Sürdürülebilir şehirler
Birleşmiş milletlerin yapmış olduğu açıklamayla dünya nüfusu bu gün 8 milyar rakamına ulaşmış durumda. Bu rakamın 2037 yılına kadar 9 milyara çıkması öngörülüyor.
Haliyle artan insan sayısı sanayinin ve üretimin daha fazla artmasına neden olacaktır. Kullanılabilir su kaynakları, yeşil alanlar ve temiz hava insanlığın hayatını devam ettirebilmesi için hayati önem taşıyor.
Kaynakların dengeli şekilde tüketilmemesi iklim krizini de beraberinde getirmiş durumda.
BM, iklim değişikliği nedeniyle kaynak kıtlığıyla karşı karşıya olan bölgeleri daha fazla zorluğun beklediği uyarısında bulundu.
Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehir hayatında yaşamaktadır.
Bu nedenle şehir planlamacıları ve yöneticileri her zamankinden daha fazla stratejik planlama yapma durumuzorunlu hal almıştır. Şehirlerdeki fabrikalardan çıkan atık suların doğaya karışması, araçların egzoz karbonlarının temiz havayı kirletmesi, inşaat firmalarının her yere gökdelen dikmesi şehirde yaşayanların yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Çevre ve şehircilik bakanlığı ile birlikte bir çok belediye yöneticilerinin millet bahçeleri ve daha farklı projeleri, şehir hayatının sürdürülebilirliği bakımında önemli bir rol oynuyor. Sürdürülebilirlik en basit ifade ile başka canlıların yaşamlarını bugün ve gelecekte tehlikeye sokmadan üretim yapmak şeklinde cevap veriliyor. Oldukça geniş bir kavram olan sürdürülebilirlik temel olarak çevre koruma, ekonomik büyüme ve sosyal gelişim başlıklarında ele alınıyor. Özellikle 2035 ten sonra dünyada su kıtlıkları ve bir çok sorunun ön görüldüğünü varsayılacak olursak Şehir yöneticilerinin vizyon ve hedef planlamalarında yaşanılabilir bir hayat için sürdürülebilirlik konularına daha fazla yatırım yapmaları gerekiyor.