• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Tanık da, gizlisi de yok; işte resmi evrakla suçlama

21 Aralık 2025
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Tanık da, gizlisi de yok; işte resmi evrakla suçlama

Ali Karahasanoğlu

Peşinen söylemek isterim, suçsuz yere mağdur edilen kişilerden yana olanlar konunun sürekli tartışılmasını isterler. Suçlama yapanların isnatlarının sürekli konuşulmasını, tartışılmasını isterler.

Çünkü savundukları kişilerin suçsuz olduklarına inanırlar ve suçlama yapanlar ne kadar çok konuşurlarsa, iddialarını ne kadar etraflı anlatmaya kalkışırlarsa, gerçeklerin de o kadar net savunulacağına inanırlar.

Yusuf Ziya Gümüşel hocanın suçsuzluğuna inanıyorum. İsterim ki hocamızı suçlayanlar papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayacaklarına savunmaların ışığında isnatlarını ispat etsinler. Çok basit bir karşı itirazda bulunmuştuk.

Bir kızını yedi yaşında evlendirdiğini iddia ettiğimiz hocamız, böyle bir bakış içinde ise niçin diğer iki kızını, o yaşta evlenmelerini hiç dillendirmiyor bile, 18 yaşından sonra dahi hemen niye evlendirmemiş.

Bir karşı itirazda daha bulunduk: mağdur olduğu iddia edilen kız, suçlanan hocamızın öz ve öz kızı. Dayısı, amcası, halası, teyzesi aklınıza gelecek en yakın akrabalarından bir tanesine bile göstermeden, bu kızımızın annesine babasına suçlama yaptırıyorsunuz. Bir tane gazeteciye soru sordurmuyorsunuz. İftira mahiyetindeki ilk suçlamaları yaptığında kendisini tahrik eden bir hakim kızı ile ilgili iddiaları cevaplamıyorsunuz. Bu nasıl bir suçlama nasıl bir haksızlık nasıl bir iftira diyoruz. Duvara konuşuyormuşuz gibi sözlerimiz geri dönüyor, ne savcılıktan ne mahkemeden ne istinafdan ne iftiracılardan ne mağdur olduğunu söyleyen kişiden ne de bu işin medyadaki uzantılarından tek bir cevap gelmiyor.


Allah, Yusuf Ziya Gümüşel hocamıza dünya imtihanını sabırla başarmasını nasip etsin.

Cezaevindeki bir hocamızdan, bugünkü aktüel konumuza geçelim.

İstanbul Büyükşehir Belediye eski başkanı Ekrem İmamoğlu Cezaevi’nde.

Taraftarları haksız yere cezaevinde olduğunu iddia ediyorlar, suçlamaların mesnetsiz olduğunu belirtiyorlar.


Son açıklama, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten geldi.

Çelik, partisinin İBB iddianamesine ilişkin olarak sahada çalışma başlatacağını açıklayarak; “İddianame somut delillerden, kanıtlardan oluşmuyor, tamamen gizli tanık ifadelerinden oluşuyor. Tamamen cezaevine alınıp sonra da tehdit edilerek itirafçılar oluşturularak bir iddianame yazıldığını, verileriyle beraber İstanbul kamuoyuyla paylaşacağız” demiş.

CHP’li okurlarımızın “ başka konu yok mu yazacak” eleştirilerine hazırım. Onlar Ekrem İmamoğlu‘nun suçsuz olduğunda samimi olsaydılar, bizim bu konuyu yazmamıza itiraz etmezler tam aksine sevinirlerdi. Ekrem eksenindeki iddialar ne kadar çok konuşulursa gerçekler ortaya çıkar, gerçekler de suçsuzluktan yana olduğuna göre, konunun yazılması bizim lehimize” derlerdi.

Konuşulmamasını istediklerine göre, yazılmamasını istediklerine göre, onlar da Ekrem İmamoğlu’nun suçlarını çok iyi biliyorlar.

Ama oluşturulan algıları sonlandırmak, belki de saf saf hâlâ Ekrem İmamoğlu‘nun suçsuzluğuna inanan insanlarımıza da gerçeği göstermek açısından Özgür Çelik’in açıklamasındaki itirazlara da dikkat ederek, konuyu masaya yatıralım.

Özgür Çelik ne diyor?


Ekrem bey, “Gizli tanıklarla suçlandı”.

O zaman gizli tanıksız suçlamaları Özgür Bey’e aktarıyorum.

Sarıyer sırtlarında iki villaya sahip güllüce AŞ, noter devir anlaşmasıyla, İmamoğlu AŞ’ye satılır.

