• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yaşar Değirmenci
Yaşar Değirmenci
TÜM YAZILARI

Gazze’de Şehidin yakını bir delikanlının telkini!

05 Ekim 2025
A


Yaşar Değirmenci İletişim: [email protected]

Gazze’de Şehidin yakını bir delikanlının telkini!

Yaşar Değirmenci

Her türlü şerden kurtuluşun anahtarlarından birisi de boş zamanlardan, boş işlerden, boş insanlardan ve boş sözlerden yüz çevirmektir. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki “O müminler kurtulmuştur ki, onlar namazlarını huşu ile kılarlar. Boş işlerden de yüz çevirirler. (Herhangi bir faydalı iş üslenmeyen; söz-tavır-eylemde bulunmayan her şeyden uzaklaşırlar)” (24; 1-3) 

Mümin; şeytana, nefse ve boş insanlara bir dakika bile bırakmayacak kadar aktif olur. Ramazan Kayan hocamız da bu hususta dertli. Diyor ki:

Bizim kuşak iyi hatırlar; kadim tartışmalarımızı. Toplumun uyanışını hedeflerken nelere takılı kaldığımızı. Enerjimizi hangi konularda nasıl tükettiğimizi. Teferruat mevzularla kendimizi ve hedef kitleyi nasıl yorduğumuzu. Misal mi?

‘’Cenazeyi defninden sonra telkin vermek caiz mi, değil mi?’’

‘’Bidat mi sevap mı?’’


‘’Ölülere Kur’an okunur mu, okunmaz mı?’’

‘’Mevlit okutmak doğru mu, yanlış mı?’’

O günlerden bugünlere geldik. Son iki yıldır Gazze gündemimizde…

Sadece askeri ve siyasi boyutu ile değil. Hayatın tüm ünitelerine yeni ufuklar açan, yeni bir dünya görüşünün, yaşam tarzının tüm kodlarını, normlarını, şifrelerini bizlere sunan Gazze öğretisi ile yüzleşiyoruz. Vahiy çıkışlı bir varoluşun, duruşun, direnişin güzel örnekliğinin Gazze’de tecelli ettiğini görüyoruz. Gazze kavramları, kelimeleri, kuramları, kurumları, konuları yeniden tanımlıyor, hem de vahiy ile temellendirerek. Dinamik bir fıkıhla insanlığın gündemine oturuyor. Muğlak, müphem, meçhul, müşkül, müteşabih meseleler Gazze tefsiri ile vuzuha kavuşuyor. Bir örnekle bu gerçekliği paylaşmak istiyorum.



 

Gazze’de bir şehid kabrine defnedilmiş. Şehidin yakını bir delikanlı telkin veriyor:

‘’Ey Eba Ömer! Ey Eba Ömer! Vallahi bir milyon insanımız da ölse teslim olmayacağız…

Düşmanla pazarlık yapmayacağız. Bir karış toprağımızı vermeyeceğiz. 

Kanının üzerine vasiyetimiz olsun…

El-Emin olan Peygamberimize ilet! Şehidlere ilet! Yasin’e ilet!


Tüm ümmet bizi yüzüstü bıraktı. Hepsi bizi tek başımıza bıraktı.

Biz ise O’nun yolu üzereyiz. Bu yoldan sapmayacağız. Teslim olmayacağız…

Alçalmayacak ve gevşemeyeceğiz!


 

Vallahi tüm evlerimizi yaksalar da… Vallahi hepimizi öldürseler de… Vallahi bu yoldan ayrılmayacağız… Vallahi pazarlık yapmayacağız… Vallahi başka bir yola girmeyeceğiz…

“La ilahe illallah! /Allahtan başka ilah yoktur.’’

Bu söz üzere yaşarız… Bu söz üzere ölürüz… Ve bu söz için savaşırız…

Ardından bu söz ile Allah’ın huzuruna çıkarız…

Ey Eba Ömer!

Biz Allah’ın ayetini şiar edindik…

“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var… İşte onlardan kimi sözünü yerine getirip o yolda canını verip (şehid oldular); kimi de (şehidliği) beklemektedir… Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmediler.’’ (Ahzab, 23)

Sözlerini değiştirmediler… Sözlerini değiştirmediler…

Yüce Allah’a yemin olsun ki… Çocuklarımızın kanına, şehidlerimizin naaşına ve evlerimizin yıkılmasına rağmen sabredeceğiz, metanet göstereceğiz…

Bizi bozguna uğratacaklarını zannedenler halt etmiş…

Bizi yüzüstü bırakanlar ise zillet ve utanç içinde yaşasın…

Şehadetin kutlu olsun ey Eba Ömer!


 

El-Emin Peygamberimize haber ver ki O’nunla Kevser’de buluşuncaya kadar sözümüzün üzerindeyiz. Korkakların gözü uyku görmesin.’’

Buyurun telkin mi istiyorsunuz?  Telkin değil, sanki bir tokat…

Bir şehidin başucunda dile getirilen şu telkinini döne döne dinlememiz gerekmiyor mu?

Ölü toprağı serpilmiş bir ümmetin yeniden dirilişi için. Yaşayan ölüleri tekrardan hayata döndürmek için telkin şart. Böylesi telkinlere ne kadar da muhtacız. Sarsıcı, diriltici, harekete geçirici, mahza hayat olan bir telkin…

İşte Gazze mektebi dediğim budur. Gazze müfredatı diye diye ısrarımın sebebi budur.


 

İstiaze, (şeytanın ve kötü insanların şerrinden, her türlü zarar, bela, âfet ve musibetlerden Allah’a sığınmak) istiâne, (Yardım isteme) istirca (bir musibet anında Allah’ın takdirine rıza gösterip O’na sığınarak teselli bulmayı ifade eden söz ve davranışlar) ne demektir, başvuru adresi Gazze’dir.

Gazze’nin teslimiyetini, tevekkülünü, sabrını, şükrünü, inancını, bilincini, direncini gören insanlık yüzünü Kur’an’a döndü. Bu iman, bu izzet İslâm’a fobiyi bitirdi. Algı operasyonlarını tersyüz etti. İslam ile insan arasına örülen bariyerleri yerle bir etti.

Anlıyoruz ki, mesele İslam’ı hakkıyla temsil ve tebliğ edebilmektir…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

M kasım

Güzel bir yazı olmuş ömrüne kalemine sağlık yaşar hoca

Nebi Saçu

Harika bir yazı,ellerine sağlık.Rabbim sizi korusun.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23