Sadece soruyorum!

Sadece soruyorum!

İDRİS GÜNAYDIN

Malum olduğu üzere dini anlama ve yaşama noktasında bugün şu gruplar oluşmuş durumda.

1- Kur’an’cılar.

2- Kur’an ve Sünneti esas alanlar.

3- Kur’an, sünnet, icma ve kıyası esas kabul edenler.

4- Tarikatçılar. Onların da Hak olanı var hurafe olanı var.

5- Adı Müslüman olup Ramazanda orucunu tutan sonra şarap, kumar ve her çeşit günahı dini bir yaşam kültürü kabul edenler.

Bu yazımda kısa kısa, anlamak için sorular soracağım. Sadece soracağım.

Düşünmek insanın asıl işlevidir. Düşünmeyen canlı, hayvandır. İnekler binlerce yıldır rahat edebileceği, tarzlarına uyan bir ahır modeli tasarlayamadılar.

1- Kur’an’dan başkasını kabul etmem diyenler; bugün din diye yaşadığımız tüm hükümler Kur’an’da var mıdır? Yoksa sizin yorumunuz mudur? O zaman, elinize ne geçiyor sünnetin tümünü inkâr etmekle?

2- Hadisler Peygamberimizden 200 sene sonra yazıldı. Bu gerçek sizi sevindiriyor. Lakin 200 sene içinde yedi nesil geçiyor. Bu zaman zarfında ümmet bu dini nasıl ve ne şekilde yaşadılar? Sadece Kur’an’a mı müracaat ettiler? Sünnetten hiç istifade etmediler mi?

3- Sorum: Kur’an bize yeter diyenleri eleştirenlere: Ben, babam, dedem, dedemin babası, dedemin dedesi, dedemin dedesinin babası… İsimlendirelim: İdris, İbrahim, Tahsin, Zühtü, Emin; 170 yıl yapıyor. Dedemin dedesinin babasının da sıralamaya dâhil olması gerekiyor. Onun ismini bile ben bilmiyorum. Bugün dedemin dedesinden çocuklarımıza veya insanlara söyleyebileceğimiz bir tane örnek söz veya örnek yok.

Tabii ki; peygamber sıradan bir insan gibi olmaz; o dinin ana kaynaklarından biri. Acaba raviler ne kadar güvenilir?

4- Peygamberimizle ilgili Hadis Kitapları var. Kütübi Sitte deniyor. Bunlar altı hadis kitabı. Bunlardan en güveniliri Buhari ve Müslim. Onun için Sahih denilmiş. Ama Buhari ve Müslim’in elediği fakat Tirmizi, Nesei, İbni Mace ve Ebu Davud’un zikrettiği hadisler var. Hem deniliyor ki “Hadisler Kur’an gibi değildir” hem de bu hadisleri de eleştiriye tahammül edemiyorsunuz! 

5- Bu altı Hadis Kitabını geçtik; başka Hadis Kitapları var. Mesela “Sen olmasaydın bu âlemi yaratmazdım.” Bu sözün hadis olduğu, hatta kutsi hadis olduğu ta çocukluğumuzda öğretildi. Bununla ilgili kasideler okundu, yazıldı. Kaynak? Kütübi Sitte’de yok. Müsned, Müstedrek, Keşfül Hafa v.s gibi Kütübi Sitte Hadisçilerinin almadığı, biraz önce adını zikrettiğim kimselerin de “yalandır, uydurmadır, güvensizdir” diye birbirleriyle tartıştığı sözü Hadis diye yutturuyorsunuz.

Aynı şey Hz. Adem’in “Cennetin kapısında Lailahe İllallah, Muhammed Rasulullah” yazısı gördüm sözü de?..

6- İgnaac Goldzier gibi zeki bir Yahudi neden Hadis sahasında uzmanlaşmıştır? Yoksa bu alanda bir şey mi karıştırmaktadır?

7- Kur’an, Buhari, Müslim rivayetlerinde bazı sadeleştirmelere giderek dinimizi yaşayamaz mıyız? Ne eksik? Nelere ihtiyaç duyuyoruz?

Mesela deve idrarı hadisi gibi, sümük ve tükürük hadisi gibi çok özel durumların merak edenlerce araştırma risalesi olarak kalması, gündeme geldiğinde insanın tiksinmesine ve yüzünün kızarmasına neden olan bu tür söylentilerin hiç dil dal edilmemesi daha uygun değil midir?

8- Tasavvufa evet fakat hurafelerle dolu tarikat söylemlerinin veya taraftarı kezzapların “gıdada tağşiş yapan firmalar” gibi Diyanet eliyle ifşa edilmesi daha uygun değil midir? 

Soralım erbabı tarikata: Hz. Peygamber sizin tasavvufa makam olarak gösterilen yollardan geçmiş midir? Geçtiyse hadislerde neden yok. Gelmediyse siz peygamberimizden daha mı olgunsunuz. Tasavvuf insanı makamlardan geçirerek peygamberden üste mi taşıyor?

Neyin peşindesiniz?

Gına geldi artık. Gençlerle konuştuğumuzda mutlaka bunların anlattığı şeyleri doğrudan veya dolaylı duymuş oluyorlar; sizin anlattıklarınızı hiç dinlemiyorlar.

Tekrar söylüyorum: Diyanet radikal bir karar almalı, bir çalıştay yapmalı, bu durumu Cumhurbaşkanımızla da paylaşmalı ve şu olaya tavır koymalıdır. 

Bazı şarlatanlar eliyle insan vücudunun en zararsız ve organsız bir yerine şiş batırılıyor ve keramet olarak sunuluyor. Bana, elini öp deseler, bedenimin bir yanına şiş batıran eli değil; kalbimi sekiz saat masanın üstünde tamir edip yeniden yerine takan eli öperim. O kadarını ve hatta fazlasını Hindistan’da ineğe tapan Gurular da yapıyor. Hatta parmaklarıyla ameliyat bile yapıyorlar. Onlar da mı keramet gösteriyorlar?

 Vesselam.