Simülasyonda Ford, refakatçi muhripler, denizaltılar ve hava unsurlarıyla birlikte hareket etti, ancak bu birleşik savunmalar büyük ölçekli füze saldırısına karşı yetersiz kaldı. Açıklamada hava savunma sistemlerinin, gelen füzelerin sayısı, hızı ve uçuş profilleri karşısında kademeli olarak yetersiz kaldığı belirtiliyor. Uçuş güvertesine, sensörlere veya tahrik sistemlerine kısmi hasar verilmesinin bile, geminin su üstünde kalıp kalmamasına bakılmaksızın, uçak gemisinin sorti başlatmasını engelleyebileceği vurgulanıyor. Simülasyonlara göre, kritik sistemleri vuran Çin saldırıları düzenli olarak bu etkiyi yarattı; bu da uçak gemisini savaştan çıkardı ve komutanları, başka bir uçak gemisi grubunun devreye sokulmasının benzer kayıplara yol açıp açmayacağına karar vermeye zorladı. Özet rapor, bu sonucun önemli bir kısmını Çin’in hipersonik ve gemisavar füze stoklarını hızla genişletmesine bağlıyor. Raporda Çin’in ses hızının yaklaşık beş katı veya daha hızlı hareket edebilen ve uçuş sırasında önlemeyi zorlaştıran manevralar yapabilen 600’e kadar hipersonik füze biriktirdiği belirtiliyor. Değerlendirme, yoğunlaştırılmış kuvvet yapılarının riski artırdığını ve ABD’nin daha dağıtılmış platformlara, daha hızlı mühimmat üretimine, güçlendirilmiş üslere, dayanıklı iletişim ağlarına ve yıpranmayı absorbe etmek için insansız ve daha küçük gemilere ihtiyaç duyacağını savunuyor. Sonuç olarak, Tayvan senaryosunda Gerald R. Ford gibi bir platformu korumanın, ABD planlamasında ve endüstriyel üretiminde önemli bir uyarlama gerektirdiği belirtiliyor.