Hukukçu yazar Av. Ömer Faruk Uysal, 'Silahsız Kuvvetlerden TÜSİAD!' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Hukukçu yazar Ömer Faruk Uysal'ın kaleme aldığı o yazı;
TÜSİAD, kurulduğundan beridir, seçilmiş iktidarlar üzerinde bir vesayet odağıdır. Sadece ekonomiyi değil, siyaset, eğitim, kültür ve medyayı vs domine eder. Madem para ve servetin aşırısı bizde, yönetim, tercih ve belirleme de bizde olmalıdır'a iman ederler. Yıllardır da bunu başardılar.
Türkiye taa baştan beri, küresel emperyalizmin sistemine, Batı kulübe, aidiyet ve teslimiyetini, Batı'nın ileri karakolu olmayı kabul etmiştir.
Batı, Katoklikliğin ruhani ve siyasi lideri bir devlet olarak Avrupa'nın göbeğinde Vatikan devletini, Ortodoksluğun liderliği olarak İstanbul Fener Patrikanesini benimser ve destekler. Ancak dünya Müslümanlarının liderliği Hilafete tolerans yoktur. Türkiye'ye kadim Hilafet kurumunu kendi elleriyle kaldırttılar!
Batı, Türkiye'yi mağlup ederek bunu zorla yaptırmadı. Bunu Türkiye'deki mutemedi CHP vs benzerlerine zorla yaptırdı! TÜSİAD işte budur. Küresel emperyalizmin, küresel finans-kapitalin Türkiye'deki adamı ve desteklediği bir mutemedidir.
TÜSİAD statüko, derin devlet ve dominanttır. TÜSİAD'dan kimse ifadeye çağırılamaz, o başta hükümetler olmak üzere herkesin ifadesini alır! Sermaye, güç, ekonomi-politik ellerinde, küresel kapitalizm arkalarında, bir patronlar kulübü ve İstanbul dükalığıdır!
Bütün darbe ve muhtıraların akıl hocası, destekçisi ve azami faydalananıdır. Öyle ki 28 Şubatta faşist generaller postmodern darbe yaptıklarında, Çevik Bir ve diğerleri, bu sefer işi "Silahsız Kuvvetler" halledecek dedi. Hallettilerde! Fakat postmodern bir darbe ya. Patronlar kulübü ülkenin en büyük sendikaları TÜRKİŞ ve devrimci sendika olarak DİSK'i de yanına alarak, beşli çete diye anılan darbeci yapıyı oluşturdu.
Türkiye İşverenler Sendikası Konfedarasyonu'nun o dönemdeki başkanı Refik Baydur, "Bizim Çete"adlı bir kitap dahi yazdı. Çetenin diğer üyeleri TOBB ve TESK'dir. Nasıl ama? Ülkenin tüm patronları ve işçileri, sınıf savaşını bırakıp, burjuvazi, komprador burjuvazi ve proleterya'nın, seçilmiş meşru hükümete darbe kardeşliği! Marks mezarında ters dönmüş olmalı. Sadece küresel kapitalizm, burjuvazi ve proleterya değil, Türk solu'da 28 Subatı can-ı gönülden destekledi!
Yalnızca, Erbakan-Çiller koalisyonuna darbeyi değil, kamu ve özel bankaların, ve kamu kuruluşlarının donuna kadar soyulmasını da desteklemiş oldular! Uğur Mumcu haksız mı? Türkiyede banka soyan teröristler kar maskesi, devleti soyan patronlar, Atatürkçülük maskesi takarlar. Sendikal haklar ve tüm hürriyetlerin sesleri kısıtlanır, fakat Kemalizm'de acayip yükselir!
Fakat zannedilmesin ki,TÜSİAD Kemalizmi gerçekten ilkesel olarak benimsiyor, ahlaki olarak daima yanında duruyor! Hayır onlar küresel patronlarının ve maddi bencil çıkarlarından başka bir ilke tanımazlar. Kemalist CHP'nin Atatürkçü Başbakanı Ecevit'i bile menfaaleri bozulunca, tüm gazetelere verdikleri paralı tam sayfa ilanlarla devirmişlerdir. Yani Atatürkçülük sadece bir maskedir. Denebilir ki, gazete ilanı, bir ifade hürriyeti kullanımıdır ve meşrudur! Evet görünüşte öyle gibi olabilir, fakat meşru bir iktidarı millet seçmiş, istediği tavizleri alamayan komprador burjuvazi gayrimeşru olarak düşürmüş, kaos başlatılarak fakir-fukara ekmeğiyle de oynanmıştır. Bir özgürlüğün suistimali sözkonusudur.
TÜSİAD elbette Batıcılık, sekülerizm ve laisizim, faiz lobisi ve dinin bastırılması gibi konularda Kemalizmle buluşur ama, çıkarlarına hizmet etmeyen Kemalistleri de devirir! Mesela Deniz Baykal'ın seks kasetinden önce, boynuzlu holdingin damadı, Baykaldan başkanlığı bırakmasını istemiş, Baykal reddedince dini bir cemaat görünümündeki terör örgütü tarafından kaydedilen seks kasedi ile devrilmiştir. Tablo şu; devrilen Kemalist CHP'nin başkanı, deviren, Ehli Sünnet bir cemaat görünümlü CIA örgütü. Sipariş veren, Koç gibi bir damat.
