• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
12
Yeniakit Publisher
Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, herkesi şaşırtan “TRÇ ittifakı”ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

MHP lideri Devlet Bahçeli, "TRÇ ittifakı" adını verdiği Türkiye-Rusya-Çin ittifakı önerisine ilişkin yeni açıklamalarda bulundu.

#1
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

"Ne yaptığımızı biliyoruz" diyen Bahçeli "Türkiye, başkalarının ortaya koyduğu bölgesel ve küresel projelerin uygulayıcısı değil, kendi özgün projelerinin başrol oyuncusu olmak durumundadır" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TASAV Başkanı İsmail Faruk Aksu'ya konuştu. Türkgün'de yer alan yazıya göre Bahçeli'nin "TRÇ ittifakı" adını verdiği Türkiye- Rusya ve Çin ittifakına ilişkin açıklamalarının 3. bölümü paylaşıldı.

#2
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları şöyle: "Türkiye'nin millî menfaatlerini korumak ve geliştirmek; çevremizde barış, istikrar ve güvenlik odaklı bir 'huzur kuşağı' oluşturmak; bütün ülkelerle karşılıklı saygı ve menfaate dayalı uzun vadeli dostane ilişkiler kurmak; mevcut sorunları Türkiye'nin hak ve çıkarları korunarak uluslararası hukuk çerçevesinde adil ve kalıcı çözümlere kavuşturmak dış politikamızın özünü oluşturmaktadır. Partimiz, uluslararası ilişkilerde diğer devletlerin bağımsızlık, ülke bütünlüğü ve iç işlerine karışmamayı temel ilke olarak benimsemekte, diğer devletlerden de bu ilkeye uygun bir tutum beklemektedir. Tüm ülkelerle dostane ilişkiler kurulup ilerletilmesi, bölgesel iş birliği oluşumlarının teşvik edilmesi, çok taraflı uluslararası kuruluşların etkili bir üyesi olarak anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözülmesi, bölgesel ve küresel düzeyde barış, istikrar, güvenlik ve ortak refaha katkı sunulması, iş birliği odaklı dış politikamızın öncelikleri arasındadır.

#3
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Bu ilke ve esaslar temelinde inşa edilen dış politikamız, kudretli, itibarlı, sözü dinlenen, dostluğu aranan ve dostluğuna güvenilen bir ülke olarak 2053'e gelindiğinde Türkiye'nin dünya siyasetine yön veren küresel bir güç olmasını hedeflemektedir. Mevcut bölgesel ve küresel bloklar içerisinde kırılmaların, yeni ittifak arayışlarının ve güç dengelerine ilişkin mücadelenin sürdüğü günümüzde Türkiye bize göre, oyun kurucu ve oyun bozucu vasfını güçlendirerek egemenlik haklarını koruma kararlılığından taviz vermeden bölgesel güç ve küresel önemli bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Türkiye'nin sahip olduğu maddi ve kültürel sermaye unsurları ile çağdaş gelişmelere yönelik ilgi, yetenek ve kazanımları milletimize önemli fırsatlar sunmaktadır. Avrasya jeopolitiğinin merkezinde bulunmanın sunduğu fırsatları stratejik bir vizyonla değerlendirebilen Türkiye, bölge ülkelerinde barış ve istikrarın sağlanması ve korunması amacıyla siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliği projelerini hayata geçirebilecektir.

#4
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Türk Devletleri Teşkilatı'nın tesisi hem fikrî, hem siyasi hem de duygusal anlamda yüksek bir heyecan uyandırmıştır. Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasını müteakip Türk devletlerinin ortak çıkarlarının bulunduğu muhtelif alanlarda rehberlik edecek stratejik bir belge olan Türk Dünyası 2040 Vizyonu'nun kabul edilmesi, Türk devletlerine çok önemli iş birliği imkânları sunmaktadır. Geliştirilecek güçlü ortak ilişkiler, Türk devletlerini ve topluluklarını birbirine yakınlaştırmakla kalmayacak, bölgesel ve küresel barışa da katkı sağlayacaktır. Partimizin dış politika anlayışında özel bir önem taşıyan 'Türk Kuşağı' büyük stratejisi; ortak tarih, dil, kültür ve değerler etrafında kenetlenmiş Türk toplulukları ve Türk devletleri arasındaki bağların güçlendirilmesini ve ikili ve çok taraflı diyalog ve ilişkilerin sürdürülebilir bir istikrara kavuşturulmasını esas almaktadır.

