Siyonizmin görsel tsunamisine dur diyelim

Siyonizmin görsel tsunamisi, özellikle gelişmekte olan ülkelerle, üçüncü dünya halkları üzerinde oldukça tesirli. Hele bir de maalesef İslam ülkelerinde daha etkili.

Bu hal gerçekten yürek acıtıcı. Bu zaviyeden İslam dünyasına baktığımızda hamdolsun, diri duran, elinden geleni yapan, bununla yetinmeyip, dünyayı da uyarmaya çalışan biziz.

Başta Devlet Başkanımız R. Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan olmak üzere hükümetimiz ile maddi-manevi her türlü desteği veren işadamlarımızla sivil toplum kuruluşlarımız feryatlara kulak tıkamıyorlar.

Bu sivil toplum teşkilatlarımızdan birisi de “Uluslararası Sinema Derneğidir”.

“İnsanlığı Yok Eden Siyonist Zihniyete, Sinema ve Medyaya Dur Diyelim” başlığı altında bir kampanya başlattılar.

Siyonizmin görsel baskısının maddi boyutu bir tarafa, psikolojik ve sosyolojik boyutu tamir edilecek gibi değildir.

Görsel tsunami, zehri şeker ile yoğurup, direkt zihniyete zerk ediyor ve sözün gücünü kırarak, kişiye muhakeme, muhasebe imkânı vermiyor.

•

Neyse laf uzayacak. Uluslararası Sinema Derneğinin açıklamasını özetleyelim:

“Sinemanın önemli merkezi Hollywood, insanlık karşıtı bir ideoloji olan siyonist yapımcı ve yönetmenlerin güdümünde olduğunu her olayda gösteriyor.

Sadece sinema değil; televizyon, gazete ve haber ajanslarında da benzerleri yaşanıyor. Televizyonlarda ise Gazze’de yaşanan insanlık dramı görmezden gelinerek, siyonistler aleyhine konuşmacılara yer verilmiyor.

ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin medyalarında Filistin’de yaşanan soykırım haberleri sansürlenerek, manipüle edilerek yayınlanıyor.

Tüketim mallarında hayata geçirilen ve olaylar yatışsa dahi devam edecek olan “Boykot Hareketi”, televizyon kanalları ve dijital platformlar zemininde de karşılık bulmalıdır.

Filistin’de yaşanan soykırımın daha iyi anlaşılması için “insanlığı önceleyen” dünya medyası, Filistin’le ilgili yapılmış nitelikli birçok belgeseli ve kurmaca filmi ekranlarına taşımalıdır.

Aynı şekilde dünyanın diğer problemli coğrafyalarına ait film ve belgeseller de gündemde tutulmalı; insana, toplumsal problemlere, çevreye, tabiata dair konuları merkezine alınmalıdır.

Ülkemizin sinema salonlarında, televizyonlarında, dijital platformlarında ise siyonizm sempatizanı yapımcıların filmlerinin yıllardır yayınlandığı herkes tarafından bilinmektedir.

Siyonistler medya gücünü ellerinde tutarak, holokostun acısını filmlerle amaçları uğruna çarpıtmaya devam etmektedirler.

Görüyoruz ki soykırımı yaşamış bir toplumun başka bir toplumu soykırıma uğratması için sadece askerî güce değil, bunun için büyük bir medya gücüne de ihtiyacı var.

Seyircilerin de izledikleri film, belgesel, haber ve programlar konusunda şuurlu olmaları, insanlığı katleden siyonistlere karşı tepkilerini dile getirmeleri son derece önemlidir.

Daha fazla Filistinlinin ölmemesi için insanlığın şeref ve haysiyetini ayaklar altına alan siyonist zihniyete ve ona hizmet eden medyaya, dur diyelim!

İnsanlık dışı medya tekelinin kırılması için dünyadaki farklı medya kuruluşlarının temel insanlık değerlerini ihtiva eden yapımlarını ekranlara taşıyalım”.