• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Kıl dönmesinin belirtileri nelerdir?

Yeniakit Publisher
2015-03-14 23:59:00 - 2015-03-15 00:30:28
Kıl dönmesinin belirtileri nelerdir?

Kıl dönmesi hastalığı kuyruk sokumu bölgesinde,akıntılı veya akıntısız, kıllı veya kılsız küçük deliklerle kendisini gösterir. Bazen bu bölgede oluşan bir apse ile varlığı ortaya çıkar.

Kıl dönmesi genel olarak erkeklerde sık görülür. Kadınlarda görülme sıklığı, erkeklere oranla 5 kat daha azdır. 16-25 yaşları arasında en sık görülen kıl dönmesi hastalığının sıklığı 25 yaşından sonra süratle azalmaktadır. Fiziksel olarak yapılı, kalçaları arasında dar bir oluk bulunan ve yağlı cilde sahip olan kişilerde daha sık görülür.

NEDEN OLUŞUR?

Kıl dönmesi hastalığının neden ortaya çıktığı konusunda iki farklı görüş bildirilmektedir:

1) Doğumsal olduğu düşünülen görüşe göre kıl köklerinin bu bölgede zaten bulunduğu ve pubertal dönemde kıllanmanın ortaya çıkması ile şikayetlerin başladığı kabul edilir.

2) Edinsel olduğu düşünülen görüşe göre ise kılların cilt altına girmesiyle oluşan cilt altının kronik bir enfeksiyonudur.

MUTLAKA AMELİYAT OLMAK ZORUNLU MU?

Kıl dönmesi hastalığı olan kişiye cerrahi girişim uygulanmadan önceki en önemli nokta, ameliyatla hastanın yaşam kalitesinin artıp artmayacağıdır. Kuyruk sokumu bölgesinde nadiren akıntı olan ve günlük aktivitesini hiç etkilemeyen bir hastada öncelikle, o bölgenin kıllardan arındırılması ve duş sırasında tazyikli su ile gluteal kıvrımların temiz tutulması gibi koruyucu önlemler denenebilir.

CERRAHİ TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR ?

Kıl dönmesi hastalığının tedavisinde çok sayıda yöntem vardır.

Açık bırakma yöntemi (Eksizyon ve sekonder iyileşme): Kirli dokular tamamen çıkarılır ve yaranın pansumanlar ile kapanması sağlanır. Dezavantajı: Yara çok geç kapanır. 3-4 ay devam eden pansumanlar hasta için çok büyük zaman kaybına neden olur. Ayrıca nüks etme olasılığı vardır.

Yarı açık yöntem (Eksizyon ve intrafleksiyon): Bu yöntem de kirli dokular tamamen çıkarılır ve yara kenarları dikişle teğellenir gibi dikilir. Dezavantajı: Açık yönteme göre daha hızlı iyileşmesine rağmen pansumanlar uzun sürer ve nüks etme olasılığı düşük değildir.

Kapalı yöntem: Kirli dokular temizlendikten sonra yara kapatılır. Fakat primer olarak kapatıldığında yaranın dikişleri orta hatta kalmaktadır. Bu nedenle nüks sık olarak görülmektedir.

Alternatif olarak Flep kaydırma ameliyatları uygulanmaktadır. Limberg flebi,Z-plasti flebi, Rotasyon flebi ve Karydakis ameliyatlarında temel olarak nüksü azaltmak için dikişlerin orta hatta olmaması hedeflenir. Flep kaydırma ameliyatlarında tekrar etme olasılığı düşüktür. Fakat hangi tekniğin daha başarılı olduğu konusu daha ziyade cerrahın o teknikle olan deneyimiyle alakalıdır. Örneğin bir cerrah Limberg flep yöntemi ile mükemmel sonuç elde ederken bir başka cerrah ayni başarıyı Karydakis ameliyatıyla elde edebilir.

AMELİYAT SONRASI TEKRAR ORTAYA ÇIKAR MI?

Kıl dönmesi ameliyatlarından sonra hastalık tekrarlayabilir. Hastalığın tekrarlama riskini azaltabilmek için, ameliyat bölgesinin kılsızlaştırılması işlemi yapılmalıdır. Bölgenin kıllardan arındırılması çok önemlidir. Bu uygulandığında nüks (tekrarlama oranı) oldukça nadir olarak görülmektedir. Özellikle duş alırken bölgeye tazyikli su tutulması, bu bölgede biriken tüy parçacıklarından temizlenmesini sağlar.

Kaynak: doktorsitesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23