Üniversite sınavlarında baraj puan uygulamasından vazgeçilmesini Akit’e değerlendiren eğitimciler, pandemiden dolayı öğrencilerin belirli bir dönem eğitimden uzak kaldığına dikkat çekerek, bu yüzden birçok bölümde kontenjanların dolmadığını belirttiler. Eğitimciler, düzenleme ile sınav stresinin azalacağını hem de kontenjanların dolacağını vurguladılar.
Geçtiğimiz günlerde Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından alınan kararla üniversite sınavlarında baraj puan uygulamasından vazgeçilirken yapılan düzenlemeye ilişkin eğitimciler Akit’e değerlendirmede bulundu. Pandemi döneminde böyle bir adım atılmasının olumlu olduğunu söyleyen Eğitimci-Yazar Ali Erkan Kavaklı, “Pandemiden dolayı öğrenciler belirli bir dönem uzaktan eğitim almak zorunda kaldı. Bu sistem öğrencilerimizin verimliliğini düşürdü. Bu yüzden birçok üniversitemizin kontenjanı boş kaldı. YÖK’ün almış olduğu bu karar öğrencilerimiz için olumlu bir adımdır” dedi.
Kavaklı, şunları söyledi: “Bu kararın oluşturduğu bir de risk var. Her ne kadar YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar üniversitelerimizin kalitesi düşmeyecek dese de ister istemez etkileyecek. Bu yüzden alınan riskin önüne geçmek için üniversitelerde görevli olan hocalarımıza çok iş düşüyor. Bu yüzden her üniversiteye giren yeterince eğitim almadan mezun edilmemeli. Üniversitelerde bu konuda gerekli tedbirler alınırsa atılan adım daha olumlu bir hale dönüşebilir” ifadelerini kullandı.
“Önemli bir fırsat sunulmuş oldu”
Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz de, Yüksek Öğretim Kurulu’nun 2022 yılından itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanı uygulamasını kaldırmasını birçok açıdan önemli ve olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
‘Özellikle sınav stresi ise gençliğimiz için zorlu süreçleri beraberinde getirebiliyor. Sınav öncesi, sırası ve sonrasında öğrencilerimiz olası gelişebilecek olumsuz durumlar nedeniyle bir hatta birkaç yılını kaybetme riskiyle karşılaşabilir. Barajların kaldırılmış olması sınav stresini azaltmada ciddi katkılar üretirken, mesleki beceri ve başarı sahibi olduğu halde bir yükseköğretim programına girecek puanı alamamış gençlerimize de önemli bir fırsat sunmuş oluyor. Diğer taraftan yükseköğretim kurumları içerisinde mevcut kontenjanların da optimum şekilde fayda üretir noktaya taşınması böylelikle mümkün olacaktır diye düşünüyorum. Tıp, diş hekimliği, eczacılık, hukuk, mimarlık, mühendislik ve öğretmenlik gibi özel bazı programlarını tercih edebilmek için gerekli olan en düşük başarı sırası koşulunun uygulanmaya devam edilmesini de ilgili alanların gerektirdiği nitelikler bakımından doğru buluyoruz. Diğer taraftan; TYT sınavında sınav süresinin 30 dakika uzatılması da öğrencilerimiz için daha rahat bir sınav süreci yaşamalarına vesile olacaktır.”