Haber Merkezi Giriş Tarihi: 2025-09-05 15:27 Güncelleme Tarihi: 2025-09-05 15:46

Avrupa ülkesinden gündemi sarsacak itiraf: Türkiye'nin önü kesildi, bu artık mümkün değil

Batı medyası Türkiye’nin BRICS Zirvesi’ne katılımını tartışıyor. İtalya merkezli Il Gazzettino gazetesinde yayımlanan analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı bu adımın NATO içinde rahatsızlık doğurduğu yazıldı.

Ancak aynı analizde, Türkiye’nin yükselen ekonomik ilişkileri ve Asya ile geliştirdiği işbirlikleri, Batı’nın elini zayıflatırken, Ankara’yı küresel sistemin merkezinde vazgeçilmez bir aktör haline getirdiği aktarıldı.

Papetti, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pragmatik ve çok taraflı dış politikası, Türkiye’yi bölgesel bir güç olmanın ötesine taşıyarak küresel arenada etkili bir aktör haline getirdi. Ankara, Asya ile Avrupa arasındaki stratejik konumuyla artık birçok masada kilit bir oyuncu” dedi.

Analizde, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin Avrupa tarafından bilinçli şekilde yavaşlatıldığına dikkat çekildi.

Papetti, “Demokrasi kriterleri gerekçe gösterilerek Ankara’nın önü kesildi. Bu da Erdoğan’ı yeni ortaklıklar aramaya yöneltti. Türkiye’nin Pekin’de düzenlenen BRICS Zirvesi’ne katılımı, bu çok yönlü politikanın doğal sonucu oldu” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin NATO üyeliğinin Batı ile askeri bağlarının en güçlü göstergesi olduğunu belirten Papetti, buna rağmen Avrupa ve ABD’nin Ankara’ya karşı temkinli olmak zorunda kaldığını yazdı: “Türkiye, öngörülemez ve bazen rahatsız edici bir müttefik. Ancak ne NATO ne de Avrupa, Türkiye’yi göz ardı edebilir. Bu, stratejik bir ortağın kaybı anlamına gelir ve Türkiye’yi Çin ile Rusya’nın yörüngesine iter.”

Papetti, Türkiye’nin jeopolitik konumunun sadece askeri değil, enerji ve ticaret güvenliği açısından da Batı için kritik olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi: “Ankara; Karadeniz, Akdeniz, Kafkaslar, Orta Doğu ve Balkanlar’da benzersiz bir etkiye sahip. Bu, Batı’nın kriz anlarında sırtını dönemeyeceği bir ülke olduğu anlamına geliyor. Enerji yolları, ticaret koridorları ve göç yönetimi gibi alanlarda Türkiye vazgeçilmez bir konumda.”

Papetti, ekonomik yatırımların Türkiye’nin stratejik önemini daha da pekiştirdiğini yazdı: "Çinli otomotiv devi BYD'nin Türkiye'ye yaptığı büyük yatırım, ülkenin küresel ekonomik çekiciliğini ortaya koyuyor. Türkiye; sanayi, enerji ve lojistikte hem Batı hem Doğu için vazgeçilmez bir merkez haline geliyor. Ekonomi ve jeopolitiğin kesişiminde Ankara, adeta yeni bir güç merkezi inşa ediyor."

Türkiye’nin “zor müttefik” algısının Soğuk Savaş’tan bu yana sürdüğünü hatırlatan Papetti, “Bugün tablo değişmedi; sadece oyun daha karmaşık, sahne daha küresel ve Türkiye’nin elindeki kartlar daha güçlü. Batı, Ankara’yı tamamen karşısına almayı göze alamaz” değerlendirmesini yaptı.

Batı’nın Türkiye ile ilişkisini “hassas bir zorunluluk dengesi” olarak tanımlayan Papetti, yazısını şu sözlerle tamamladı: “Bu dengeyi bozmak Batı’nın çıkarına değil. Çünkü Türkiye olmadan ne bölgesel ne de küresel güvenlik sağlanabilir. Avrupa ve ABD, Ankara’dan zaman zaman rahatsızlık duysa da kapıyı kapatamaz; zira Türkiye'siz bir dünya düzeni artık mümkün değil.”