AK Parti’nin Güneydoğu oyları neden eridi? Muhalefet sevindirikliği!
El ele tutuşup zar zor barajı geçmişler!
Hepsi AK Parti’ye karşı bir araya gelmişler!
AK Parti nefreti uğruna, hiç de yasal ve ahlaki olmadığı halde “meclis dışı”, “siyaset dışı” güçleri bu sürece dâhil etmişler!
Pensilvanya’nın direktifleriyle hareket etmişler!
İstanbul sermayesinin “yasadışı muhalefet” yöntem ve araçlarına tevessül etmişler!
Türkiye’nin ilerlemesine gıcık olan dış güçlerin tasmalı, barkodlu beslemeleri haline gelmişler!
Üstelik bunca dalavereye rağmen…
Bunca işbirliğine rağmen…
Bunca kirli pazarlıklara rağmen…
Hiçbiri sandıktan adam gibi bir oy gücü devşirememişler!
Hiçbiri tek başına iktidar olacak halk oyunu alabilmiş değiller!
Peki, hal böyle iken:
Bu ne sevindiriklik?
Bu ne görmemişlik?
Bu ne asaletsizlik?
Öyle cıvıtmışlar, öyle manik ataklar geçiriyorlar ki!
Dersin CHP, tek başına iktidar olmuş!
HDP tek başına iktidar olmuş!
MHP, tek başına iktidar olmuş!
Yazık, AK Parti’ye karşı bu kadar mı çaresizdiniz?
Bu kadar mı ümitsizdiniz?
Bu kadar mı yenik hissettiniz ki aldığınız şuncacık oyla, sandıktan başarıyla çıkmış havalarına girdiniz?
İşte hepi topu halk nezdinde bu kadarcık yeriniz!
Keşke böyle gereksiz bayram edeceğinize, biraz akıl etseniz, düşünseniz…
Şimdi söyleyin muhalefet partileri!
AK Parti’den film fırıldak kopardığınız oylara rağmen, bu tablo karşısında üzülmeli misiniz, sevinmeli mi?
•
Kılıçdaroğlu, “CHP’nin oyları öncekinden aşağıya düşerse, istifa ederim” dememiş miydi?
Eeeee, CHP’nin oyları eridi…
Ne olacak şimdi?
KK niye sevindi?
MHP, tek başımıza iktidar olacağız dememiş miydi?
Eeeee, olamadı…
Ne olacak şimdi?
Bahçeli niye sevindi?
Demirtaş, “emanet oylar” dedi…
Sırrı Süreyya, “emanet oylar” dedi…
Müslim Doğan, “emanet oylar” dedi…
PKK, ayar çektiği gibi…
F tipi Selocan anında çark etti.
Eeeee, ne olacak şimdi?
Hâlâ PKK’dan bağımsız bir siyasi iradeye sahip olamamış Demirtaş niye sevindi?
Ne ayak F Tipi Selocan?
Nişantaşı, bebek oyları, PKK’ya sökmedi değil mi?
AK PARTİ’NİN GÜNEYDOĞU
OYLARI NEDEN ERİDİ?
1- “Çözüm Süreci’nde “köprü” hatta tutkal vazifesi gören Prof. Dr. Fazıl Erdem, M. Emin Ekmen, Abdurrahman Kurt gibi “lokomotif” isimlere, milletvekili listesinde, “seçilemeyecek” sıralarda yer verilmesi.
2- HDP’nin Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırı…
Bu saldırı, Kürtlerin algıları üzerinde bırakacağı etki çok iyi hesaplanmış olan bir saldırıydı. Çünkü AK Parti’ye “manevra alanı” bırakmayan bir zamanda, yani seçim öncesinde yapıldı!
Beklendiği gibi, üzerinde IŞİD, intikamcı Esed, İran gibi aktörlerin parmak izleri olan bu bombalı saldırı, yüzde yüz HDP’nin işine yaradı. Bu bombalı saldırı, sonuçları itibarıyla ne yazık ki HDP’ye barajı aşırdı!
3- Seçimler yaklaşırken Çözüm Süreci’nde frene basılması ya da halkta böyle bir algı meydana getirilmesi.
4- Rojova politikası… Halkın beklentisi, Kobani eylemleri öncesi Peşmergeler için “koridor” açılmasıydı. 6-8 Ekim sonrası hükümet gerekli adımları atsa da, Kürtlerce ikircikli bulundu. “Geç kalındı” veya “neden bu adım Kobani Eylemleri öncesi atılmadı” algısı oluşturdu. Roboskiyle başlayan kırılma, Kobani Eylemleri sonrası, tedirginliğe neden oldu.
5- Bülent Arınç’ın, o dönemdeki çıkışları tepki meydana getirdi.
Kürtlerin oyunu ürküten, sandık üzerindeki bu agresif etkinin nedenlerinin altını çizmeye devam edeceğiz!