2025’e girerken hem yürek yangınını gördük hem direk yangınını
2025’e girerken hem yürek yangınını gördük hem direk yangınını
İdris Günaydın
Gazze’de yaşadığımız ve çaresiz kaldığımız, müdahil olursak zamanlaması bizim lehimize olmayacak olan olay, Türkiye’de, Saadet Partili birkaç sorumsuzun manipüle etmesine fırsat vermeden yüreklerimizi yaktı da yaktı. Güya, bu rivayetleri, Erbakan Hocayı övmekle meşhur olan güruh politika üretemediklerinin ve oy alamadıklarının hırsıyla hükümete oransız ve zamansız nahak yere çattılar ama “tavşan dağa küstü, dağın haberi olmadı” kabilinden geldi geçti.
Ancak, ne olduysa Gazze’deki çocuklara, çocuklarımıza oldu. Gazze bir ölüm ve yıkım yurdu haline geldi. İslam Birliği projesinin de ne kadar içinin boş bir proje olduğu anlaşıldı.
İslam Birliği Teşkilatı diye bir şey yoktur. Olan da göstermeliktir. İslam Ülkelerini, fevri hareket etmesinler de iyi zapt edelim anlayışıyla kurulmuş bir teşkilattır. Emin olun Kâbe’ye saldırılsa Arabistan, kendi toprağı sayıldığı için savunmaya kalkar. Dini hassasiyetlerle değil.
Ancak bir Müslüman ülke çok güçlenir de diğer ülkeleri yanına toplayabildiğince toplarsa o İslam Birliğidir işte. Eğer güçlenmiş olan o Müslüman ülkeyi yönetenler
İslami hassasiyetler ile mücehhez ise.
Ecevit gibi, Demirel gibi laik kafalı iseler o da nafile…
2025 yılı yürekten duyduğumuz acıların yılı oldu. Hamas’a başından beri alkış tuttuk. Pes etmedikleri için, mücadeleden vaz geçmedikleri için, İsrail’e yalvarmadıkları için.
Ah “Bir başıma kalsam şeh-i devrana kul olmam; Viran olası hanede evlad-ü ıyal var” sözü tam da Hamas için söylenmiş.
Bir yanda çocuk çığlıkları bir yanda füze çığlıkları… Onların destan dolu hikayelerini bir dinleyebilsek.
2025, diğer yandan çok sıcak geldi. Ocak ayı karlı ve soğuk olmasına rağmen bu sene çok güzel geldi.
ABD de, Ebabil Kuşlarını andıran kıvılcımlar Californiya’yı küle çevirdi. Aslında güle çevirdi. Men dakka dukka sözü yerini buldu. Koca bir şehir cayır cayır yandı.
Allah’ın sopası yok ateşi var. Siz miydiniz şartsız İsrail’i destekleyen? ABD’den bir intikamla bu öç alınamaz. Irak’ın öcü duruyor, Afganistan’ın öcü duruyor.
Bir deniz ülkesinde rezervuarlarda su bulunmuyormuş. Hale bak. Şartları öyle hazırlıyor ki Allah! Elindeyse olağanüstü tedbirler al.
İdrarını tutamayan bir başkanın gitmeye hazırlandığı öbür ihtiyarın da gelmek üzere olduğu bir zaman esnasında. Ne giden artık radikal tedbirler almanın ne de gelecek olan gelmeden bir şeyler yapabilmenin imkansız olduğu bir zamanda;
Yan ABD yan…
Türkiye’den milyarlar kazanıp Californiya’ya yerleşmiş bir Yahudi ailesi konuşuyor kanalın birinde. Su yoktu diyor. Her şeyi bir ayarlayan var.
NE İŞİMİZ VAR SURİYE’DE?
Bre hükümet! Ne işimiz var Suriye’de? Siz “Yurtta sulh dünyada sulh” sözünü duymadınız mı? Bırakın kendi haline. Nasıl olsa İngilizler oturur yeni bir sınır çizerler. Geğirirken kalemin ucunun kaymasından mı korkuyorsunuz? Fransızlar rica minnet Hatay kadar yeri de belki bize bağışlarlar ve anlata anlata bitiremeyiz bu kahramanlığı.
İşin doğrusu; Suriyeliler Türkiye’ye gelmeye başladıktan sonra, Türkiye’yi yöneten sarhoş olmayan adamların aklı, rahmetli Hacı Emekli Tuğgeneral Adnan Paşayı çağırdı ve ona bir ordu kurdurdu. Eğitim, eğitim, eğitim… Silah ve mühimmat Türkiye’den. Sonunda iş bu noktaya geldi. O günün Kemalistleri “Ne işimiz var Suriye’de?” diyordu. Ortakları Fetöcüler de silah götüren MİT TIR’larını yolda yakalıyordu. Küfür müşterek çalışıyor.
Ortadoğu bataklığına Türkiye’yi sokmayalım diyordu birileri. O günkü liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ünlü gaflarıyla tarihe geçti. Ardından gelen Özgür Özel de çoktan ünlü oldu bu konularda.
Ama sarhoş olmayan kafalarla Suriye’nin sarhoş olmayan kafaları buluştu ve bu netice hasıl oldu.
Bugün; yüzyıllar sonra Akdeniz yeniden Türk Gölü haline geldi gelecek.
Hatta; İsrail neden barışa evet dedi sanıyorsunuz? Trump nasıl ikna etti onu? “Türkiye’yi çok kızdırma. Böyle giderse sana dalacak. Artık engel mengel kalmadı.” Bunu bilen İsrail, Hamas’ı hâlâ yok edemeyen İsrail, “Va’d edilmiş topraklar” hayalini çöpe atarcasına bu şartları kabul etti. İleride her şey yayınlanacak. Ortaya dökülecek.
Ortadoğu bataklığı diye bir şey yok. Ne zaman yok. Kendiniz bir oyun kurucu olursanız yok. Ama kendiniz de başkaları gibi oyunun parçası iseniz bataklık.
Acaba söyledikleri sözler yüzünden bu yüzsüzler utanıyorlar mı? Asla utanmazlar. Utanma imanlı olanda olur. İmanı olmayan niye utansın ki?
Velhasılı 2025 sevindiriyor vesselam.