• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Batılılar hasta yakarken tedavi eden Osmanlı

18 Nisan 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Batılılar hasta yakarken tedavi eden Osmanlı

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Kendi medeniyetimize yüz buruşturup, Batı medeniyetine övgü düzenlerin mutlaka birkaç darüşşifayı görmelerini tavsiye ederim.

Geçenlerde Sanat Tarihi hoca ve talebeleriyle II. Bayezid Darüşşifasını gördük.

Edirne, Osmanlı tarih ve medeniyetinin kıyamete dek şahididir ve kalmalıdır.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, vakur ve kararlı inancıyla Milli Saraylar Başkanlığına bağladığı Edirne Sarayı’nın geçmişindeki devlet olma ihtişamıyla ihyası, hummalı bir şekilde sürüyor. Bugüne ve gelecek yüzyıla şahitlik edecektir.

Edirne’de halen ayakta kalan ve yaşayan eserlerin önemli noktalarından birisi de II. Bayezid Külliyesi ve içerisinde yer alan darüşşifadır.

Başlıkta da belirtildiği gibi Batı medeniyetinin cüzzamlı hastaları ve delileri yaktıkları dönemde, Osmanlı medeniyeti bu hastaları tedavi etmekteydi. Şefkat ile şifa dağıtıyordu. Şifanın ilacı şefkattir çünkü.

Meseleyi önemseyenler, 15 ve 16.ncı yüzyıl Avrupa’sının tarihine bakacak olurlarsa, bazı hastaların toplumdan dışlandıklarını, cüzzamlılar ile delilerin yakıldığını okuyabilirler.

Aynı dönemde ise Osmanlı’da bu tür hastalıklar için özel darüşşifalar, mekânlarıyla birlikte halen mevcuttur.

Örneğin cüzzamlılar için Miskinler Tekkesi, Karacahmet Cüzzamhanesi gibi bütün Osmanlı coğrafyasında tedavi ocakları kurulmuştur.

Böylece hastaların toplum tarafından dışlanmalarının, ilgi ve şefkatten mağdur edilmelerinin önüne geçilmekle birlikte; mecnunlar, meczuplar günlük hayatın dışına atılmamışlardır.

II. Bayezid Külliyesi içerisinde yer alan darüşşifa, isminden de anlaşılacağı gibi Fatih Sultan Mehmet’in oğlu ve Sekizinci Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayezid tarafından Akkirman seferine çıkarken, 1484 yılında temeli atılmış, dört yıl sonra hizmete açılmıştır.

Bir Fütüvvet Devleti olmanın önemli nişanelerinden olan bu külliyede yüzyıllarca tıp öğrencileri yetiştirilmiş, hastalara şifa dağıtılmış, ihtiyaç sahipleri doyurulmuştur.

Külliye içerisinde bulunan cami ise sanat tarihi şaheseri olarak yine yüzyıllardır ziyaret eden yahut ibadet eden herkesi kendisine hayran bırakmaktadır.

Darüşşifanın faaliyete geçmesinden 164 yıl sonra 1652 yılında Evliya Çelebi Edirne’yi ziyaret eder.

Selimiye’den sonra Darüşşifaya uğrar ve “Orada bir Darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez, kalemler ile yazılmaz” diye kaydettikten sonra gördüklerini şöyle ifade eder:

-“Üç tarafı kafesli mermerler ile yapılmış bu büyük kubbe altındaki büyük havuzun çevresindeki sel sebillerden berrak su çağlayıp havuza girince, fıskiyelerden berrak su, kemerli kubbenin göbeğinde nihayet bulur.

Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin, fakir, erkek, kadın ihtiyar ve gençler tedavi edilir.

Ezcümle:

Bugünkü hâliyle müze olan darüşşifadan Trakya Üniversitesi sorumludur. Edirne Sarayına komşu olan külliyenin/müzenin yeniden bir düzene sokulma ihtiyacı var.

