Son haftalarda dinlediğim en güzel hutbe
Son haftalarda dinlediğim en güzel hutbe
İDRİS GÜNAYDIN
Bu söz bana ait değil.
Bu hafta Cuma namazına giden ve hutbeyi dinleyen her Müslüman böyle diyor.
Doğru mu söylüyorlar?
Evet.
Bununla ilgili bundan önceki makalemde bir şeyler yazmıştım.
Bugün hutbeden kısa bir bölüm alıntılamak istiyorum:
“Hayber’in fetih günüydü. Müslümanlar o gün büyük bir zafer elde etmişlerdi. Zaferin ardından sahabiler Sevgili Peygamberimiz (S.A.S)’ın yanında canlarını feda eden şehitleri bir bir anıyorlardı. Birinin adı zikredildiğinde Peygamberimiz o kişi hakkında şöyle buyurdu: “Hayır. Ben onu kamu malından çaldığı bir hırka ile cehennemde gördüm……”
Aziz Müminler!
Kamu hakkı; Hukukullah’tır; Allah’ın hakkıdır. Rabbimizin bizlere emanetidir. Bu emanete sahip çıkmak Müslüman olmanın bir gereğidir. Kamu hakkına ihanet etmek; sadece bir haksızlık değil, aynı zamanda bir zulümdür. Kamu malı ise; topyekûn bir milletin ortak menfaat alanıdır. Hiç kimse bu mallar üzerinde şahsi ve keyfi bir tasarrufta bulunamaz. Kamu malı; sadece hayatta olanların değil, henüz doğmamış çocukların, tüyü bitmemiş yetimlerin, bütün muhtaçların, garip gurebanın da hakkıdır. Kur’an-ı Kerim’de ‘Gulül’ olarak isimlendirilen hazine, kamu, belediye, vakıf ve dernek mallarına el uzatmak; insanı dünyada zillete, ahirette büyük bir azaba sürükleyen ağır bir vebal, büyük bir günahtır. Nitekim Yüce Rabbimiz: ‘Kim kamu malına ihanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir’ buyurmaktadır.”
Evet görüldüğü gibi, Cumhurbaşkanımız da bu hutbeyi mutlaka dinlediğine göre, önümüzdeki birkaç hafta içinde Dİ Başkanı Ali Erbaş Beyi görevden almazsa anlayın ki:
a- İ Başkanı Ali Erbaş tamamen bağımsız hareket etmektedir.
b- Cumhurbaşkanı ve hükümet asla kamu malını yağmalamaktan yana değil, aksine yağmalayan olmuşsa, cezalandırmaktadırlar.
Hutbeler, bu ve bunun gibi güncel ve İslam Dininin topluma söyleyecek şeylerinin olduğunu hatırlatırcasına güzel olunca, ister istemez toplumdan ilgi görüyor.
Daha önce mirastan kadınlara da hisse verilmesi hutbesi de, zina hutbesi de öyle idi.
Buradan anlaşılmaktadır ki; çok şükür; haftalık hutbeleri dinleyen, takip eden bir idarecimiz var.
Bu hutbeden kimler hoşlanmaz?.. Fetöcüler... Sayın Ali Erbaş icraatlarına biraz Hrıstiyanlık katmalı ki; Fetöcüler hoşlansın.
Süleymancılar... Nedense onların kendilerine ait mescidleri var ve “Tevhidi Tedrisat Kanununun” olduğu bir ülkede “Tevhidi Tebligat Kanunu” yok. Varsa da haberim yok. Onlar da aynı hutbeyi mi okuyor?
Kafirler… Onlara göre camiye, dine, imama, Dİ Başkanlığına hiç gerek yok.
Yer yer yazmışlar. Salyangozlar geceleyin sürünürler ya; onlar da öyle. Hemen başlamışlar: Neden Ali Erbaş AUDİ’ye biniyormuş? İmamlar niçin para alıyormuş.
Merak etmeyin. Ali Erbaş’ı kararından biz vazgeçirdik.
O Murat 124’e binmek istedi. Hatta yolun kenarında durup, gelen dolmuşa el sallayıp dolmuşa binmek istedi.
Biz dedik aman yapma. Koskoca Prof. olmuş adam. Koca Türkiye Devleti, elbet sana bir araba verir. Devlet de bir AUDİ verdi. Yedi milyon civarında parası.. Emsali başkanlar neye biniyor?
Ama kafirin insafı olur mu?
Hutbeden haberi olur mu?
Kafirin bu konular meselesi olur mu?
O bizim meselemiz.
Diyanet bize lazım.
İmam neden para alıyormuş yahu?
Adamın zoruna bak?
İmam dilenci olmalı. Ondan bundan dilenmeli. Karısı çocukları sokaklara düşmeli, Yemekle değil dua ile doymalılar.
Kafirin derdi Ali Erbaş Beyle değil, İslam ile.
“Buluştururlar bizi elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik; şimdi iş inkılapta.” Vesselam.