Gün içinde yeterince su içmek sağlık açısından çok önemli. Ancak su içmek ile hücrelerin gerçekten suya doyması aynı şey değildir. Bunun temel nedeni, hücresel hidrasyonun yanlış anlaşılmasıdır. Peki, su nasıl içilmeli?
Suyun vücuda faydalı olması için doğru şekilde ve miktarda içilmesi gerekir. İçtiğiniz suyun miktarı değil, hücreye ulaşan kısmı sağlığınızı belirler. Hücresel hidrasyon, suyun sadece mideye ulaşması değil; minerallerle birlikte hücre içine girebilmesi anlamına gelir. İşte bu noktada çoğu kişinin farkında olmadan yaptığı hatalar devreye girer. İşte su içerken 3 altın kural...
1. ALTIN KURAL: SUYU MİNERALLERİNDEN AYIRMAYIN Saf su tek başına hücre içine girmekte zorlanır. Hücre zarları, suyun taşınabilmesi için elektrolitlere ihtiyaç duyar. Özellikle sodyum, potasyum ve magnezyum eksikliği varsa içilen su hızla idrarla atılır. Yaygın hata: Gün boyu sadece arıtılmış veya çok düşük mineralli su içmek Terleme sonrası sadece suyla sıvı takviyesi yapmak
2. ALTIN KURAL: SUYU BİR ANDA DEĞİL, AKILLI ZAMANLARDA İÇİN Birçok kişi susuz kaldığını fark ettiğinde art arda büyük miktarlarda su içer. Bu durum böbrekleri zorlar ve hücrelere fayda sağlamadan suyun hızla atılmasına neden olur. Yaygın hata: Uzun süre su içmeyip bir anda 1–2 bardak su tüketmek Yemekle birlikte aşırı su içmek
3. ALTIN KURAL: HÜCREYİ KURUTAN ALIŞKANLIKLARI GÖRMEZDEN GELMEYİN Kahve, alkol, aşırı şeker ve işlenmiş gıdalar hücre içi suyu dışarı çeker. Bu durumda ne kadar su içerseniz için, hücresel susuzluk devam eder. Yaygın hata: "Çok kahve içiyorum ama üstüne su içiyorum" düşüncesi Tuzdan tamamen kaçınırken şekerli gıdaları serbest bırakmak
Sonuç Hücresel hidrasyon, sadece bir miktar değil bir denge meselesidir. Doğru mineraller, doğru zamanlama ve hücreyi susuz bırakan alışkanlıklardan uzak durmak; suyu gerçekten faydaya dönüştürür. kaynak: akşam
WhatsApp İhbar Hattı
+90 (553) 313 94 23
