• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
5
Yeniakit Publisher
'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Haber Merkezi Giriş Tarihi:
'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Gazze’de terörist İsrail’in aylardır sürdürdüğü saldırılar, yalnızca şehirleri ve evleri değil, annelerin hafızalarını ve çocukların geleceğini de hedef aldı. Filistinli gazeteci Ahmed Abu Artema’nın aktardığı tanıklıklar, Gazze’de yaşanan soykırımın istatistiklerle sınırlı kalmayan, doğrudan insan hayatına ve aile yapısına yönelen yıkıcı boyutunu ortaya koyuyor. Sosyal medya paylaşımları ve birebir görüşmeler üzerinden aktarılan bu anlatımlar, çocuklarını İsrail bombardımanlarında kaybeden annelerin yaşadığı tarif edilemez acıyı gözler önüne seriyor.

#1
Foto - 'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Gazze’de yaklaşık iki milyon Filistinli, sürekli bombardıman, zorunlu göç ve açlık koşulları altında yaşam mücadelesi verirken, neredeyse her aile bir kayıp hikâyesi taşıyor. Anneler için evlat acısı, bireysel bir felaketin ötesine geçerek toplu bir yıkımın parçası hâline geliyor. İsrail hava saldırılarında tek seferde birden fazla çocuğunu kaybeden annelerin sayısı her geçen gün artıyor; ölümler toplu mezarlara dönüşüyor.

#2
Foto - 'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Bu tanıklıklardan biri, Han Yunus’ta dört çocuğunu enkaz altında kaybeden şair Alaa al-Qattrawi’ye ait. Aylarca çocuklarından haber alamayan Alaa, İsrail ordusunun çekilmesinin ardından çocuklarının cansız bedenlerine ulaşıldığını öğrendi. Cesetler dört ay boyunca enkaz altında kaldı. Alaa, çocuklarının gündelik hayatına dair hatıraları anlatırken, İsrail saldırılarının sadece can almadığını; defterleri, okul çantalarını, hayalleri ve geleceği de yok ettiğini vurguluyor. Benzer bir acıyı yaşayan Aya Shamma ise Ocak 2024’te evine düzenlenen saldırıda iki çocuğunu kaybetti. Enkaz altından sağ çıkarılan anne, bir çocuğunun boğularak, diğerinin savrularak hayatını kaybettiğini anlatıyor. Aya’nın ifadeleri, Gazze’de çocuk ölümlerinin nasıl sıradanlaştırıldığını ve annelerin bu kayıplarla baş başa bırakıldığını gösteriyor.

#3
Foto - 'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Bir başka anne Aya Hassouna, İsrail füzesiyle vurulan çadırda eşini ve iki küçük çocuğunu kaybetti. Yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı geçici barınakların dahi hedef alınması, Gazze’de hiçbir alanın güvenli olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Hassouna, savaşın “çocukluğun kendisini çaldığını” ifade ederken, hayatta kalan çocukların dahi bu yıkımın ruhsal enkazını taşıdığını belirtiyor. Asma al-Mughari ise Bureij Mülteci Kampı’nda ailesinden 23 kişiyi tek bir saldırıda kaybetti. Anne babası, kardeşleri ve iki küçük çocuğu, 29 gün enkaz altında kaldıktan sonra tek bir mezara gömüldü. Asma’nın tanıklığı, Gazze’de toplu ölümlerin nasıl sıradanlaştırıldığını ve aile kavramının hedef alındığını açıkça ortaya koyuyor.

#4
Foto - 'Çocuklarınız öldürüldüğünde hayatta kalmak nasıl bir şey?'

Sözde ateşkes açıklamalarına rağmen Gazze’de acı dinmiyor. Bombardımanların hızı düşse bile, annelerin yaraları kapanmıyor. Milyonlarca ton enkazın üzerinde yaşamaya zorlanan Gazze halkı için geleceğe dair belirsizlik sürüyor. Uluslararası toplumun sessizliği ve Yahudi rejiminin işlediği suçlara yönelik etkili bir yaptırım mekanizmasının kurulmaması, bu tanıklıkların her geçen gün artmasına sebep oluyor. Bu annelerin anlattıkları, çocuk ölümlerinin istatistiklere indirgenmesine karşı güçlü bir hafıza kaydı olarak varlığını sürdürüyor. Gazze’de yaşananlar, bir savaş değil; doğrudan sivilleri, aileleri ve çocukluğu hedef alan sistematik bir soykırım olarak tarihe geçiyor. Middle East Eye

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23