Milletine sevdalı olanın tembellikle davası vardır
Giresun Sağlık İl Müdürü ile yaptığım röportaj üzerine olumlu, eleştirel birçok tepki aldım.
Çoğunluk olumluydu tabii. Ama siz ne yaparsanız yapın memnun kalmayan tipler var ve onlar asla razı olmazlar.
İsrailoğulları ahlakı vardır onlarda. Allah kudret helvasıyla bıldırcın eti gönderir onlar soğan ve sarımsak isterler.
Şeytan ahlaklıdır onlar: Allah cinlerin başkanı olarak yaratır o lanetlenenlerden olmayı tercih eder.
Muhammet Bulut Bey Giresun İl Sağlık Müdürümüz. Anlattıklarından ve ilimizde sağlık alanında yaşadıklarımızdan hareketle söylüyorum; Türkiye nereden nereye gelmiş?!
Türkiye’nin geçmiş yıllarına bakıyorum: Ne kadar acizmişiz! Köylere yol yok, ebe yok, şehirde hastane yok. Kocakarı tabir edilen halk hekimleri ve halk baytarları var. Her köyde aşağı yukarı bir iki tane bulunuyor.
Mesela babaannem. Ebe, kırık çıkıkçı, baytar… Doğum için ona gelirler, ağaçtan, yardan düşenler ona gelirler, ineğin çonu yarılacaksa ona gelirler, kulağından kan alınacaksa ona gelirler, döl tutmuyorsa ona gelirler. Yemiyor içmiyorsa ona gelirler…
Bir de nalbantlar var…
Devlet ne kadar acizmiş ki; kendi okullarından yetiştirip gönderemediğin eben, nalbantın, baytarın yoksa köylerdeki bu Allah vergisi yetenekli insanları ömründe bir kez olsun şehre topla. Bir otelde yatır, masrafını karşıla ve eğitim semineri ver. En iptidai usullerle de olsa ver.
Yok.
Bunu bile düşünmekten aciz bir devlet.
Giresun’a Devlet Hastanesi 1965’te açılmış. 200 yataklı olarak. Türkiye’nin nüfusu 31 milyon. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi 2008’de açılmış. Türkiye’nin nüfusu 71.milyon.
Şimdi Türkiye’nin nüfusu 85 milyon. Kırk üç yılda Gedikkaya Devlet Hastanesi yenilenip İlhan Özdemir’e inkılap etmiş. 2008’den sonra Aksu Araştırma Hastanesi, 350 yataklı… İlhan Özdemir Devlet Hastanesi, 200 yataklı. Güre kadın doğum ve çocuk, Fizik tedavi ve rehabilitasyon, Ağız ve Diş sağlığı merkezi…Dr. Ali Menekşe Göğüs Hastanesi…
Modern Aile Hekimlikleri…Bulancak Devlet, Görele Devlet, Şebinkarahisar Devlet…
Her ilçede hastane mevcut yani…
Günlük, acil ile birlikte on yedi bin poliklinik hizmeti veriliyor.
1965/2008 arası 43 yıllık dönemde bir hastane. İlçelerin çoğunda sağlık ocağı bile yok bu dönemde.
Şimdi bunca hastane, modern cihazlar ve hasta yoğunluğu…
Hastaların %30’u il dışından geliyor ama yine gayrı memnunlar var, yine feveran edenler var.
1994 yılında bir süreliğine o zamanlar Giresun’da yayın yapan Kanal 28 televizyonu idareciliği yaptım. Bir akşam, göz hastası bir gence yanlış teşhis ve yanlış ilaç kullandırma ile ilgili gözünün birini kaybettiği iddiasıyla bir haber program yayınladık. O geceyi hiç unutmuyorum. Cep telefonu yok o tarihlerde. Sabit telefonuyla televizyonu arayan arayana… Tamamı da kadınlar.
Ve bazı kadınlar öyle şeyler anlattılar ki, burada yazmaya yürek ister. Ama bir kadının ağlayarak anlattıklarını özetlemek istiyorum: “…Üçüncü katta, sekreteri, görevlisi olmayan tek daireli bir Dr. muayenehanesi. Çıktım. Neyin var diye sordu. Sağ omuzumun arkası ağrıyor dedim. Arka odaya aldı beni ve sedyeye yatırdı. Sağ omuzum diyorsun ama oraya ağrı şuradan(!) gelir, dedi. Bir Allah, doktor ve ben… Başka kimse yok. Kadın ağlamaya başladı. Evliyim, çocuklarım var. (Ve şu vurucu cümleyi söyledi) Devlet buna çare bulmaz da bizi bu ırz düşmanlarının önüne niye atar?”
Kim oldukları bende mahfuz…
Saat üçten sonra doktorun muayenehanesinden geçip, yolunmadan hastaya bakılmayan…
Sadece muayene edilen lakin gerekli film, tahlil v.s’yi yine devletin hastanesinde yaptırıp faturayı devlete ödeten o ilkel, çağdışı sağlık sektörünü bugün medeni bir seviyeye getiren bu hükümetin yaptıkları karşısında teşekkürden aciziz.
Anneni götürsen, eşinle gitsen özel muayenehanede “sen dışarı çık” cümlesi ile karşılaşıyorsun.
Düşün! Neden? Niçin dışarı çıkayım? Şimdi hamdolsun. O devri zılal sona erdi sayılır.
Muhammet Bulut Beyi çok azimli, üretmeye gayret eden, işini ibadet aşkıyla yapan, tembellikle davası olan biri olarak gördüm. Şu cümlesi çok etkiledi beni doğrusu: “Biz hiçbir hastamızı Giresun’un dışına göndermek istemiyoruz ve devletin imkanlarının yolda izde harcanmasından yana değiliz.”
Nereden nereye… Özel muayenehanesinde parasını çap çap aldığı hastanın tahlillerini, film ve tomografilerini, emarını v.s. devlete yaptır. Devletten de maaş al… Ameliyat için köylüye ineğini sattır, parayı bir bir sayarak avucundan al ve “sizlere ömür, hastanız öldü” acı haberini ver…
Nasıl? Özlenecek devirler değil mi!?
Genç Müdürümüze ve tüm hizmet sevdalısı olanlara tavsiyem: “Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.” Emerson
“Keyif alarak çalışın, kendinizle savaşarak değil.” Ron Fry.
“Size başarının değil ama başarısızlığın formülünü verebilirim: herkesi birden memnun etmeye kalkınız.” Bill Cosby.
Hiç kimse bir anda memnun olmuyor demek! Dünya böyle. Siz millet menfaatine, vatan menfaatine çalışmaya devam ediniz. Vesselam.