• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Medeniyet, geleneğin terakkisidir

18 Mart 2024
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

 

Medeniyetin çeşitli tarifleri yapılmıştır. İngilizcesi Civilization (civilizasyon) demek olan bu kelime dilimize Batıdan “uygarlık” olarak tercüme edilmiş. Farsçası Temeddün.

Medeni olmayı “şehirlileşmek” olarak tarif edenler de var. İbn-i Haldun, şehirlileşmeyi “Hadarileşme” olarak isimlendiriyor. Hadariliğin zıddı ise “Bedevileşme: Köylülük, kırsallık”..

Civilizasyon Türkçeye “Uygarlık” olarak tercüme edilmiş. “Medeni” kelimesi Arapça olduğu için o unutulması gereken terimler çöplüğüne gönderilmiş. Bu sahada müstakil bir kitap yazan Ziya Gökalp eserinin adını “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” koymuş. Yani “Asrileşme” de bizde medeni olmak veya uygarlaşmak yerine kullanılmış. Hülasa medenileşmek cumhuriyetin elitlerince şehirlileşme/ Batılılaşma olarak zihinlere yerleştirilmeye çalışıldı.

Her Firavunun bir Musa’sı olduğu gibi bu akımın ve anlayışın da bir Musa’sı çıkıyor ve “Çağdaş Uygarlık” olarak öğretilmeye, belletilmeye çalışılan “uygarlık” terimine öyle bir hançer saplıyor ki; tekmili birden bütün uygarlık taraftarları bu hançeri çıkaramıyor. O da “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar…” şiiridir.

Mehmet Akif Merhum aslında uygarlık adı altında pazarlanan Batı Meedeniyetini hakim kılma ameliyesini bir cümlede rezil ediyor.

Uygar olmak Batıya ve Batılılara has bir keyfiyettir. Onlar uygardır, doğru.  Söz verdikleri saatte ve sözleştikleri yere gelirler. Tanısın tanımasın herkese selam verirler.

Ama aynı insanlar Birinci ve İkinci Dünya Savaşında yüz elli milyona yakın insanın ölümünden mesuldürler.

Size asla bir şey ikram etmezler. Toplu bir yerde sümkürürlerken öbür mahalleden duyarsınız. Ve kendilerinden olmayan milletlere karşı fırsatını bulurlarsa çok acımasızdırlar. Asla yaşamalarını istemezler. İşte Afrikalılara yaptıkları? İşte gelişemeyen ülkelere yaptıkları!

İslam Medeniyettir. Peygamberimizin Medine’ye hicretiyle başlamış ve adı “Yesrip” olan şehri “Medine: Medeni insanların yaşadığı yer” haline getirmiştir.

Gelenek her milletin doğuşundan itibaren gelen hayat biçimi, kendince koyduğu ve uyduğu kurallardır.

Medeniyet ise geleneğin terakki etmesidir.

Mesela, yemek ihtiyacı tüm varlıklar için zaruri olduğu gibi her insan için de yaratılıştandır ve zaruridir. İnsanlar belki ilk dönemlerinde elle, birbirlerinin önünden, aynı kaptan yiyorlardı. Zamanla bazı kurallar devreye girdi ve çubuk, kaşık veya elle yese bile ayrı kap devreye girdi. Bugün bir millet ayrı kaptan veya önünden yiyorsa, kaşıkla veya çubukla yiyorsa, ağzını şapırdatmadan ve sağ elle yiyorsa o millet medenidir. Makineleri olmasa da…

Konya’da Mevlana Müzesini gezerken gördüm ve çok etkilendim: Mevlevi müritler aynı kaptan fakat kaşıkla yerlermiş. Kaşıkla yerken de kaşığın ağza giden kısmının sağ kıyısını yemeğe daldırır sol kıyısından ağızlarına yemeği verirlermiş.

Misafir birkaç günlüğüne ziyarete gelmişse ayakkabısının burnunu eve doğru dizerler, birkaç saat sonra gidecekse dışa doğru yerleştirirlermiş.

