• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Siber cennet, siber cemaat, siber cami

06 Aralık 2021
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

“Kilise cennette arsa satıyor” diye eleştirilirdi. Batıda bunun bir arka planı var. Endüljans, kilisenin “Kefaret yoluyla af” için bulduğu bir yol. Böylece, işin ucu cennetten arsa satmaya kadar varmıştı.  Cennetten arsa satışının adı, bugün birileri bilim ve teknoloji üzerinden yarattıklarını söyledikleri, Şeytan’ın Hz. Havva’ya ya da Yahudi kaynaklarına göre Lilith’e vadettiği gibi yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat için siber cennetten arsa satışına başladı. Birileri uzayı işgal ederken, birileri de Ay’da arsa satışına hazırlanıyor.

Ha! Unutmadan, MetaVerse’de, çok düşük bir ücret ödeyerek artırılmış gerçeklik yöntemi ile uzay yolculuğuna çıkabileceksiniz. Ama dikkat edin, yolunuz siber cehenneme çıkabilir ve oradan hiç çıkamayabilirsiniz de. Şunu bilelim ki, bu senaryonun da düzenin de gerçek patronu Şeytandır. Ötekiler sadece onun aramızdaki ajanları, işbirlikçileri.

Fıkra şöyle, Şeytanın pazarlamacıları, lobisini yapan, PR’ı yapan, reklamcıları, algı operatörleri, toplum mühendisleri, hep bir araya gelmişler. Ve sonunda şöyle bir pazarlama yöntemi üzerinde anlaşmışlar: “Tanrı tedavülden kaldırılıyor. Toprak olduktan sonra dirilecek misiniz, dirilmeyecek mi belli değil. Dirildiniz, cennete mi gideceksiniz, cehenneme mi o da belli değil. Belki Araf’ta kalır sizi başka bir dünyada yalnız bırakabilirler. Biz size bugünden yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vadediyoruz. Şimdiden, bugün istediğiniz zaman gidip gelebilirsiniz. Kendi cennetinizi kendiniz de yaratabilirsiniz!?. Orada kimlerle beraber olmak istiyorsanız, kendinize onların Avatar’larından oluşan bir dünya da kurabilirsiniz, onlarla anlaşırsanız birlikte de olabilirsiniz. Hayallerinizin gerçek olduğu bir dünyadan söz ediyoruz size. Ölümsüz de olabilirsiniz”. Dinleyenlerden bazıları “tamam” demişler. MetaVerse dalmışlar. Bakmışlar, cennet sessiz sakin, kuşlar, ağaçlar, çok güzel de, “biz burada sıkılırız” diye düşünmüşler. Biraz heyecan lazım diye düşünürken, bir taraftan bir müzik, eğlence sesleri gelmeye başlamış. Hemen sormuşlar, bu ses nereden geliyor diye. Demişler “Cehennemden”! “Burada cehennem de mi var” demişler, “Evet yaramazlık yapanlar, diğerleri tarafından dışlananlar kendi aralarında kendi düzenlerini kursunlar diye, aslında cennetteki diğerleri rahatsız olmasın diye, onları da ayrı bir bölümde topladık, ama orası da Cennetin bir parçası, isterseniz oraya da bakabilirsiniz” demişler. Akıllarına yatmış, “en azından bir bakalım” demişler. Bir kapıdan içeri bakmışlar, orada birçok tanınmış kişi, VIP kategorisinde politikacı, bürokrat, iş adamı, sanatçı, gazeteci var. Vur patlasın, çal oynasın bir hayat. Müzik, eğlence, ne isterseniz var. “Tamam” demişler “Biz burada kalmak istiyoruz. Bütün tanıdıklarımız burada”. “O zaman kaydınızı yapalım” demişler. Kayıtlar yapılıp yan kapıdan içeriye itmişler bu BİREY’leri. İçeriden bir çığlık: “Yandım Allah!”. Artırılmış gerçekliğin melek maskeli Avatar’ı kapıyı açmış, “ne bağırıyorsunuz” demiş. Adam, “bizi yanlış yere getirdin, biraz önce gördüğümüz yer burası değildi”. Şeytanın melek maskeli Avatarı; “Biraz önce izledikleriniz sanal gerçeklikle oluşturulmuş bir reklamdı!”

Şeytan, Hz. Adem’e düşmanlığının intikamını, onlara yine yalan söyleyerek, Ademoğullarından almak istiyor. Bugün CoVID sürecinde yaşadığımız, iklim yalanı ile sürdürülmeye çalışılan, Starlink’ler ve 5G ile uzayı ve yeryüzünü siber ordularla işgale hazırlananlar Şeytani bir planla “Tarihin sonu”nu getirmek istiyorlar.

