CHP’lileri kıskanıyorlar!
CHP’lileri kıskanıyorlar!
MUHAMMET KUTLU
Efendim; yazımın başında öncelikle, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere CHP’li belediye başkanlarına soruşturmalar açarak bir türlü huzur vermeyenlere teessüflerimi iletmek istiyorum.
Yani hakikaten hasetten midir, kıskançlıktan mıdır, fesatlıktan mıdır nedir, birileri sürekli bu güzide CHP’li belediye başkanları ve onların has dairesindeki ekiplerine tuzaklar kuruyorlar, soruşturmalar açıp gözaltına alma, hatta tutuklama cüretinde bulunuyorlar.
Ya düşünebiliyor musunuz? Adamlar şöyle rahat rahat minibüslerle para taşıyamaz hale geldi. Hadi diyelim taşıdılar. Bir bakıyorsunuz, paraları saydıkları sırada alınan görüntüleri soruşturma dosyalarından çıkıveriyor. Oradan da medyaya yansıyor.
Bir de “Para kulelerine bakın” falan diye dalga geçiliyor.
Peki sormazlar mı insana? “Para saymak suç mu?” diye…
Atalarımız “yolda bulsan bile say” demişlerken, bir yerden bir yere gönderilen bir yığın para, teslim alınırken sayılmaz mı?
Parasını sayan CHP’lilere yapılan bu soruşturmalar, baskı, yıldırma yayınları haklı olabilir mi?
Adamları niye rahat bırakmıyorlar anlamıyorum.
Ha, bir de baklava kutusunda yakalanan Eurolar meselesi var. Pes doğrusu!
Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter'in, yurt dışından gelen C.C. isimli arkadaşının baklava kutusunda getirdiği 110 bin Euro da “rüşvet” sayılarak Belediye Başkan Yardımcısı Tüter rencide edilmiş.
Ya sizin hiç mi Almancı eşiniz, dostunuz, akrabanız yok? Almancıların yaz tatiline gelirken Alman çikolatası, radyo, teyp, kot falan getirdiğini bilmez misiniz?
Bir kere bu tür soruşturmaları yapanların gelenek göreneklerimizden de haberleri yok. Bizim insanımız, bir yerden bir yere giderken oranın en meşhur şeyini hediye olarak götürür.
Manavgat Belediye Başkan Yardımcısının arkadaşı da Avrupa’dan gelirken, oraların en meşhur şeyi olaraktan, üç deste Euro getirmiş. Bunu büyütüp dallandırıp budaklandırmaya ne lüzum var?
İşte bu yüzden polis ve savcılık tarafından yürütülen arama sürecinde, CHP’liler belediye binası önünde toplanıp tepki gösterdiler kanaatimce. Haksızlar mı yani?
Yok yok, bunlar bu CHP’lileri çileden çıkartacak sonunda. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, tutuklanarak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında “Suç örgütü yöneticisi olmak, suç örgütüne üye olmak, irtikâp, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürüttüğü yolsuzluk soruşturması hala devam ediyor.
İBB'de Harita Mühendisi olarak çalışan Yakup Öner’in de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olmasıyla, itirafçı olan şüpheli sayısı 40'ı geçerken, ben yine de Ekrem Başganın haksızlığa uğradığını, kendisini çekemeyenlerin kurbanı olduğunu düşünüyorum.
Dedim ya, bunlar bu CHP’li belediye başkanlarına huzur vermeyecek. İBB’ye yönelik soruşturma devam ederken, bir de İzmir’deki soruşturma çıktı başımıza. Aralarında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da bulunduğu 60 kişi, kamuyu milyarlarca Lira zarara uğrattıkları yolsuzluk ve usulsüzlük suçlamalarından tutuklandı.
Peki İzmir’de durdular mı? Nerde, İzmir’den de operasyonları Adana, Antalya, Adıyaman’a kadar genişlettiler bir de iyi mi?
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile Büyükçekmece Belediye Başkanvekili Ahmet Şahin dâhil 13 kişinin daha gözaltına alınmasıyla çok ayıp edildi kanaatimce.
2024 yerel seçimlerinden 10-15 gün önce Gökhan Böcek'in Yusuf Yadoğlu'nun ofisinde yaptığı görüşmede, seçim çalışmaları için 25 milyon TL para talep edildiği, bu meblağın karşılanamaması üzerine araç giydirme hizmeti karşılığında 8,5 milyon TL'lik fatura ödemesi üzerinde anlaşılmış. Buna ilişkin banka dekontları, MASAK raporları, baz kayıtları da cabası.
Bu da yetmezmiş gibi, Muhittin Böcek’in mahdumu Gökhan Böcek'in, 2025 yılı Şubat ayında boşanma sürecindeki eşi Zeynep Kerimoğlu adına, Özpınarlar isimli firmadan 30 milyon TL değerinde bir ev alındığı, bu bedelin iş insanı Yusuf Yadoğlu tarafından firmaya ödendiği iddia edildi. Ödeme işlemlerine ilişkin banka hareketleri, baz kayıtları ve tanık beyanlarının, ifadelerle uyumlu olduğunun tespit edildiği belirtildi bir de.
İddialar, ortaya çıkan belgeler, görüntüler, bilgi, belgeler, itirafçılar, ifadeler CHP’li belediyelerin büyük bir haset ve çekememezlik kuşatmasında olduğunu gösteriyor.
İzmir’de Tunç Soyer’in eşi, mevcut başkana yönelik “Belgeyi sunmasaydı bunlar olmayacak, kocam tutuklanmayacaktı” derken haksız mı yani? Yani o belgeyi sunarak çekemeyenlerin ekmeğine yağ sürmenin ne manası vardı?
Yok yok, bence de bu CHP’li belediyelerin üzerine çok gidiliyor. “Başka belediyelere neden soruşturma açılmıyor?” diyenler haksız mı yani?
Derken, o da ne? Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığı (DMM), Türk yargısının yalnızca muhalefet partilerine mensup belediye başkanlarını hedef aldığı ve İçişleri Bakanlığı’nın yalnızca CHP’li ya da muhalefet belediye başkanlarına soruşturma izni verdiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek, “İçişleri Bakanlığı’nın yalnızca 2024 yılında verdiği 176 soruşturma izninin siyasi dağılımı şu şekildedir: AK Parti 59, CHP 58, MHP 21, İYİ Parti 7, HDP 10” açıklamasını yapmış.
Olsun, yine de CHP’li belediyeler haksızlığa uğruyor. Kıskanıyorlar CHP’lileri. Haset ediyorlar. Onun için işleri ters gidiyor. Adamlar rahat rahat paralarını bile ezemiyorlar.
Bunlar modern, seküler ve de ilerici falan ya. O yüzden kurşun dökmek akıllarına gelmemiştir. İşte söylüyorum; CHP’lilerin kurşun döktürmeleri lazım. Hem de hiç vakit kaybetmeden.