Markaların ‘baharı’ vatandaşı ısıtıyor

Bahar aylarının sıcak yüzünü göstermesiyle birlikte otomobil markalarının kampanyaları da hararetlenmiş durumda. İndirim yarışına soyunan markalar uzun vade seçeneği ile birlikte tüketicinin karşısındalar. Kendi finans sistemini devreye alan, sıfır faiz uygulamasını yaygınlaştıran, paket ve donanım tercihlerini daha cazip hale getiren markalar satış sonrası servis hizmetini de ağırlık merkezi olarak görerek sektörde ayrışmak niyetindeler.

Vatandaş otomobil alımında, düşündüğü markanın geri bildirim sürecine, çağrı merkezine ve çevresel algısına riayet ediyor. “Taksicilerin en çok kullandığı marka hangisi ise vatandaş o markanın daha az yaktığına kanaat getiriyor”. “Yedek parça tedariğinde sorun yaşamış bir araç sahibinin düşüncelerine tüm mahalle sakini dikkat kesilebiliyor”. “ Yolda kalan bir sürücünün çağrı merkeziyle yaptığı tüm diyaloglar o camiada kısa sürede yayılabiliyor” Markaların vatandaşın kafasında oluşturduğu düşünceler gerek güncel yaşamda gerekse sosyal medyada geniş bir yer edinebiliyor.

Otomobil markaları sadece sattıklarıyla değil, satış sonrası yaptıklarıyla da değerlendiriliyor. Algı yönetimini çok iyi yapan firmaların ise kısa sürede başarılı bir grafik elde ettiklerini görüyoruz. Sokakta karşılaştığınız herhangi birisine belli bir marka ismi verdiğinizde size hiç düşünmeden kendisi ya da çevresinden bir örnekle o markayı tanımlayacaktır. Her 10 kişiden 8’i ise otomobilde uzmanlaşmış durumda. Eğitim düzeyi ne olursa olsun her araç sahibi adayı oto araştırma safhasında derin fikirler edinebiliyor.

Türkiye’de insanlar ya ev ya da otomobil sahibi olmayı ilk hedef olarak belirlemiş durumda. Birisine sahip olmayan diğerine sahip olmak için önceliklerini planlıyor. Neyi ne zaman alacağı kadar nasıl alacağına odaklanan kesim çoğunlukta. Bahar aylarıyla birlikte devreye sokulan kampanyalar satışları patlatırken tüketicinin kafasında da yeni filizlerin oluşmasına vesile oluyor.