#5
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

'Türk Kuşağı', uluslararası sistemin unsurlarını dikkate alan, dünya genelindeki çatışma dinamiklerini söndürecek ve kutuplaşmaları törpüleyecek tarihî, siyasi, ekonomik ve kültürel müktesebata sahiptir. 'Türk Kuşağı' olarak tanımladığımız stratejik bölge; beşeriyetin barış ve huzura susadığı, istikrar ve güvenliğe özlem duyduğu bir dönemde, insanlığın ümitle beklediği adil, insani ve vicdani gelişmeleri destekleyen bir cazibe merkezi olarak sivrilecek ve 'barış adası' olarak öne çıkacaktır. Bu çerçevede Türkiye, kendisini merkeze alıp yakın ve uzak çevresinde olan biten ekonomik, sosyal ve siyasi her türlü gelişmede söz sahibi olmak, başkalarının ortaya koyduğu bölgesel ve küresel projelerin uygulayıcısı değil, kendi özgün projelerinin senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncusu olmak, kural ve kurumlarını bu vizyon ile belirlemek, bu yönde güçlü bir toplumsal mutabakat oluşturmak durumundadır.

#6
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Türkiye; Türk ve İslam ülkeleri ile siyasi ve askeri iş birlikleri yapmak suretiyle Türk ve İslam dünyası için ana eksen ve cazibe merkezi olabilecek, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sunabilecektir. NATO kapsamında bir müttefikimiz olan ABD ile ilişkilerimiz; Avro-Atlantik bölgesi ve hatta dünya barış ve istikrarı açısından kritik önem taşıdığı gerçeğine uygun ve Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda politikalar izlenerek aynı zamanda ekonomik, siyasi ve güvenlik boyutlarıyla her iki tarafın çıkarlarına hizmet edecek şekilde, eşitlik ve karşılıklılık temelinde yürütülmesi esas olmalıdır. 21'inci yüzyılın stratejik odağı durumundaki Avrasya'nın merkezinde yer alan Türkiye'nin, başta Rusya, Çin ve İran olmak üzere Karadeniz ve Hazar Havzası ülkeleriyle bölgesel barış ve istikrarı güçlendirmeyi, iş birliği imkânlarını geliştirmeyi hedefleyen çok boyutlu ve uzun vadeli politikalar izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Uluslararası ilişkilerin değişen ve karmaşıklaşan yapısı dikkate alındığında, terörizm, yasa dışı göç, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara kalıcı ve kapsamlı çözümler üretmek hiçbir ülkenin tek başına başaramayacağı bir sorumluluktur.

#7
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

1952 yılında NATO'ya giren Türkiye, güçlü bir orduya sahiptir ve soğuk savaş döneminde çok önemli rol üstlenen NATO'nun güney kanadında güçlü bir müttefik olarak üzerine düşeni yapmıştır. 20'nci yüzyılın son çeyreğinde ve 21'nci yüzyılın başlarında dünyadaki köklü ve hızlı değişiklikler Türkiye'yi NATO'nun bir kanat ülkesi konumundan çıkarmış Avrasya, Afrika ve Orta Doğu bölgelerinin kesişme noktasında merkezi bir ülke konumuna getirmiştir. BRICS, Türkiye için Batı'nın, daha açık deyişle NATO ve AB'nin alternatifi değildir ve Türkiye'nin BRICS ilgisine Batı'dan vazgeçme, Doğu'yla bütünleşme olarak bakmamak gerekir. Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkiler de benzer nitelik taşımaktadır. Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan ve İran'dan oluşan dokuz üyeli bir bölgesel iş birliği teşkilatıdır. Temel hedefleri arasında, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarı sağlamak ve korunması için çoklu iş birliğini geliştirmek, yeni tehditlere karşı ortak hareket etmek, üye ülkelerin ekonomik büyümeleri ve sosyal-kültürel gelişimlerini desteklemek sayılmıştır. Bu hedefler doğrultusunda ŞİÖ, üyeleri arasındaki iş birliğini pek çok alanı kapsayacak şekilde genişletmiştir. Gelinen noktada ŞİÖ dünyanın en büyük bölgesel organizasyonu olarak 34 milyon km² alanı ve Avrasya kıtasının `'ını, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 30'unu kapsamaktadır. Ayrıca 3 milyarı aşan nüfusu ile dünya nüfusunun yaklaşık yarısını teşkil etmektedir. Türkiye, Nisan 2013'de ŞİÖ ile diyalog ortaklığı anlaşması imzalamış ve örgütle hukuki ilişkisinin temellerini atmıştır. Bu anlaşma, 2017'de TBMM'de onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. Diyalog ortağı Türkiye ile ŞİÖ arasında, başta bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi ile ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere çeşitli konularda iş birliğinin geliştirilebileceği öngörülmektedir.

