Osmanlılar niye sofrada su içmezdi?

Son Haberler

Bu tandır bildiklerimize hiç benzemiyor! 2 bin 600 yıllık tandır günümüzle birebir aynı

Galatasaray, Kasımpaşa’yı konuk ediyor! İşte muhtemel 11’ler

Uzmanlar her gün tüketin diyor: Bu sebzeler zihni gençleştiriyor!

Denizi olmayan şehirden büyük başarı! Devlet desteğiyle bozkırdan dünyaya

TOKİ duyurdu: 37 ilde arsa asatışı yapılacak!

Dünya devlerini geride bıraktık: İstanbul listede zirveye yerleşti!

“Kürt Mehmet”in villası tarandı! Bahis baronuna silahlı saldırı… Saldırganları ihbar edene devasa ödül

Vatandaşlar ilgi gösterdi! Sarıkamış'ta pistler cıvıl cıvıl

Efsane geri dönüyor! Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıkıyor

Kültür Sanat

2016-06-17 19:47:28
Osmanlılar niye sofrada su içmezdi?

Hem iftarda hem sahurda yenen pilava neden ‘temcit’ adı verildi? Has ekmek, hangi fırınlarda pişerdi?

Foto - Osmanlılar niye sofrada su içmezdi?

Has ekmek, hangi fırınlarda pişerdi?

19’uncu yüzyılda oruç nelerle açılırdı?

İşte Osmanlı’da sofra adabına dair ilginç bilgiler...

Osmanlılar zeytin ağaçlarıyla dolu topraklar üzerinde yaşamalarına rağmen, yüzyıllar boyu dana kuyrukyağı, iç yağı, böbrek yağı ve tereyağıyla beslendiler.

Zeytinyağı, 18. yüzyılda bazı balık yemeklerinde ve salatalarda karşımıza çıkar.

Zeytinyağı daha çok aydınlatmada ve ilaç yapımında kullanılırdı.

Zengin Osmanlı sofralarında su içilmezdi.

Yemekte hoşaf suyu veya şerbet tercih edilirdi.

Çiçeklerden, meyvelerden şeker ve balla yapılan şerbetler makbuldü.

#10

‘18. Yüzyıl Türkiyesi’nde Örf ve Âdetler’ kitabının yazarı M. De M. D’Ohsson şerbetler hakkında şunları yazar:

#11

“Şerbetlerin hazırlanmasına gösterilen özen, Fransızların şaraplarını hazırlarken gösterdikleri özen kadar karışıktır.

#12

Şerbetler, çeşitli meyve sularına pek çok içeceğin, örneğin gül, fulya, hercaimenekşe, ıhlamur, ve papatyaların karıştırılmasıyla hazırlanıyordu.

#13

Ayrıca kimilerine misk, amber ve sarısabır esansları ilave ediliyordu."

#14

Sofrada kullanılan tek araç kaşıktı.

#15

Şimşir, abanoz, sedef, bağa gibi çok çeşitli malzemelerle kaşık yapılırdı.

#16

Yeniçerilerin başlıklarının ortasında, sefere giderken kaşıklarını soktukları ‘kaşıklık’ denen özel bir bölüm vardı.

#17

Sofraya gelen yemeklerden ancak bir iki lokma alıp, diğer yemeğe geçilirdi.

#18

Sofra kurallarına göre fazla yemek, durmadan atıştırmak, başkasının sırasını kapmak, oburluk sayılır, hoş karşılanmazdı.

#19

Osmanlı’da tüm yırtıcı memelilerin ve sürüngenlerin eti haramdı.

#20

Yılan, akrep, karga, saksağan eti yenmemeliydi.

#21

Ayrıca yenmelerine izin verilen hayvanların kanını içmek ve yumurtalıklarını yemek de haramdı.

#22

Osmalı saray mutfağında deniz ürünleri sıklıkla yer alırdı.

#23

Sarayın ekmeği diğer ekmeklerin tümünden üstündü.

#24

‘Has ekmek’ denen bu ekmek, sarayda yapılır ve has fırınlarda pişirilirdi.

#25

Eskiden iftarda pişirilen ve sahurda tekrar ısıtılıp sofraya getirilen pilava ‘temcit pilavı’ denirdi.

#26

Evliya Çelebi’ye göre sokak satıcılarının başlıcaları şunlardı:

#27

“Safranlı, şekerli pirinç lapası satan Zerdeciyanlar,

#28

Sakatat satan Başçıyanlar,

#29

Çeşitli et yemekleri satan Kebapçıyanlar,

#30

Püryancılar

#31

Yahnicıyanlar,

#32

Paludecıyanlar,

#33

Südli Aşçıyanlar,

#34

Sucukçıyanlar, Hoşabcıyanlar,

#35

Hoşabcıyanlar,

#36

Şerbetciyanlar,

#37

Salebciyanlar,

#38

Helvacıyanlar,

#39

Börekciyanlar,

#40

Çörekciyanlar,

#41

Simitciyanlar,

#42

Lokmacıyanlar,

#43

Ekmekciyanlar,

#44

Yemişciyanlar,

#45

Yoğurtcıyanlar,

#46

Peynirciyanlar.

#47

18. yüzyılda adı ‘s’ harfiyle başlayan yedi yiyecek türünün insan sağlığı için yararlı hatta tedavi edici olduğuna inanılırdı.

#48

Bu yiyecekler şöyle sıralanmıştı:

#49

Susam

#50

Süt

#51

Simit

#52

#53

Sahlep

#54

Safran

#55

Sarımsak

#56

Osmanlı’da zengin tabakadan damat ve gelinin yemesi için gerdek odasına bir tepsi içinde kızarmış kuşlar ve tatlı konurdu.

#57

Damat kuştan bir parça koparıp geline ikram ederdi.

#58

Eğer gelin, kuşu yemezse bu damattan hoşlanmadığını işaret ederdi. “Her kuşun eti yenmez” sözünün bu âdetten kaynaklandığı öne sürülür.

#59

Yazar Ahmed Rasim’e göre, 19. yüzyılda, orta halli bir ailenin iftar sofrasında şunlar bulunurdu:

#60

İftar açmak için sirkeli yeşil zeytin, yağlı siyah zeytin, susamlı simit, pastırma, sucuk, hünnap, ceviz, reçeller, şerbet, hurma, özel kabında zemzem suyu.

#61