Paul Ham'ın kitabında en çarpıcı detaylar, Hitler'in geçmişine dair söylediği yalanlar... Kitapta, Hitler'in Almanya'da 1933 yılında şansölye olmasının ardından gençliğine ilişkin bilgilere nasıl örtbas etmeye çalıştığı anlatılıyor.

Hitler'in geçmişinden çok nefret ettiğine ilişkin en net gösterge, Viyana'da geçmişte kendisiyle arkadaşlık eden bir sanat galericisinin geçmişini gizleme çalışması olarak söz konusunu adamın öldürülmesi talimatı vermesi.

Hitler'in göreve geldikten sonra geçmişini gizlemeye yönelik yaptığı ilk girişim ise Schickgruber olan aile soyadını değiştirmek oldu.

Kitapa, Hitler'in çocukluğundan bu yana 'karanlık güçler' konusunda meraklı olduğunu ve kendisinin karanlık güçler tarafından yönlendirildiğini düşündüğü bilgisi yer alıyor.

12 yaşında okulda 'kabadayı' gibi davranan ve hiçbir arkadaşı bulunmayan Hitler'in oldukça başarısız bir öğrenci olduğu biliniyor. Ancak bu başarısızlık nedeniyle etrafındaki herkesi suçluyordu.

En ufak şeyler için bile büyük öfke krizleri geçiren Hitler'in okulda en sevdiği öğretmen ise Alman tarihinin kahramanca hikâyelerini anlatan Dr. Leopold Poetsch'di.

Hitler'in 'ırkçı bir diktatör' olmasına yönelik ilk tohumlarının Poetsch tarafından anlatılan Alman tarihine ilişkin hikayelerle ekildiği ve Yahudi ve Slavlara karşı tutumunun bu yıllarda oluşmaya başladığı aktarıldı.

Adolf Hitler'in gençlik yıllarındaki 'büyük bir sanatçı' olma hayalinin babası tarafından eleştirildiği ve hafife alındığı, Hitler'in bu ve benzer nedenlerle babasından nefret ettiği aktarıldı.

Hitler'in öğrenciliği sırasında okuldan karnesini aldıktan sonra annesine karneyi trenin penceresinden dışarı attığını söylerken, aslında Hitler'in bu karneyi tuvalet kağıdı olarak kullandığı ortaya çıktı.

Okuldaki başarısızlığı nedeniyle ailesini, arkadaşlarını ve öğretmenlerini suçlayan Hitler'in kendisine kaba davrandığı gerekçesiyle Katolik Kilise'sinden bir papazdan nefret ettiği ortaya çıktı.