AA Giriş Tarihi: Yeni nesil nereye gidiyor! Akrabalık bağlarını dinamitleyen tehlike
Prof. Dr. Emine Özmete, Türkiye’de yaşlı nüfusun Avrupa ülkelerinden bazılarını geride bıraktığını belirterek, doğurganlık oranındaki düşüşün toplumsal yapıyı dönüştürdüğünü söyledi. Özmete’ye göre akrabalık bağları zayıflıyor, kuşaklar arasındaki dayanışma giderek azalıyor. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6'ya yükseldiğini belirten Özmete, "Bugün ülkemizde yaşlı sayısı, bazı Avrupa ülkelerinin nüfusundan fazladır. Ülkemizde 1990'lı yıllardaki az ve özellikle tek çocuk sahibi olma eğilimiyle doğurganlık hızı keskin bir şekilde düşmüş, dayı, teyze, hala gibi akrabası olmayan bir nesil ortaya çıkmış, akrabalık bağları ve kuşaklararası ilişkiler kesintiye uğramıştır." dedi. Özmete, yaşam süresinin uzamasıyla birlikte Türkiye'de 100 yaş ve üstündeki yaşlı sayısının 2024 yılında 7 bin 632 olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: "Bugün doğan bir bebeğin ortalama 78.1 yıl yaşamasını bekliyoruz. Kadınlar erkeklerden 5.2 yıl daha fazla yaşamaktadır. Kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi 80.7 yıl, erkeklerde ise 75.5 yıldır. Bir birey 65 yaşına ulaştığında ise 17,4 yıl daha yaşaması beklenmektedir. Ülkemizde toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583'ünde en az bir yaşlı bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3'ünde en az bir yaşlı vardır. 1 milyon 750 bin 900 hane, yalnız yaşayan yaşlılardan oluşmaktadır. Bu hanelerin yüzde 74'ünü, yani dörtte üçünü yaşlı kadınlar, yüzde 26'sını (dörtte birini) ise yaşlı erkekler oluşturmaktadır."