Topkapı Sarayı'nda 200 bine yakın taşınabilir tarihi eserin olduğunu anlatan Yıldız, "1924'te müze olduktan sonra depo sorunu yaşanmış ve bu mekan (Harem Hastanesi) depo olarak kullanılmış. Depo şartlarını ne kadar taşıdığı da tartışılır. Milli Saraylar İdaresi, 2019 Eylül'den beri Topkapı Sarayı'nı uhdesine aldı ve 18 aydır ciddi çalışmalar yürütülüyor. Pek çok modern depo mekanları oluşturuldu. Yıldız Sarayı ve Dolmabahçe'deki modern depolar devreye sokuldu ve bu mekanların önemli kısmı asli işlevine döndürülmüş oldu." diye konuştu. Yıldız, Harem Dairesi'ndeki restorasyonların daha çok yapısal olduğunu, 17. yüzyılın başına kadar izlenebilen mekanların bulunduğunu kaydetti. Topkapı Sarayı'nın üzerine farklı dönemlerde mimari eklemeler yapıldığı için ayrı yüzyıllara ait eklentiler de bulunduğuna dikkati çeken Yıldız, şöyle devam etti: "Eklentilerin tasnifi, korunabilmesi, günümüze ulaşan örneklerin muhafaza edilebilmesi, konservasyonlarının yapılabilmesi restorasyonun ana çerçevesini oluşturuyor. Bunun dışında her restorasyonda olduğu gibi statik problem yaşayan yerler, özgünlüğünü kaybetmiş objelerle ilgili de gerekli sağlamlaştırma ve güçlendirmeler yapılmış durumda. Bahsettiğimiz mekanlar 16-17-18. yüzyıl mekanları. Her türlü teknolojiyi kullanmanız mümkün değil ancak modern müzeciliğin bize imkan verdiği bütün olanakları bir arada kullanarak, gerek canlandırmalar, gerek teknolojik betimlemeler, gerek klasik eser sergilemelerle oldukça nitelikli bir müze ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu yıl içerisinde müzeyi tamamlamayı düşünüyoruz."