• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Topyekûn saldırı, erken başladı!

22 Kasım 2017
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti İl Başkanları Toplantısında konuştu ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Ekonomide de ciddi bir operasyonla karşı karşıyayız” dedi. 

Bu konuşmasında (17 Kasım) daha çarpıcı bir şey söyledi: “Son olarak dün, Norveç’te bir durum oldu. Düşman tablosu diye bir tablo koymuşlar ve Atatürk’ün ismi bir tarafta da şahsımın ismi var. Bu haber gelince Genelkurmay Başkanımız ve AB’den sorumlu bakanımız da Kanada yolundaydılar. Bizi yoldan aradılar, böyle böyle dediler. Bu da NATO tatbikatı. 40 askerimiz var. Biz bu askerimizi çekme kararı verdik. Çekiyoruz dediler. Velev ki o hedefler kaldırılsa dahi 40 askerimizi çekin dedik. Gerekli bağlantıları vs. yaptılar, yapıyorlar. Oyun başka. Zaman zaman değişik yerlerde de bunlar yapıldı yapılıyor.”

Evet, durum bu!

Sovyetlerin dağılmasından sonra, FETÖ’ye yol verdiklerinde, Teacher biliyorsunuz, NATO toplantısında, tehlikenin o günden itibaren renginin “Kızıl” değil, “Yeşil” olduğunu açıklamıştı.

O günden beri tartışılan bir konu var. “Yeşil tehdit”e karşı politikaları ne olacak. Şahinler “Sopa” diyor, ılımlılar “Havuç”. BÇG sopacı, FETÖ ılımlısı! Bunların ılımlısının ne kadar ılımlı olduğunu 15 Temmuzda gördük! 28 Şubat BÇG’nin meydan okuması idi. Ergenekon ve Balyoz, ılımlılarla çalımlıların kendi aralarında iç hesaplaşmaları idi.

İslamofobia dedikleri şey soğuk savaşın bitmesi ile başladı. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra İşaret fişeğini de “Şeytan ayetleri” ile İngiltere çaktı.

O günden bugüne, gelinen nokta ortada. Bizim de katıldığımız NATO tatbikatında düşman ilan edilen kişi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, daha doğrusu doğrudan Türkiye!

Bir de “Atatürk” adını yazmışlar. Ya Erdoğan’ı “Yeni Atatürk” olarak görüyorlar, ya da FETÖ karşısında Kemalistlerin sessiz kalması karşısında öfkelenmişler, onun için böyle davranıyorlar. Ya da öfkeleri akıllarını zail ettiği için!

Eee, zaten biz 15 Temmuz’da ve 15 Temmuz sonrasında ABD’nin, AB ve NATO ülkelerinin nerede durduklarını görmedik mi, bilmiyor muyuz? Kaçak darbeciler, teröristler neredeler.. O gün darbecilere akıl verenler kimlerdi!

Erdoğan söz konusu konuşmasında, “DEAŞ denilen örgütü bu örgütle mücadele ettiğini söyleyenler tarafından icat edilmiş bir katiller ordusu. DEAŞ’ı icat eden kimse, PYD’yi kuran odur. Güya DEAŞ’a karşı mücadele ediyor denilerek beslenen PYD’nin aslında aynı madalyonun diğer yüzü olduğu ortaya dökülmüştür. Bu yüzden DEAŞ ile PYD’nin işbirliğini saygı ile karşıladıklarını söyleyenlerin aleni itiraflarından daha somut bir belge aramaya engel yoktur. Bunlar için DEAŞ, İslam düşmanlıklarını rahatça dile getirmenin bir aracıydı.” Adres belli değil mi?

Erdoğan “İdlib operasyonu planlandığı şekilde sürüyor. Türkiye, Rusya ve İran olarak ortak bir tutum geliştirme noktasında mesafe katettik. 22 Kasım’da Soçi’de bir araya geleceğiz. Afrin bizim için çok önemli sınırdaşımız konumunda. Afrin’i terör örgütü PYD’den temizlememiz gerekiyor” demişti. Bu iş Afrin’le de sınırlı değil, bunu da herkes biliyor.

