Türkiye'nin depolama alanında yerli tedarik zinciri oluşturmasının kritik önem taşıdığını anlatan Tutaşı, donanımın yanı sıra yazılım tarafındaki çalışmaların da stratejik bir yere sahip olduğunu ifade etti. Tutaşı, gelecek yıl ilk büyük ölçekli batarya destekli güneş ve rüzgar santrallerinin işletmeye alınmasıyla bu tesislerin şebekede yan hizmetler, pik yönetimi ve frekans regülasyonu gibi alanlarda aktif rol üstlenmesinin beklendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Yerli batarya üretimi için yapılan başvuruların sonuçlanması, enerji yönetim yazılımlarının ticarileşmesi ve yerli tedarik zincirinin olgunlaşmasıyla 2026, depolama teknolojilerinin ithal edilmekten çıkıp Türkiye'de üretilen bir yapıya dönüşmeye başladığı bir yıl olacak. Bu gelişmeler ışığında 2026, yalnızca kapasite tahsis edilen bir dönem değil, depolama teknolojilerinin sahada gerçek anlamda devreye alındığı bir döneme geçiş yılı olacak."