Keyif ol Özgür Özel, keyif olun boykotçular
Keyif ol Özgür Özel, keyif olun boykotçular
İDRİS GÜNAYDIN
Tarih bazı fırsatları zaman zaman milletlerin ayağına getirir. Bu fırsatları iyi değerlendiren milletler büyük olur. Mesela Osmanlının kurulması Selçuklunun yıkılması ile olmuştur.
İsrail’in Gazze’ye saldırması da Müslümanların ayağına büyük fırsat getirdi. Diğer İslam ülkeleri bu fırsatı ne oranda değerlendirdi, bilmiyoruz. Lakin İslam Dünyasının en şuurlu diyebileceğimiz Müslümanlarının yaşadığı Türkiye değerlendirmeliydi lakin olmadı. Yahudi ürünü malları boykot edemedi.
Türkiye’nin bir sıkıntısı var: Muhalefetin başı sayılan CHP, kökü dışarıda bir hareket olduğundan, Ogüst Comte’nin Pozitivizminin ruh kökü olduğundan, Türk Milletinin gösterdiği tepkide milletin yanında yer almadı. Hatta Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu dahi söyledi.
Boykot furyasının başladığı günlerde yazdığım yazıda açık açık söyledim: “Bu boykot tutmaz. Şu malı almayın türü bir boykot tutmaz. Hangi malı almamız gerektiği önerilmeli sonra boykot edilecek mal ilan edilmeli.”
Evler boykot malları ile dolu. Bakıyorum marketlerde yine o mallar var. Değişik bir ürün yok ki!
Bir gün ekmek almaya gittim. Fırının tezgahında satılık “Sarıyer Cola” var. Yıllardır Colayı ağzıma sürmediğim halde, Sarıyer Cola’nın da jölesini Coca Cola firmasından aldığını bildiğim halde aldım eve getirdim. Sırf isminden dolayı. Sırf Coca Colaya tepki olsun diye. Ama daha o fırında da satılmıyor. Nasıl üretsin ki firma? Dolabı yok, reklamı yok, bir markette satılmaz. İşçi para ister, sigorta ister…
Halbuki; boykot sürecinde böyle yerli firmalar tespit edilip, alım garantisi verilseydi, marketlere de bu mallar sıklıkla sorulsaydı bu iş tutardı.
Boykotçular olarak bunu yapmadık.
Özgür Özel de Saraçhanede tuttu, milli malları almama çağrısı yaptı, yapacağını da yaptı. İşi bitirdi.
Eh! Artık kına yakabilir!
Giresun’da, nerede ise 50 yıla yakın, mütevazı imkanlarla kurulmuş, milli olanı biz üretelim, Türk’ün çocuğunun azmi buna yeter diyen bir Ayhan Kimya vardı, iş yerini tasfiye etmiş. Bizim suçumuz. Biz sahip çıkmadık ve yukarıda yazdığım gibi hedef gösterdik. Milli olanlara tu kaka dedik. Onlar üretemez dedik.
Sunta fabrikası da öyle değil mi? Çok güçlü olanlarla baş edemeyince böyle oluyor. Batan fındık fabrikalarının böyle hikayeleri var.
Aklıselim sahibi, milletini sevenlere yine yazıyorum. Çıkmayan candan umut kesilmez. Yerli olana sahip çıkalım. Yahudi malı kadar kaliteli olmasa bile. Bugün kaliteli olmayan yarın kaliteli olur. Unutmayalım ki; bizim kültürümüzde, 55 yıl önce, kül ve kil vardı. Çamaşır kül ile durulanır, hamam kapılarında kil satılırdı.
Direnmek böyle şey. Sen sahip çıkarsan bu vatan bu ümmet batmayacaktır.
Burada şu konuya da değinmek istiyorum. Bir kez daha anlaşıldı ki; halifeliği kaldırmakla neler kaybettik. Eğer başımızda halife olsaydı, en pısırık halife bile hem ümmeti ayağa kaldırır hem de boykot kampanyasını, bugünkü geldiği noktadan kat kat ileriye taşırdı.
Örnek ortada. En başarısız olduğu söylenen Vahdettin, Osmanlının hasta adam ilan edildiği günlerde bile dört büyük savaşı kazandı: Kutul amare, Çanakkale, Türk Yunan Savaşı, Harşıt Savunması…
Biz Yahudi malları ile temizlenmeye çalışıyoruz. Sabun kirlenmiş, biz temizlik peşindeyiz, vesselam.
KAYNAK: İdris Günaydın'ın Yeniakit gazetesinin 13.10.2025 tarihli nüshasında yayınlanan yazısıdır