Polonya ziyareti öncesi açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, muhalefeti barajdan medet ummakla suçladı. AK Parti’nin yıllarca baraj ve parti kapatma konularında sıkıntı yaşadığını, buna rağmen mazeretlerin arkasına sığınmadığını belirten Davutoğlu, muhalefete seslenerek, “Baraj tartışmalarından medet ummasınlar, milletten medet umsunlar. Ankara’da baraj hesabı yapılarak, seçim kazanılmaz” dedi.
AKİT / ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, ikili ilişkilerin 600. yılı dolayısı ile Polonya’ya gerçekleştirdiği ziyaret öncesi gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Osmanlıca tartışmalarıyla ilgili CHP zihniyetini eleştiren Davutoğlu, Osmanlıcanın önemine işaret ederek, “Mezar taşlarını okuyamayan bir nesil tarihini bilemez. Osmanlıca Türkçedir. Bunu herkes bilsin. Bu kültür düşmanlığını anlamak mümkün değil. İsteyen öğrenci seçer, istemeyen seçmez. Oryantalist kalıplarla düşünmek aydın olmaya da siyasetçi olmaya da yakışmaz” dedi.
“AB İLE ARAMIZDAKİ İLİŞKİLERE İVME KATACAĞIZ”
Ankara Esenboğa Havalimanı’nda Polonya ziyareti hakkında ve gündeme ilişkin önemli açıklamalar yapan Başbakan Davutoğlu, Türkiye ve AB ilişkilerinin her iki taraf için de çok önemli olduğunun altını çizdi. Davutoğlu, “Son yılarda fasılların açılmasında zorluklar yaşadık. Orta ve uzun vadede bir eylem planı hazırlayıp, kamuoyuyla paylaştık. 3 başlık üzerinde durduk burada müzakerelerin hızlanması, Türkiye’nin vize liberasyonu ve gümrük birliği alanında haklı taleplerinin göz önüne alınması ve komşu ülkeler ile Ukrayna konusunda ele alınacak ortak stratejiler. İnşallah ocak ayında da ben bizzat Brüksel’e giderek Avrupa’nın yeni yönetimiyle ilk istişareleri yapacağız. AB ile Türkiye arasında ilişkilere yeni bir ivme katmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜM SÜRECİ HALKIN MALIDIR”
Davutoğlu açıklamasında çözüm sürecine de değinerek, “Baştan beri zihnimiz ve uygulayacağımız eylem planı berraktır. Aynı berraklığı tüm taraflardan görmek hakkımızdır. 6-7 Ekim bir tarafla ilgili sıkıntılar doğurmuştur. Bir daha bu topraklarda şiddet ve silah temelli hak arayışı olmayacaktır. Halkımız çözüm sürecini benimsemiştir, bu artık halkın malıdır” diye konuştu.
“AK PARTİ SEÇİM BARAJINDAN KORKMAZ”
AK Parti’nin barajdan korkarak siyaset yapan bir parti olmadığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, “2002’de bu barajla birlikte seçimlere girdik ve başarıyla emaneti devraldık. Barajlar önümüze dikildi, partimiz kapatılmak istendi. Ama AK Parti hiçbir mazeretin arkasına sığınmadı. Çözümü hep meydanlara halkımızla aradık. Bazı partiler Ankara’da hesap yapabiliyor olabilir; ama bizim hesabımız milletle. AYM’nin bu meseleyi 1995’de verdiği kararda olduğu gibi AYM’nin ruhuna uygun şekilde değerlendireceğini düşünüyoruz. Temsil ile istikrarın uyumlu olması lazım” dedi.
Davutoğlu, “Mededi baraj tartışmalarından ummasınlar, gitsinler milletten medet umsunlar. Bizim muhalefet partilerine tavsiyemiz bu. Ankara’da baraj hesabı yaparak, Türkiye’de seçim kazanılmaz, emanet devir alınmaz. Teknik ve hukuki süreçler dışına çıkarak, Türkiye’de sanki olağanüstü bir durum varmış ve normal siyasal süreç işlemiyormuş gibi bir görüntüye gidilmesine izin vermeyiz. Geçen sene yaptığımız teklifler masadadır. Barajın arkasına sığınmıyoruz. Bu teklifler masadayken, cevaplandırmayanların şimdi söyleyecek sözleri yok” diye konuştu.
