• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Sözde değil, özde bağlı…

25 Ocak 2021
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Ak Parti tarafından çökertilen vesayet bitti, ama birileri o günlere gönderme yapıp duruyor. Bu millet, merhum Cumhurbaşkanı Özal’a kadar, sivil bir Cumhurbaşkanı görmedi. Özal öncesinde Reis-i Cumhur makamına oturan hiç kimse halkın desteğini alarak, o makama oturmamıştır. Asker kökenli kişiler, ya kendilerini bu halka zorla seçtirmişler veya destekledikleri iktidarlar o kişileri Cumhurbaşkanı yapmıştır. Türkiye’yi vesayet günlerine taşımak isteyen güruh, hiç gereği yokken bu meseleleri gündeme getiriyor. Fikri Sağlar’ın kendi bakanlığı döneminde özgürlükçü bir tavır sergilediğini ve bazı muhafazakâr sanatçı ve topluma mal olmuş kimliklere değer verdiğini biliyoruz. Lakin başörtülü bir hakimin adil bir karar veremeyeceğini söylemesiyle, kendisi hakkındaki olumlu düşüncemiz zedelenmiştir. Dünya değişiyor, bizdeki özgürlük düşmanı muhalifler değişmiyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sözde Cumhurbaşkanı” cümlesinin, öyle rastgele söylenmiş bir söz olduğunu düşünmüyorum. O cümlenin siyak ve sibakında eskiye özlem yatıyor. Çok değil, daha 14 yıl önce dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla, laiklikle ilgili yaptığı açıklamayla tamamen örtüşmektedir. O açıklama resmen muhtıraydı. Evet evet, 27 Nisan e-muhtırası.. Bildiri internet aracılığıyla Genelkurmay adına Büyükanıt tarafından yapılmıştır. Zamanlaması da gayet manidardır. Yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Atatürkçülüğe, laikliğe ve cumhuriyetin temel ilkelerine sözde değil, özde bağlı” bir cumhurbaşkanı adayı profili çiziliyordu. İş bununla kalsa iyiydi. Yetmedi bir de, 367 garabeti çıkardılar. 

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, memleketi Kahramanmaraş’ta gençlik ve kadın kolları kongresinde, “sözde Cumhurbaşkanı” söyleminin biraz arka planına değindi. Ünal, “Vesayeti tasfiye ettik. Ama bugün hâlâ o vesayetin artıkları çıkıp ne diyebiliyorlar, bu milletin seçtiği Cumhurbaşkanına ‘Sözde Cumhurbaşkanı’ diyebiliyorlar. O halde demek ki, henüz daha tehlike geçmiş değil” dedi. Ünal’ın, “vesayeti tasfiye ettik” lakin tehlike geçmiş değil uyarısı dikkate alınmalıdır. Kılıçdaroğlu’nun neyi kastettiğini iyi anlamak için, Cumhurbaşkanına tek adam, totaliter diyenleri bir arada değerlendirmek gerekiyor. Büyükanıt’ın sarf ettiği laiklik vurgusu ve sözde-özde uyarıları ile Kılıçdaroğlu’nun “sözde Cumhurbaşkanı” söylemi örtüşüyor. Sözde kelimesi; “gerçekte öyle olmayıp öyle bilinen, öyle sanılan” şeyi kast eder. Cümleye hangi anlamda yaklaşırsanız yaklaşın, milletin seçtiği iradeye saygısızlık vardır. Milletin yarısının oyunu alarak seçilen bir Cumhurbaşkanına “sözde” Cumhurbaşkanı dediğinizde, siz sadece o kişiye değil, Cumhurbaşkanına rey vererek seçen milletin iradesine de saygısızlık yapmış oluyorsunuz. Kaldı ki mesele sadece saygısızlıkla da sınırlı değil. Vesayetten medet uman hiçbir hareket meşru olmadığı gibi, milletin nezdinde iktidar olması da imkansızdır. 

“Sözde değil, özde bağlı” cümlesiyle bize balans ayarı vermeye çalışanların akıbetlerinin nasıl olduğunu gördük. Bu millet kimi isterse ona yetkiyi veriyor. Milletin razı olmadığı, iradesinin onaylamadığı hiçbir şeyi ona kabul ettiremezsiniz. İktidar olmanın yolu sandık ve demokrasiden geçiyor. Sandığın dışında kendilerine meşruiyet arayanlar, vesayet odaklarından yardım bekleyenler her zaman hezeyana uğramaya mahkumdurlar. 

Acizane bendeniz, iktidarın muhaliflerce kıskaca alındığını, bundan sonra da alınmaya devam edeceğini söyleyebilirim. Fakat muhaliflerin Ak Parti’ye bir zarar vereceklerine ihtimal vermiyorum. Ak Parti’ye en büyük zararı, yine Ak Parti içerisinde kümelenmiş, dava ile uzaktan yakından alakası olmayan, işi gücü rant peşinde koşturmak olan kişiler verecektir. Hani hep “Ömerler arıyoruz” diyoruz ya, işte Ak Parti’nin o samimi Ömerlere ihtiyacı var. Demokrasi ve özgürlükler noktasında, reform ve yapılanmalar hususunda çok dikkatli olunmalıdır. Parti kapatmanın ne denli acı bir hikayesinin olduğunu en iyi Ak Parti bilir. Dolayısıyla birlikte hareket ettiğiniz partinin argümanına dikkat ediniz. Getirisini, götürüsünü iyi hesap ediniz. Düşünce ve fikir özgürlükleri çok önemli. Silaha, şiddete baş vurmadıkları sürece insanların düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaları yanlıştır. Cemil Meriç’in de ifade ettiği gibi, eğer bizler düşünce sahiplerini kuduz köpek gibi kovalamaya kalkışırsak, bu ülkede düşünce adamı yetişmez. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kul

Sayın yazar bu chp zihniyeti birgün iktidara gelirse yine aynı yasakları getirmesi mümkün mü? .mümkün değilse boşverin gündemi boşa meşgul etmeyin.yok eğer mümkünse biz 18 yildir ne yapıyoruz. Asıl sorgulanması gereken bu bence.biz ne yaptık.

Fazilet hissi

Chp ikdidara gelirse:İstanbul sözleşmesini,6284(367 ucubesinin akrabasi)'ü,süresiz nafakayı,şuursuzca yapılan kadın istihdamını ve televizyon dizilerindeki ahlaksızlıkları kaldırırmı?Kaldırmazsa Akp nin ondan ne farkı var.Hani vesayet tarih olmuştu.Sayın Cumhurbaşkanımız 2023 hedefleri namus borcumuzdur dedi.Bu "kadem"lemi, kadın kollarıylamı,hukuklamı?Hani sıkıştığımız anlarda seccadelerimize sığınıyorduk?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23