Bu meselenin en bilgini ise Trakya Üniversitesi Rektörü Mustafa Hatipler’dir. Kendisi Balkanlar ve Edirne tarihi konusunda dehadır, darüşşifa için elinden geleni yapacaktır.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Hiçbir kronik hastalık, ne Osmanlı ne de Cumhuriyet döneminde tedavi edilebilmiştir. Yapılan eylem sadece iyileştirme umuduyla yapılan çalışmadır, lakin sıhhat bulan olmamıştır, çünkü hastalıkların nedenleri bugün dahi bilinmemektedir. 36 Osmanlı padişahı ve Atatürk elim hastalıklardan acı çekerek ölmüşlerdir. Kişi kendisini iyi hissetse bile yaşlılık ve beyaz saç ve sakal vücutta çok güçle ve uzun süre kalıcı değişik envaiçesit zehirli, zararlı madde toplanması sonucu oluşan bir hastalıktır. Yani kişi çocukluktan itibaren yanlış beslenme sonucu fosilleşmektedir. Kısacası yetişkin ve 70 kilo civarında sağlıklı gibi görünen bir insan vücudunda 20-25 kilo zararlı /gizemli zehirli maddeler bulunmaktadır, bunların vücutta kalış ve tahrip süreleri en az 20 - 50 yıl arasında değişmektedir. Bu neden bu devirde Türkiye'deki ahalinin en az % 55'i kronik hasta ve engelli sayısı 15 milyon civarındadır. Ne tıp ne de hekim hastalıklara karşı başarılıdır. Sağlık Bakanlığı ve hastalar milyarları ceremeye harcamaktadırlar, sonuç sıfırdır. Dünya'daki tüketilen gıdaların % 20'si radyoaktif ve sihirlidir. Yeme içme alışkanlıklarına bakarak, bilgi edinerek hangi padişah ve devlet adamını hangi gıda zehir ve sihirlerinin öldürdüğü bana malumdur. Radio ve kimyasal/ biyolojik toksikoliji; yaşlılık, hastalık ve ölüm nedenlerini inceler. Dünyada bu konuda uzman yok gibidir. Türkiye'de çok güçlü 15 kadar güçlü, gizemli /tılsımlı eroin ve kokain gibi akılla dalga geçip helak edici, hasta edip süründürerek öldürücü radyoaktiv gıdalar bilmeksizin tuketilmektedir. Bu gıdalar, kanser, şeker hastalığı, guatr, menencit, sarılık, kalp ve damar hastalıkları, doğuştan engelli, kellik, körlük , şaşılık, topallık, felçlilik, ağrı, cinnet, delirme, kaza, bela, musibet, zillet, fakirlik ve ölüm sebepleridir. Söz konusu gıdaları Azrail'in yer yüzündeki temsilcileri olarak görmek mümkündür. Yaklaşık Hadis Meallleri: 1.Şu kabristanda sihirli gıdaların tüketilmesi sonucu ölmeyen tek kişi yoktur, bu hal ebedi devam edecektir. 2. Benim tükettiklerim gıdalar müstesna yerden çıkan çoğu nebat ve ürünleri zehirli ve sihirlidir. Zehir ve sihre karşı hiçbir ilaç, şifalı bitki yoktur. Acve hurmasının zehir ve sihre karşı etkili olduğu hakkında hadis mevcuttur, lakin bütün klinik araştırma ve denemeler bunun geçerli olduğunu ispatlayamamıştır. Hadisi "Acve hurması sağlıklı ve hiçbir zehir ve sihir etkisi bulunmayan tayyip ve hoş bir gıdadır. " anlamında değerlendiriyorum. Türkiye'nin yerli radioaktiv zehir ve sihirleri yetmemiş gibi son 30 yıldan beri yılda 10 - 15 milyar dolarlık radioaktiv ve kimyasal zehirli gıdalar ithal eder oldu.

okur

gecmisi öv dur bugunu yazamazsin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23