“OSMANLICA TÜRKÇE’DİR”
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun mezar taşları ile ilgili sözlerine cevap vererek, Osmanlıca’nın Türkçe olduğunu vurguladı. “Bahsedilen dil, düşman bir dil değil. Nedir bu Osmanlıca alerjisi” diyen Davutoğlu, “Osmanlıca şu anda kullandığımız dilin farklı bir alfabeyle yazılmış şeklidir. Evet, mezar taşlarını okuyamayan bir nesil tarihini bilemez. Maalesef sizin tek parti döneminizde mezar taşlarından başka bir şey kalmadı. Bir İngiliz Shakespeare’i aslından okuyabiliyorsa bir gencimizin Namık Kemal’i aslından okumasından kim neden rahatsız olsun” sözleriyle muhalefete eleştiride bulundu.
Osmanlıca’nın liselerde seçmeli ders olacağını hatırlatan Davutoğlu, “İsteyen öğrenci seçer, istemeyen öğrenci seçmez. Teklif edilen bu. Nedir bu tarih alerjisi, nedir bu kültür düşmanlığı anlamak mümkün değil” dedi.
DİN DERSİ TARTIŞMASI
Alevi önderlerle yaptığı toplantıda din dersine kimsenin karşı çıkmadığını aktaran Başbakan, “Bütün dinleri kuşatıcı bir müfredatın uygulanması konuşulmalı. Din dersi de kültürümüze yabancı değil. Bırakın artık biraz çağdaş olun. 19. YY Fransa’sının karanlığına hapsolmayın. Dinlerin okutulmamasına yönelik bir yaklaşımın kimseye faydası yok” dedi.
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ‘Ortaçağ karanlığı’ sözüne de cevap vererek, “Alevi kanaat önderleriyle yaptığım toplantıda da din kültürü ve ahlak bilgisi dersine asla kimse karşı çıkmıyor. Bizim bundan sonra konuşmamız gereken, din kültürü ve ahlak dersi müfredatında, bütün dinleri, bütün mezhepleri kuşatıcı bir müfredatın uygulanması. Öyle oryantalist kalıplarla düşünmek aydın olmaya da yakışmaz hele siyaset yapıyorsanız, siyasi söyleme de yansımaz. Ortaçağ karanlığı dediğinizde, Konya’daki Mevlana aşıklarına da karanlık demiş oluyorsunuz, Hacı Bektaş-ı Veli’ye karanlık demiş oluyorsunuz” şeklinde konuştu.
AKDENİZ'DE TÜRKİYESİZ DÜZENLEME OLMAZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Yunanistan ziyaretinin yankıları Yunan basınında devam ediyor. Haftalık To Vima gazetesinin internet sitesinde yer alan habere göre; Davutoğlu ziyareti sırasında gazetecilere, “Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan hiçbir düzenleme yapılamaz. Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mısır ve İsrail ile işbirlikleri kötü bir zamanda yapılan bir fırsatçılık. Kıbrıs’ta çözüm olmazsa Rumların Barbaros’un varlığına alışması gerekecek” dedi.
Habere göre Davutoğlu, “Yunanistan, Mısır ile bizim milli çıkarlarımıza zarar veren deniz zonlarının belirlenmesiyle ilgili anlaşma imzalarsa Türkiye bunu tanımayacak. Bu anlaşma bizim için yok sayılacak. Herhangi bir tehdit hissetmiyoruz. Kimse bizi tehdit edemez. Ancak, Doğu Akdeniz’de, her türlü düzenleme ve özellikle de deniz zonlarının düzenlenmesi tüm tarafların müzakereleri sonucunda olmalı. Eğer sadece bir ya da iki taraf, bununla da sadece Kıbrıs’ı kastetmiyorum, ilgili olan ve yasal olarak çıkarları bulunan diğer taraflarla müzakere yapmadan MEB ilanında bulunursa, bu uluslararası hukuka aykırıdır” diye konuştu.