Ankara ile Moskova arasındaki mutabakat ortada! Hedefteki ülke/ülkeler de belli. O zaman lafı eveleyip-gevelemeye gerek var mı?

ABD’nin “topyekûn savaş”ı erken başlatmasının sebebi de belli oluyor. Ama böyle bir erken çıkıştan kaygı duyanlar da var. Pentagon’un internet sitesinden Trump’ın istifasını isteyen mesajların yayınlanması boşuna değil. FED konsorsiyumu da yerinde rahat durmuyor.

Dünyaya nizam vermeye çalışan, dünyanın jandarması olduğu iddiasındaki ABD kendi içinde sancılı bir süreç yaşıyor. Laf ile aleme nizamat vermeye çalışırken, kendi içindeki binlerce seyyieyi gizlemek için dikkatleri başka yönlere çekmeye çalışıyor.

Amerikan yönetimi, birçok cephede birden savaş vermek zorunda. Asya, Avrupa, Arap yarımadası.. Latin Amerika. Kendi içinde ciddi sorunlar yaşayan hasta bir ülke ABD. BM içinde, NATO içinde, Güvenlik Konseyi üyeleri ile sorunlu bir ülke. İngiltere ile sorunu var, NATO ile sorunu var, AB ile sorunu var. Sorun yumağı bir ülkeden söz ediyoruz. ABD entelijanyası korku ve panik içinde, eğer kontrolü kaybederlerse bir anda her şey altüst olabilir.. Dünyada hızla itibar kaybediyorlar.. Dolar yükselmeye devam etse de, dolara güven hızla kayboluyor. Topyekûn batı demokrasiden ve liberalizmden uzaklaştı. Hızla büyüyen bir faşizm söz konusu. İnsan hakları ve çevreciliğin merkezindeki ülkeler değiller artık. Bu durum yavaş yavaş içeride de kendini hissettirmeye başladı. Üniversiteler, STK’lar, sosyal medyada giderek yükselen bir homurdanma var. Piyasa rahatsız. “Genç siviller” tedirgin.

Bu arada, madem onlar böyle yapıyorlar, bizim de bazı şeyler yapmamızın yolunu açıyorlar. Biz de bunu değerlendirelim. Pandora’nın kutusunu açanlar kendileri. Buyursunlar o zaman, el mi yaman, bey mi görelim.

Batının Türkiye’deki uzantıları da aynı şekilde huzursuzlar. Batının beslediği sermaye, siyaset, bürokrasi, medya, STK, sanat çevreleri bu gidişten endişeliler.. İçlerinde akıl ve vicdan sahipleri, aldatıldıkları ve kullanıldıkları endişesini yaşamaya başladılar. Bu önemli. Bu süreçte 15 Temmuz bir şok etkisi yaptı. Ben yeni saldırı dalgası için yılbaşından sonrasını bekleyeceklerini düşünüyordum. PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, CHP, Akşener, onlarla idare edecektik gibi geliyordu. Ama bunların bir varlık gösterecekleri yok. Batı doğrudan işe el atmış gibi gözüküyor.

Döviz üzerinden piyasayı sıkıştırmaya çalışıyorlar. Zarrab olayı var. Suriye konusunda sıkıştılar. Suudi Arabistan üzerinde ciddi bir operasyon var. Suudi yönetiminde görev değişikliğinin ardından rejim meşruti bir yapıya dönüştürülebilir. Birkaç cephede birden koşturmak batıyı zora sokmuş gözüküyor.

Bu işlerin böyle ilanihaye devam edip gitmeyeceği açık. Bugünden yarına bir çözüm de yok, ama her geçen dakika batının aleyhine. Sonuçta bu bomba, göreceksiniz, bunların elinde patlayacak.

Zulm ile abad olunmaz. “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir. Zor bir süreç, elbette bize de zararı var, ama sonuç şimdiden belli gibi. Göreceksiniz Allah (c.c) onların işlerini sarp dağlara sardıracak! Ve zafer inananların olacak. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır. Şeytanın işbirlikçisi zalimler, onların peşine takılanlar için ise yaşasın cehennem! Selam ve dua ile.. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23