
Cumhuriyet gazetesine, “Hakan Atilla, kara kutuyu açtı” başlığı attırmanın bir izahını kim yapar, acaba?
Kara kutuyu açın.
Ama, sizi genel müdür yardımcısı yapan siyasi iktidar dönemindekilerden (Hakan Atilla, aralara Ali Babacan ismini sokuştursa da. Cumhuriyet’in haberini alıp okusun, Ali Babacan’a mı, yoksa Ak Parti iktidarına mı yönelik bir yolsuzluk imalı haber yapılmış, görsün) değil..
Sizin gibi liyakat sahibi insanları o göreve getirenleri karalamak isteyenlere malzeme vermek için değil..
“Dün çok kötü idi. Biz geldik, bir miktar iyileştirdik.. Her geçen gün daha iyiye gidiyor. Ama yetmez.. El ele vererek, hem küresel eşkıyalara, hem de ülke içindeki eşkıyalara, hortumculara dur dememiz gerekir.. Bunun için de, ülkenin başındaki iyiniyetli yöneticilere sahip çıkmamız gerekir” denileceğine..
Türkiye’yi, ABD’nin kuklası yapacak adamlara yol açarcasına..
“Kara kutuyu açtı” başlığı attırmanın ne manası var?
Lütfen söyleyin, anlayalım..
Bilelim..
Sorum net:
Öncesinde iflasın eşiğine gelmiş, kapanma ile karşı karşıya gelmiş bir Halkbank’tan..
Bugün çok daha iyi konumdaki bir Halkbank’a gelinmedi mi?
Faize karşıyız..
Ama dün de Halkbank faizli iş yapıyordu. Bugün de.
Dün, fazladan bir de, milletin parası, üç tane eşkıyaya peşkeş çekiliyordu..
Bugün o peşkeş önlenmiş iken..
Söyleyin, rahatsız olduğunuz şey nedir ki, sizin şahsınıza bile hakaretler savuranlara kucak açabiliyorsunuz?