Güllüce A.Ş. iki villası vardır. Bunlar tapu kayıtlarıyla sabittir.

Dikkat buyrun gizli Tanığın anlatımına göre demiyorum. Cezaevine konulup sonra çıkartılan kişilerin ifadelerine göre demiyorum.

Tapu kayıtları diyorum, noter evrakı diyorum.

Ve devam ediyorum: iki villanın sahibi şirket, Ekrem Bey’in aile şirketine 15 milyon TL’ye satılıyor.

Satıştan iki hafta sonra, villanın sadece bir tanesi, 6 milyon TL yıllık bedel ile bir şirkete kiralanıyor. 

Gizli tanığımız yok. Etkin pişmanlıktan yararlanan birisinin ifadeleri yok.

Ekrem Bey’in aile şirketinin yetkilisinin imzaladığı noter belgesi ve yaptığı kira akti ile bunları aktarıyoruz.

Sorumuz şu.. 15 milyon: 2=7.5 milyon TL’ye alınan bir villa, yıllığı 6 milyon TL’ye kiralanabiliyorsa, burada bir anormallik yok mudur?

Hele hele bu anormalliği araştırmak üzere baktığımızda, iki villayı satan şirketin sahibi iki ay önce İBB‘den pazarlık yoluyla 2,1 milyar liralık inşaat işi almış ise.

Sonrasında bu iki villanın sahibi olduğu şirket Ekrem Bey’in aile şirketine devredilmiş ise.

Yine gizli tanıktan bahsetmiyorum. Etkin pişmanlıktan bahsetmiyorum.

Sadece olaylar silsilesini aktarıyorum. İhalelerden, devredilen şirketlerin noter evraklarından, suçlanan kişilerin imzaladığı kira akitlerinden bahsediyorum.

Buyrun Özgür Çelik bey, isterseniz sahada, isterseniz havada isterseniz karada isterseniz denizde gizli tanıksız bu olayı bize izah edin.

İki villanın bulunduğu parselin hemen önündeki bir başka parselin de, İBB tarafından tam da bu iki villanın alımı sonrasında kamulaştırıldığını söyleyeyim.

Yine bunu da, gizli tanık ifadeleri ile değil, İBB resmi kayıtlarıyla size sunayım.

Siz de bana Ekrem Bey’in aile şirketinin iki villasının önündeki parselin kamu faydası varmış gibi gösterilerek istimlak edilip, o alanda bir inşaat yapılmasının önüne geçinmenin açıklamasını yapı verin.

Gizli tanıklardan ne İlke, ne Hilke, ne Milke.. Hiç kimseden bahsetmedim.

Noter kayıtları, tapu kayıtları, suçlanan kişilerin düzenlediği kira akitleri, İBB ihale evrakları üzerinden sorularımı yönelttim. 

 İddianamedeki Ekrem İmamoğlu’nun kankalarından da hiç bahsetmedim. Olur ya, en yakın adamlarından Murat Ongun için dahi yapacağın bir suçlamada, “ suç ve ceza da şahsi prensibine bilmez misin Ali bey” diyebilirler. Suçları birlikte işledikleri halde, bazı arkadaşlarını satabilirler.

Onun için sadece Ekrem İmamoğlu özelindeki suçlamalardan gizli tanıksız, etkin pişmanlıksız bir suçlamayı resmi evraklardaki bilgilerle size aktardım.

Artık bu dakikadan sonra CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, dünkü açıklamasındaki gibi, “İddianameyi anlatacağız. Yani siyaset kalemi ile yazılmış bir iddianame olduğunu anlatacağız.” dese de, bendeki izlenimin şudur: “ iddianame siyaset kalemi ile yazıldığı için değil, böyle savunma yaparak kamuoyunu aldatmak mümkün olabileceği için Ekrem Bey’in avukatı da, il başkanı da bu tercihte bulunuyor”

Sahi avukat Fikret İlkiz de öyle demişti değil mi: 

“ siyasi davalarda siyasetiniz yoksa savunma yapamazsınız. Siyasal suçlar Siyasal savunmayı gerektirir.”

Adama rüşvet almışsın diyoruz.

O bize utanmadan cevap veriyor: “siyasal suçlama yaptın”

Adama, “ihaleye fesat karıştırmışsın, avanta almışsın” diyoruz. 

O bize yüzü kızarmadan cevap veriyor: “Siyasal suçlamaya Siyasal cevap verilir”

Bu taktiği daha önce kim uygulamıştı?

Hortumcu Cem Uzan!

O şimdi nerede?

Fransa’da kaçak yaşıyor.

Olay budur.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23