Güllacın "tavan yapan" talebine yetişmek isteyen ustalar da ramazan ayı boyunca yoğun mesai harcıyor.

Yaklaşık 600 yıl önce Osmanlı mutfağındaki yerini aldığı belirtilen güllaç, ramazan ayında en çok talep gören tatlılar arasında bulunuyor.

Mideyi yormayan hafif niteliği nedeniyle tercih edilen geleneksel sütlü Türk tatlısının yapımında mısır nişastası yufkası, gül suyu, süt ve şeker kullanılıyor.

Gül suyunun serinletici aroması, gün boyu oruç tutan kişilerce çok tercih edilmesinde önemli rol oynuyor. Bu tatlı, çilek, kiraz gibi meyvelerle de süslenebiliyor.

Pasta ustası ve pastane işletmecisi Oktay Taşkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güllacın yaklaşık 600 yıllık bir geçmişi bulunduğunu belirterek, özellikle "ramazan" denildiğinde akla ilk gelen tatlılardan olduğunu söyledi.

Güllaç satışının bu ayda "tavan yaptığını" kaydeden Taşkıran, "Tercih edilmesinin en önemli sebebi hafif oluşu. İftardan sonra yemek üzerine tatlı isteyenler için mideye ağırlık yapmayacak bir tatlı. Bu nedenle yoğun talep oluyor.

Yıllık güllaç satışlarının yüzde 90'ı bir ayda, ramazanda ayında gerçekleşir. Ramazanda da en çok talep ilk gün. İlk gün yok satıyoruz. Çünkü ramazan dışında güllaç bulmak zor. Ancak özel siparişle yapıyor pastaneler. Çok özlendiği için de iki gün yok satıyoruz." diye konuştu.

Taşkıran, ramazandaki artan talebi karşılamak için pastanelerde yoğun mesai olduğunu anlatarak, ustaların iki vardiya çalıştığını dile getirdi.

Taze güllacın tüketici tarafından nasıl anlaşılabileceğine de değinen Taşkıran, "Vitrindeki güllacın renginin açık olması lazım. Koyu ise bir gün öncesinden kalmış demektir.

Zaman geçtikten sonra süt alta doğru çöker ve üstte kuruma meydana gelir. Sütle yapıldığı için günlük tüketilmesi gereken bir ürün." ifadelerini kullandı.