Hâlâ Anadolu’da evlerin avlu giriş kapısında iki tokmak bulunur: Büyük tokmak vurulduysa gelen erkektir, küçük tokmak vurulduysa gelen kadındır.

Yine memleketimizin ve dünyanın birçok yöresinde evlerin kapıları gündüz bile kilitlenmez, açıktır! Evde kimse yoksa da açıktır çünkü hırsızlık bilinmez.

“Su küçüğün yol büyüğün” lafı çoğu yöremizde geçerlidir. Bir toplulukta su ikramı başlamışsa önce küçüklere verilir.

Cenaze evine üç gün yemek taşınma geleneği devam eden yörelerimiz vardır. Bunun zıddı ise cenaze sahibini soyup soğana çevirmektir.

Çerkezlerde, yaşı ne olursa olsun gelene veya yoldan geçene ayağa kalkarlar. Bu “baş”a saygıdır.

Bu ve bunun gibi nice güzel adet ve davranışlar bize Hz. Peygamberden tevarüs etmiştir. Çünkü Hz. Peygamber bir topluluğa girdiğinde kendisine bir yer gösterilmesini beklemez, boş bulduğu yere otururdu. Onu tanımayan biri o topluluğa uğrasa peygamberin kim olduğunu bilemezdi.

Şehirlileşme birçok ahlakımızı aldı, öğüttü. Bizi medenilikten uygarlığa dönüştürdü. Her şey otomasyon oldu, makineleşti lakin evlerimizin kapılarında çelik kapılar mevcut. Hatta özellikli kilit sistemi olan kapılar da var.

Küçük büyük arasındaki fark tamamen kapandı. Tanımadığınız bir gence ancak adres sorabiliyorsunuz. Tepki görmüyorsunuz. Biraz başka sorular sorsanız size dik dik bakıp “hayrola “ diyor.

Tahsilli olmak, iyi derecede eğitim görmek, şu kadar dil bilmek, şu kadar zengin olmak… Hiçbiri medeni olma erdemini sunmuyor insana.

Kendi insanımız için söylüyorum; yol ayrımındayız. Ya yeniden köklerimize dönüp medenileşecek ve kendimize geleceğiz ya da uygarlaşmaya devam edip vahşileşeceğiz.

Kendimize gelmemiz için kaybolmayan, biz ondan uzaklaşsak da kaybolmayacak olan reçete: İslam. Hz. Peygamberin hayatı.

Şükür ki var ve elimizin altında.

Ancak kendi köklerimize dönerken kendi kavramlarımızla döneceğiz. Batılı kavramlarla değil. Vesselam.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yusuf Duman

Kemalizm yeni nesilde gelenek mi bıraktı. İlkokul müfredatına acilen Allah peygamber sevgisi konulmalı. Resim müzik beden her derste Kemalizm var. İmam hatip çok yetersiz

Tükettik herşeyi

Doğruluktan çıktık şaşırttık yönü...... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı........ Ders almadan sildik koskoca dünü.... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı......... Üstümüze çöktü gâvurluk dağı......... Edepten men ettik her yeniçağı........ Ne insanı koyduk ne insanlığı........... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı.......... Başımız ayakta ayaklar başta............ Adaleti gömdük puştluk revaçta....... Anamız atamız haneden dışta.......... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı.......... Eğlence sınırsız kim kime mani........ Soframızda yok yok çeşitler gani....... Doymuyor karnımız bereket hani...... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı......... Senetsiz sepetsiz sözümüz mü var.... Harama sırt dönen özümüz mü var... Secdeye sürecek yüzümüz mü var.... Tükettik her şeyi neyimiz kaldı....... Bilal’ım dert büyük bense küçüğüm.. Kırk bilen getirsem çözülmez düğüm İçim dolu derya üstü açığım............ Tükettik her şeyi neyimiz kaldı.......... (Bilal Karaman)
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23