#8
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Türkiye'nin, dünya nüfusunun yaklaşık yarısının, Avrasya coğrafyasının yüzde 60'ının ve dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 30'unun bir araya geldiği bir yapı ile iş birliği her açıdan çok değerlidir. Türkiye bölgesel bir güç olmanın da ötesine geçerek hem Batı hem de Doğu ile diyalog kurabilen nadir bir ülke örneği sergileyerek Asya'daki güvenlik ve politik denklemi etkileyebileceğini göstermektedir. Bu girişimler esasen yeni de değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminden itibaren de Türkiye milli hedefler ve menfaatler doğrultusunda Selçuklu kartalı misali hem Doğu'ya hem de Batı'ya bakan bir anlayışla Türkiye merkezli politikalar belirlemiştir. Bu iki örgütle ilişki de Türkiye'nin kökü çeyrek asır öncesine dayanan Asya-Pasifik açılımı sürecinin bir devamıdır. Günümüzde ABD ve Avrupa devletleri ekonomik olarak görece güç kaybederken mevcut uluslararası düzenin kurumlarını ve kurallarını da çalıştırmamaktadır. BM sistemi de IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar da etkinliğini kaybetmiştir.

#9
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Esasen NATO ve AB açısından yapılması gereken değerlendirme, NATO müttefiklerinin Türkiye için tehdit teşkil eden unsurlara, girişimlere ve ittifaklara alenen neden destek verdikleri olmalıdır. Türkiye'nin Batı blokundan uzaklaştığını iddia edenlerin öncelikle hem NATO müttefiklerimizin bu yaklaşımını hem de 1963 yılından beri AB'nin bizi kapısında bekletip, bizden çok daha sonra başvuran ve ekonomik ve siyasi anlamda çok gerimizde olan ülkeleri üyeliğe kabul ettiğini sorgulamaları gerekmektedir. Çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş arayışlarının arttığı, yeni paylaşım savaşlarının ve güç kaymalarının yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin Batı'dan vazgeçmeden Doğu ile yani Asya ile ekonomik, siyasi ve kültürel iş birliğini geliştirmesi Türkiye'nin gelecek hedefleriyle uyumlu olacaktır.

#10
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Türkiye'nin dünyanın jeopolitik merkezinde yer aldığı bilinci ile hareket ederek Doğu-Batı ve kuzey-güney dengelerine dikkat eden çok yönlü bir dış politika izlemesi kaçınılmazdır. Doğu'dan da, Batı'dan da, kuzeyden de, güneyden de kopmayız, vazgeçmeyiz. Eksen değişikliği, ideolojik sapma, yanlış yöne gitme gibi söylemlerin bizim nazarımızda önemi yoktur. Aslolan Türkiye'nin ahdi hak ve menfaatleridir. Ne yaptığımızı biliyoruz. Hep dediğim gibi. "Benim aklım hep Türkiye'dir." Türkiye'nin ve Türk milletinin hak ve çıkarlarını, güvenli ve müreffeh geleceğimizi düşünüyor, onu planlıyoruz. Üçüncü bin yılın ilk yüzyılında dünyada yeni bir paylaşım süreci yaşanırken, Türkiye'de çok önemli tarihi, siyasi ve ekonomik bir süreçten geçmektedir. Küresel hegemonyanın tüm dünyayı rahatsız ettiği, ahlaki değerlerin erozyona uğradığı, iki kutuplu dünyadan tek kutuplu yeni bir dünya düzenine geçişin getirdiği sorunlar ve çok kutuplu düzene doğru yol alış sancılarının yaşandığı şu dönemde, milli varlığa sahip çıkarak, öz güvenle yeni dönemin dinamiklerini iyi anlamanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Ekonomik gelişmişlik açısından kuzey ve güneyin ortasında, kültür ve medeniyet akımları açısından da Doğu ile Batı'nın arasında bir köprü görevi gören Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik konumu itibarıyla dünyanın merkezindedir. Ne yazık ki tüm etnik ve bölgesel çatışmalar, bunlardan kaynaklanan kaos ve kargaşa Türkiye'nin bulunduğu bölgede yaşanmış ve yaşanmaktadır. Coğrafi olarak Asya, Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayan bir köprü rolü üstlenen Türkiye, önemli doğal ve beşeri kaynaklara sahiptir.

