Değerlerimiz, medeniyetimiz, tarihimiz, ailemiz dediği için yeni müfredata karşı çıkmakta, aile devletten sonra gelen en geric kurumdur diyen partiyle eş güdüm çalışarak kadın için en güvensiz yer evidir demekte, aile korumasız bir toplumda sapkın eylemlere ulaşmanın daha kolay olduğunu bilmekte, cinsel yönelim farklılıkları diyerek de sapkınlığın zeminini inşa etmeye çalışmaktadırlar. Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında, özellikle Ramazan ayında fıtrata savaş anlamına gelen bu provokasyona asla izin verilmemeli, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere eğitim paydaşlarının bu açık provokasyona karşı caydırıcı tedbirler almaları gerekir. Müslümanların, 11 ayın sultanı olarak adlandırdığı, Kur’an-ı Kerim’in indirildiği kutsal Ramazan ayını özellikle seçerek Ramazan ayının manevi iklimini, toplumsal cinsiyet eşitliği sapkınlık propagandası ile kirletmek için eylem kararı alanEğitim-Sen’in ideolojik bir körlükle öteden beri sürdürdüğü eşcinsellik propagandasını Müslümanlar açısından kutsal bir zaman dilimi içerisinde vites artırarak sürdürmesi aymazlık değil açık bir provokasyondur. Aile kavramına savaş açan düşüncelerin, eşcinsellik ve benzeri sapkın yaşam biçimlerinin çocuklarımıza ders adı altında propagandasına müsaade edilemez. Okullarda bir dersin değiştirilerek Cinsiyet Eşitliği Dersi olarak işlemesi, sendikal bir hak değil adli ve idari anlamda alenen işlenen suçtur. Çocuğa karşı işlenen suç kategorisinde işlem görmelidir. Bu konuda gerekli Adli ve idari işlemler derhal başlatılmalı.. Bugün ve bundan sonra okullarda sergilenmek istenen bu türden sapkınlıkları bertaraf etmek için veli, öğretmen, idareci, bürokrat, vatandaş hepimize önemli görevler düşüyor. Birçok Avrupa ülkesinde bile yasaklanan bu sapkınlığın okullarımızda bir aşama daha kaydetmesine göz yumamayız. Çocularımızı sapkın fikir ve eylemleriyle zehirlemeye çalışanlara karşı çocuklarımıza ve eğitimm yuvalarımıza sahip çıkmalıyız.