En trajikomik olansa; liderleri, hükümetleri, devirmiş, mağdur etmiş. Tüm darbe, muhtıra ve silahlı bürokrasi tehditlerini alkışlamış, Her türlü özgürlük ve hak kısıtlarını benimsemiş, Diyarbakır Cezaevi işkencelerine, 17 bin faili meçhule gıkı çıkmamış İstanbul dükalığı, şimdi mağduru oynuyor! Yıllarca gadredenin, mağduriyeti! Servetleri müsadere edilmedi, zindanlara atılmadılar, kelepçe bile takılmadı. Ama ifadeleri alındı. Sorun şu; hep ifade almaya alışmış, her zaman dört ayağı üzerine düşen, statükonun kıymetlisi ve imtiyazlısının ifade alma ayrıcalığı kaldırılarak, ilk defa ifadeye gitmeleri!
Sanayici diye geçinirler ya. Montaj, distribütörlük, mutfak eşyaları, süt, yoğurt, sucuk gibi basit şeylerle ilgilenirler. Sözleşmiş gibi, ağır sanayi, milli harp sanayi gibi stratejik işlerin yanından bile geçmezler. Stratejik yatırım yapanları sevmezler.
Türkiyenin böyle kabiliyetlere sahip olmasını istemezler. Kemalizmin küçük Türkiye idealini aynen benimserler. İMF ve Dünya Bankasından gelen kredileri iç edip, devlete fahiş karlarla satarlar. Tam bir tefeci düzen! Türkiyenin borçlarını ödeyip, İMF'ye kapıyı göstermesine çok bozuldular. Çünkü eski büyük faiz karlarından mahrum kaldılar.
Erdoğan bir TÜSİAD toplantısında; otomotiv babaları burda, bir yerli marka araba yapalım, devlet arkanızda dedi. Erdoğandan sonra gazeteciler sordular; başta Mustafa Koç olmak üzere diğer babalar, bunun mümkün olmadığı, olamayacağını, vaktinin geçtiğini, belki yabancı bir markanın satın alınabileceğini, böyle milli bir marka olsa bile pazara giremeyeceğini söylediler. Hükümeti hiç iplemediler. Fakat TOOG TÜSİAD'a rağmen, yüksek teknolojili muazzam bir araba olarak 52 bin tane satıyor! F. Altaylı, C. Ataklı vs. gibi CHP'liler böyle bir fabrika ve araba yok. Satılıp, caddelere çıkanlar, İtalyadadan gizlice geliyor dediler.
Zenginler kulübünün normalde, sol'a, sol örgütlere, teröre, sokak eylemlerine, karşı olması beklenir! Çok ilginçtir, TÜSİAD karşı değil, destekçidir. Gezi olaylarında, kamu araçlarının yakılmasını, işyerlerinin dağıtılmasını, her türlü vandallığı, PKK, FETÖ, DHKPC'yi canhıraş şekilde desteklediler. 5 yıldızlı bir otel, eylemcilerin karargah, revir ve lojistik destek merkezi olarak tahsis edildi. Bazı TÜSİAD seçkinleri, bankacılar, " çapulcuyum çapulcu" pozları verdiler. Komprador burjuvazi, sol CHP, aşırı sol terör örgütleri, tarihte ilk defa, sosyoekonomik değilde, 5 ağaç devrimi yapmaya kalktılar! Başta DEM olmak üzere CHP ve sol, TÜSİAD yetkililerinin ifade olayında açık destek verdiler.
3/4 yıldır hayat pahalılığı vatandaşı çok bunaltıyor. Ekonominin, üretim, istihdam, ihracat, vs göstergeleri oldukça iyi olduğu halde, sebepsiz bir pahalılık, dar gelirliyi canından bezdirdi. Yerel seçimlerde hükümeti ilk defa ikinci parti yaptı. Pahalılık, vatandaşa ve hükümete kaybettiriyor ama başta TÜSİAD olmak üzere market zincirlerine, kolacılara, deterjancılara, vs fahiş karlar sağlıyor. Kimse patronlara, TÜSİAD'a, haris fırsatçılara, bir şey demiyor, bütün hesap, bu durumdan zarar gören hükümete kesiliyor. Ne ala memleket! Patronlar, TÜSİAD, fırsatçılar hem zulmediyor hem de zulme uğradık diye ağlıyor!
TÜSİAD bir self-oryantalist yapıdır. Zorlayıcı, kolonyalist oryantalizm değilde, komprador burjuvazinin iradi ve gönüllü oryantalizmidir. Küresel kapitalizmin, emperyalizmin Türkiye mutemedleridir. Bu topraklara, millete, kadim kültür ve medeniyetimize, dinimize ve imanımıza aidiyet hissetmeyen, Batının Türkiye bekçileri ve ücretlileridir.
5 yüz holding görünür ama beş aile belirleyicidir. En fazla borusu öten de, en zenginleri olan boynuzlu holdingtir. Asla başörtülü bir personele yer yoktur. İTÜ birincisi bir mühendis sonradan başını örttüğü için hemen kovulmuştur. Bayraktarların 5. nesil uçak yapımında baş mühendis olmuştur. Daha iyi bir bulaşık makinesinden kat kat iyi değil mi?
Yerli ve milli olmaktan ve olanlardan, sanayici göründükleri halde, montaj ve distribütörlüğü aşanlardan, gerçek bağımsız Türkiye idealinden, gerçek özgürlük, hukuk devleti ve gerçek bir demokrasiden, dindardardan, sömürü ve emperyalizm karşıtlarından, Osmanlı'dan, her türlü büyük Türkiye idealinden, imtiyazlarını eleştirenlerden, nefret eden, bir Türkiye prangası, Batı hayranı, iflah olmaz bir ideoloji ve yapı!