TrHaber'de yer alan habere göre, piyasa ve yatırım uzmanı Mert Başaran, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri sonrası ABD Doları'nın yükselip yükselmeyeceğine ilişkin öngörülerini açıkladı. Seçimlerin ardından ABD Doları'nda hızlı bir artış beklediğini, bu gelişmenin doğal bir süreç olduğunu söyleyen Başaran, Amerikan enflasyonu ile Türkiye'deki enflasyon arasında 50-60 puanlık farka dikkat çekti.

Maliyet prensibi, uluslararası rekabet ve ihracat isterleri göz önüne alındığında ABD Doları'nın 42 Türk Lirası seviyesinde dengelenmesinin sağlıklı olacağına işaret eden Başaran, şu yorumu yaptı:

Maliyet prensibi, uluslararası rekabet ve ihracat isterleri göz önüne alındığında ABD Doları'nın 42 Türk Lirası seviyesinde dengelenmesinin sağlıklı olacağına işaret eden Başaran, şu yorumu yaptı:

Eğer Türkiye'de enflasyon yüzde 70 ise... Amerika'da ise yüzde 10 ise... O yıl ABD Doları'nın Türk Lirası karşısında yüzde 60 kadar değerlenmesi sağlıklıdır. Fakat bizde bu durum vatandaşa sağlıklı biçimde anlatılamıyor. Doların artmayacağına ilişkin resmi açıklamalar sonrası tersi gerçekleşince vatandaşlar panik yapıyor.

Dolar artacak. Bu, dünyanın sonu değil. Daha önce de oldu. Türkiye dimdik ayakta kaldı. 1980'den beri bu kaçıncı artış? Devalüasyon Türkiye'de sürekli olan bir şey. Gençler "Dolar fırlıyor, olacak şey değil" diye panikliyor ama bizim hayatımız bunlarla geçti. Enflasyon olduğu sürece bu durum kaçınılmazdır.

Asgari ücretin yüzde 50 arttığı yerde doların yüzde 40 artması gayet sağlıklıdır. Dolar yıl sonunda 42-43 lira olursa bu gayet normaldir. Dolar 32-33 seviyesinde kalırsa asıl felaket o zaman olur. Üretim biter. 2002-2012 arasındaki dönemde yapılan yanlıştı. Doları sabitledik, halkta suni bir refah oluştu. Türkiye ithalat cenneti oldu, herkes yurtdışına tatile gitmeye başladı. Bu yaşadığımız o yıllarda yapılan hataların bedelidir.

Mesela asgari ücreti 20 bin lira yaptık. Doları da 20 lirada sabit tuttuk. O halde 1000 dolar olur asgari ücret... İnsanlar bundan memnun olabilir ama bir süre sonra üretim biter. Şu anda birçok sanayici, rekabet edemedikleri gerekçesiyle fabrikalarını yurtdışına taşıyor.

Keşke Türkiye'de Apple, Amazon, Microsoft gibi şirketler olsa da asgari ücrete bakmasak ve çok güçlü bir ülke olsak. Bir gün inşallah olur. Ancak sen bu kadar borçluysan ve bu denli katma değeri düşük ürünler üretiyorsan asgari ücretinin ne kadar olduğu çok önemlidir.

İnsanlara sürekli 'döviz alın' diyorlar. Ama tarihe bakın; döviz arttığında altın daha çok artmış. Dolar ne kadar artmışsa altın ondan hep yüzde 10-20 daha fazla artmıştır. Altın son 50 yılda doları 50'ye çarpmış. Dolayısıyla dövizin artacağı iddiaları doğru olmasına rağmen birilerinin çıkıp "Dolar alın" deyip durması bana enteresan geliyor. Neden "Altın alın" demiyorlar? Neden onun dışında başka varlıkların alınmasını tavsiye etmiyorlar?

Bunlar bir yerden fonlanıyor, o yüzden böyle yapıyorlar. Çünkü dolar olarak tuttuğunuz her para, Amerikan Merkez Bankası'na sıfır faizle borç vermeniz demektir. Doların da enflasyonu var.

Halk bir uyansa, "Döviz almayayım, altına yatırım yapayım" dese hem daha çok kazanmış olacak hem paranızı korumuş olacaksınız hem de Amerikan Merkez Bankası'na sıfır faizle para vermemiş olacaksınız. Yani bu kadar büyük para Amerika'nın işine yaramayacak. Döviz artacaktır, çünkü sağlıklı olan da budur. Ama basılı banknotlar yerine altına, fonlara yatırın. Paranızı pul etmeyin. Ben birilerinin sürekli 'döviz alın' demesini, yastık altında sıfır faizle tutmanızı tavsiye etmesini sağlıklı bulmuyorum. Niye 'altın' demiyorlar? Çünkü altın aldığınızda para kazanacaksınız. Dolardan daha fazla kazanacaksınız ve ABD Merkez Bankası'na fayda sağlamayacaksınız. Bunu da birileri bence istemiyor.