Peki, biz ne yapıyoruz, bu işin neresindeyiz? Siz akıllı arabalar, akıllı evler, akıllı şehirlerden söz ederken, birileri yeni bir dünya kuruyor. Bakın o dünyada bunu kuran iradenin iddiasına göre Tanrı yok! Akıllarınca tanrıyı tedavülden kaldırıyorlar. Ama siz burada kendinize özel bir alan açabilirsiniz. Sanal cami kurabilirsiniz, sanal cemaat de oluşturabilirsiniz.

İşin açıkçası rüyanızda cinayet de işleyebilir, fuhuş da yapabilirsiniz, bundan dolayı da sorumlu tutulmazsınız. Burada bu rüyayı gerçekleştirebilirsiniz ve din, ahlak ve hukukun olmadığı bu dünyada her şey serbest. Dilerseniz buradaki kazanımlarını gerçek dünyaya da taşıyabilirsiniz, hatta gerçek dünyadaki kazanımlarınızı aynı şekilde öteki dünyada da simule edebilirsiniz..

Artırılmış gerçeklikler dünyasında, ölmüş aile büyüklerini isterseniz avatara da dönüştürebilir, onlarla buluşabilir, konuşabilirsiniz. Anlattıklarım size abartılı gelebilir, ama bu dünyaya, “biyolojik insan”ın sonu, daha doğrusu “Tarihin sonu”ndaki son kuşak olarak, “Z kuşağı” dedikleri denek/geçiş kuşağı kurbağa haşlaması, subliminal mesajlar, filmler, oyunlarla hazırlanıyor. Orada zamanı da, mekânı da siz tanımlıyor olacaksınız ve o boyutta astral yolculuklara çıkabileceksiniz. Sahi bizim ilahiyatçılar ne buyururlar bu hususta. Gerçek insanlar bu kurgulanmış rüya aleminde yedikleri haltlardan dolayı mesul olabilirler. Kendi avatarlarını üretip, onlara farklı kişilikler ve cinsiyetler yükleyerek MetaVerse’de onları farklı hazlar için kullanırlarsa, ne olacak? Ben böyle bir dünyanın çok masum bir dünya olmayacağını düşünüyorum. Bugün internet üzerinden BlackWeb/DarkWeb’e girerseniz, orada uyuşturucu, silah ve cinayet örgütlerinin serbestçe örgütlendiklerini göreceksiniz. Sonunda bu iş nereye varır bilinmez. Sizin aklınızı, kalbinizi, hayatınızı da hackleyebilirler ya da resetleyebilirler. Sizi kopyalayıp Avatar ya da  Klonoid, Humanoid şeklinde farklı bir mahluka dönüştürebilirler.

Bu saatten sonra, Globalistlerin dedikleri olmasa da, geri dönüş mümkün değil. Bunu görelim. 19.YY sonunda Kapitalizm, Komünizm, Faşizmin gölgesinden şekillenen bu dünya düzeni de zaten meşru değildi. Sıcak savaş bitti, soğuk savaş başladı. Ardından darbeler. Ekonomik ve siyasi krizler, terör.. Bu düzen böyle gitmeyecekti. O zaman yeni dünya düzeni üzerinde kafa yormamız gerekiyor. Nasıl bir hukuk düzeni olmalı. Mal, can, namus, akıl-inanç ve nesil nasıl güvende olmalı. Bu sınırlar, rejimler ve iktidar yapıları değişecek. Bu insanların emeklerini nasıl iktisadi bir faaliyete dönüştüreceğiz. Çevreye zarar vermeden nasıl sürdürülebilir bir kalkınmayı gerçekleştirebileceğiz, nasıl bir adil paylaşım düzeni! Cevabını arayan bu sorulara kim cevap verecek. Bu cemaat mi, bu akademi mi, bu siyaset mi? Ya hu bunlara bir CoVID’i bile anlatamadık. Zaten anlatsan da anlamıyorlar. Çünkü dinlemek, anlamak istemiyorlar.

Din, ahlak ve hukuk alanında korkunç bir fakirlik var ve bu fakirlik iktisadi anlamda fakirlikten çok daha kötü. Zaten bu değerler düzelmeden öbür tarafta bir şey olmaz.

Bu global tehdide karşı global bir ittifak gerekli. Biz dindar insanlar din kardeşlerimizle İTTİHAD yapalım. Kitabımız bizi kardeş/ihvan, millet, ümmet, cemaat olarak tanımlıyor. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Biz Müslümanız, Müslümancı da değiliz, insanız ama insancı da değiliz. Onun için şu ideolojik ve politik taraftarlıklarımızdan bir sıyrılalım, Hakk’tan yana hep birlikte taraf olalım. Bu anlamda yeryüzünün tüm erdemli, ahlaklı insanları ile İTTİFAK kuralım. Hılful Fudul topluluğunu oluşturalım. Başkaları için tehdit oluşturmayan herkesle İTİLAF’lar gerçekleştirelim ki Medine’ye ulaşalım. Mekke dönemindeki iman ve ahlaktan başlayalım ve “El emin” olalım. Bunun için “Ey iman edenler, iman ediniz!” Selam ve dua ile.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23