#11
Foto - Bahçeli, herkesi şaşırtan "TRÇ ittifakı"ndan vazgeçmiyor: Biz ne yaptığımızı biliyoruz

Türkiye, ABD ve AB'nin başını çektiği Batı ile Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya'nın başat olduğu Doğu'daki güç odaklarının tam merkezindedir. Öte yandan Türkiye, dünya coğrafyasında büyük askeri güç olan NATO'nun güney kanadını oluşturan, bütün faaliyetlerinde ve tatbikatlarında etkin rol alan bir devlettir. Türkiye, jeokültürel olarak da İslam dünyası ile Hristiyan Batı ve Hindu-Budist Doğu dünyasının sınır bölgesinde bulunan Müslüman nüfusa sahip ama laik bir devlettir. Kısacası, jeopolitik ve jeokültürel hatların odağında olan Türkiye, aynı zamanda dünya kültür ve medeniyetlerinin kesişme noktasında yer almaktadır. Bunun bilinciyle çok yönlü ve çok boyutlu bir yaklaşımla politikalarımızı belirliyoruz. Türkiye'nin başka ittifaklara üyeliği, ne AB katılım süreci açısından ne de NATO üyeliği açısından bir zafiyet anlamına gelmemektedir. Türkiye hâlen kendi taahhüt ve sorumluluklarının arkasındadır. Ancak bir tarafın devamlı taviz verdiği, devamlı geri adım attığı, devamlı mahkûm olduğu bir diyaloğun ne dostlukla, ne müttefiklikle, ne de komşuluk değerleriyle bağı olacaktır. Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu temkinli, tedbirli ve çok boyutlu bir dış siyaset takibini gerektirmektedir. Bizim TRÇ ittifakı önerimiz de bu doğrultudadır ve gelişmeler karşısında Türkiye için akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil "TRÇ" ittifakının inşa edilmesini öngörmektedir. Bu durum milli siyasetimize, devlet ve millet yapımıza, gelecek tasavvurumuza uygundur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve yeni bir dünya tesisini kendisine siyasi misyon olarak belirlemiştir. Bu misyonumuzun kökleri, Türk milletinin tarihi ve kültürel gerçeklerine dayanan ve geleceği kucaklayan bir anlayışın tezahürüdür. Cumhuriyet'in yeni yüzyılında iç ve dış kaynaklı tüm kamburlardan kurtulmak milli gayemizdir. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılda çaresizliği reddetmiş, çözümsüzlüğü dışlamış, ümitsizliği elinin tersiyle itmiştir. Milli birlikle yükseliş iradesini her alanda ortaya koyma kararlılığındadır."

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Gdhkhuy

Bu meczubu dikkate alan varmı ki. Eğer varsa silahı yemiş demektir.

ata

e herhalde biliyorsunuz... ilk yüz sene hegemonyaların altında geçti. o iş kapandı. yeni bir dünya yeni bir türkiye var. kendi hürkuşlarını, demirağlarını ihmal ve imha eden bir türkiyeden bayraktarlarına destek veren türkiye.ye döndük... abd çok güçlü ve bizi silindir gibi ezdi, rusya gelecek ham yapacak diye ki, gerçeklik payının olduğunu o sıralar dağlarda gerillacılık oynayan üniversitelilerden anlayabiliyoruz... ama devir değişti, üretim, nüfus doğuya kaydı... trç çok doğru ancak biraz geç kalmış....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23