Devlet Bahçeli’yi kim efsunladı?

Devlet Bahçeli’yi kim efsunladı?

İDRİS GÜNAYDIN

Sayın Devlet Bahçeli, “DEM gerekirse Öcalan’ı TBMM’de kendi meclis grubuna davet etsin ve konuştursun. Öcalan da terör örgütünün lağv edildiğini açıklasın” dedi.

Oy. Sen miydin böyle diyen? Bunu geçmişte Demirel söyledi, Ecevit söyledi, Mesut Yılmaz söyledi; ona yakın bir cümleyi Erdoğan söyledi. Ama dik duran ve taviz vermeyen MHP idi. Bahçeli idi. Sonunda o da söyledi. 

Valla söyledi la.

Hayret. Bu adamın kafasına ağır bir taş mı düştü? Bu adam gittikçe delleniyor mu? Yoksa Kürt hocalara efsun mu yaptırıldı?

Ne oldu bizim “Ne mutlu Türküm diyene..?” hani “Türkün Türkten başka dostu yoktu?”

İşin gerçeği, bütün bunlar Tayyip Beyle istişare sonucu söylendi.

Bir başka işin gerçeği de Devlet Bahçeli tarihteki müstesna yerini aldı.

O karşı çıkanlar kim? Kandan beslenen bayrak satanlar, şehitler ölmez bandı satanlar. Tabut yapanlar. Cenaze yıkayanlar v.s.

İşin gerçeği şudur: Evet Öcalan bir terör örgütünün başıdır. Yani bir terör örgütünün lideridir. Tarihte hep iktidarlara karşı veya kurulu düzene karşı çıkanlar bir liderin etrafında cem olmuşlardır. Eğer o lider başarılı olmuşsa kahraman, kaybetmişse hain olmuştur. Öcalan bir haindir ama bir liderdir. Bize göre haindir. Kahraman olması atacağı adımlara bağlıdır.

İkinci gerçek ise şudur: Evet, şehit yakınlarının canı acıyacaktır ama kan kanla yıkanmaz. Bizden şehitler olduğu gibi, kör bir dava uğruna dağlarda ölen binlerce PKK sempatizanı da bu ülkenin enerjisidir, gücüdür. Nereden başladıysa bu kör savaş bir kez başlamıştır.

Evet, şehitler verilmiştir ama bu adeta bir turnusol kağıdı olmuştur Türkiye için. Bir kere dostunu düşmanını iyice bellemiştir. Ağzını büzenlerin Ömer diyeceğini anlamaktadır artık.

Saniyen terörle mücadele harbini bilen dünyadaki tek güçtür. Terörle mücadelenin tatbikatını yapmamış bizatihi yaşamıştır.

Hatırlayın Kıbrıs Savaşında kendi uçağımızla Kocatepe gemimizi batırdığımızı ve Adatepe gemimizi de yaraladığımızı. Neticede üç beş günlük bir savaştı.

Salisen, Türk Ordusu kendi ihtiyacı olan silahları yapar hale gelmiştir. Bugün dünyanın bilemediği, bizim de haberdar olmadığımız, sadece ehlinin bildiği silahlar üretilmiş ve Türkiye Savunma Sanayii Devler Liginde başa güreşmeye başlamıştır.

Eğer doğruysa Suudi Arabistan ve Hindistan bizden 100’er adet Kaan istemişler. Haberin aslı yoksa da haber bile gurur verici. “Sizin şer gibi gördüğünün şeylerde sizin için hayır vardır.”

Zaman ve çağ sarhoşların ülkeyi yönettiği dönem değil.

Bundan önce de terörün nihayet bulması konusuyla ilgili bazı sözler söylenmişse de MHP ve şürekası daim bir köşede yumruk sıkıyordu. Buna karşı da Kürt kardeşler bunun sakin bir sulh ile bitmeyeceğine inanıyorlardı. Bir de Kürtlerin içindeki sağ gösterip sol vuran hainler yok mu?

Eğer 2013’te bu barış temin edilse ve silahlar bırakılsaydı ne milyarlarca dolar terörle mücadeleye harcanacak, ne onca şehit  verilecek, ve ne de o kadar terörist ölecekti. 

Ne oldu? Boyunuzun ölçüsünü her halde aldınız.

Bugün değişik bir şey oldu. Olması gerekenin en güzeli oldu. Kendisinden korkulan kesimin lideri en radikal adımı attı. Gelsin TBMM’de konuşsun dedi.

Efendim buna karşı sağda solda ileri geri konuşanlar var. Terörist başı TBMM’de konuşur muymuş?

Ne demek?

Karşında koca bir devlet var. Senin çiftliğin değil. Dilerse af eder dilerse savaşır. Aslolan kanın durması değil mi?

Devletin, dünya genelindeki pastadan daha fazla ekmek kapması değil mi?

Onun için Sayın Bahçeli’nin bu teklifi inşallah hayırla sonuçlanır ve ballı börek olur.

Bu milletin kardeşliğe ihtiyacı var.

İnsan hafızası çabuk unutuyor. Bir tarihler Adıyaman Sincik’e bir düğüne gidiyorduk Şebinkarahisar/ Suşehri üzerinden. Üç yerde jandarma kontrolünden geçtik.  Giresun plakalı aracın Adıyaman’a niçin gittiğinin hesabını verdik.

Bugün Elhamdülillah. Öyle durum yok, ama olmalı mı? Memleketin bir yanı bizim için korku tüneli mi olmalı?

Bir tarihler, kısa süreliğine mobilya ticareti yaptım. Bir gün bir müşteri geldi. Yatak alacağını ve bunu kargoyla Şırnak’a gönderip gönderemeyeceğimi sordu. Şırnak’ta böyle eşya satılmıyor mu? diye sordum. Satılıyor fakat deşifre oluyoruz dedi.

Buna ne gerek var. Böyle bir korku tüneli içinde gencecik fidan gibi memurların ömrünü törpülemeye ne gerek var? Barış bunların süngeri olsun. Vesselam.